5 Bin Yıl Öncesine "Hassas Dokunuş"
ÖMER ERTUĞRUL / ŞAHİN ÖZMEN - Yozgat'ın Sorgun ilçesindeki Çadır Höyük'te 5 bin yıl öncesine ait bulgular, arkeologların elindeki fırça ve mala ile santim santim kazılan topraktan gün yüzüne çıkarılıyor.
ÖMER ERTUĞRUL / ŞAHİN ÖZMEN - Yozgat'ın Sorgun ilçesindeki Çadır Höyük'te 5 bin yıl öncesine ait bulgular, arkeologların elindeki fırça ve mala ile santim santim kazılan topraktan gün yüzüne çıkarılıyor.
Peyniryemez köyündeki, bünyesinde 7-8 medeniyeti barındıran Çadır Höyük'te kazı çalışmaları sürüyor. Kazı başkanlığını ABD New Hampshire Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gregory M'Mahon'ın yaptığı çalışmada ortaya çıkarılan buluntular, Yozgat Müzesinde sergileniyor.
Bünyesinde Kalkolitik Çağı, Hititler, Frigler, Persler, Helenistik Çağ, Roma, Bizans ve Selçukluların izlerini barındıran Çadır Höyük'te 30 kişilik kazı ekibi ve 30 işçi, fırça ve küçük malzemelerle santim santim kazdıkları toprakta tarihi bulgulara ulaşmaya çalışıyor.
Kazılarda, höyüğün en alt kısmında Kalkolitik döneme ait çanak, çömlek üretim atölyeleri ve pişirme ocakları tespit edildi.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Gregory M'Mahon, Çadır Höyük'te 24 yıldır çalıştıklarını söyledi.
Önce yüzey araştırması yaptıklarını, 1994 yılında da kazı çalışmasına başladıklarını aktaran M'Mahon, "Her sene 30 kazı ekibi, 30 da işçi çalıştırıyoruz. Birkaç alanda kazı yapıyoruz. En altta milattan önce 3500-3600'e uzanan Kalkolitik, en üstte milattan sonra 11. yüzyıldan kalma alan bulunuyor. " dedi.
Yazı olmadığından Kalkolitik uygarlıklarının ismini bilmediklerini anlatan M'Mahon, "Burada Eski Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı var. Anadolu'ya yazı Orta Tunç Çağı'nda geldi ancak bir buluntuya ulaşamadık. Hititler, Genç Tunç Çağı'nda yaşadı. Demir Çağı'nda Frigler, belki Persler ve ondan sonra Helenistik Çağ, Romalılar, onlardan sonra Bizanslar ve Türkler yaşadı." diye konuştu.
"Kazılar 50 yıla uzayabilir"
M'Mahon, 24 yıldır süren kazıların belki 50 yıla ve daha fazlasına uzanabileceğini sözlerine ekledi.
Höyükteki kazılara katılan Emrah Dinç de kazıya sabah saat 06.00 gibi başladıklarını belirtti.
Höyüğe geldiklerinde bir gün önceden kalan işler varsa onu tamamladıklarını anlatan Dinç, "Sonra kazmaya başlıyoruz, buluntular çıkınca onları kaydedip, etiketliyoruz. Mimari kalıntılara veya bazı buluntulara rastladığımız zaman ince işe başlıyoruz. Mala ile toprağı tıraşlıyoruz, fırçayla onu açarak etrafına bakıp, ince ince temizliyoruz ve eserleri ortaya çıkarıyoruz." ifadelerini kullandı.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesinden 4 yıldır kazı çalışmalarına katılan Nevra Arslan da höyüğün Bizans döneminden kalma kısmında faaliyet gösterdiğini söyledi.
"İnce ince çalışma yapmak zorundayız"
Arslan, Bizans döneminde askerlerin izlerini taşıyan odada çalışma yaptıklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
"İnce ince çalışma yapmak zorundayız. Çünkü savunma, yangın ya da savaş söz konusu. O yüzden savaşın izlerini ince ince kazarak bulabiliriz, yangının izlerini ve taban izlerini ancak bu şekilde keşfedebiliyoruz. Bizans dönemiyle ilgili metal parçalar var, askerlerin kullandığı kask, omuzluk gibi parçalar, hayvan kemikleri çıkıyor. Bunların yanında çok sayıda pişmiş seramik çıkıyor."
Höyüğün Kalkolitik döneminden kalan kısmında çalışma yapan Orta Doğu Teknik Üniversitesinden arkeolog Burcu Yıldırım da "Çanak çömlek üretim merkezindeyiz. Depolar, üretim atölyesi ve dört yanı duvarlarla çevrilmiş büyük bir ocak var. O dönemin Nevşehir'i, Avanos'u burasıymış diyebiliriz." diye konuştu.