35. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı"
Yazar Osman Aysu, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle düzenlenen 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'nda, kitapseverlerle bir araya geldi.
Yazar Osman Aysu, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ. tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle düzenlenen 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'nda, kitapseverlerle bir araya geldi.
Beylikdüzü'ndeki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde ziyarete açılan ve Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu fuara katılan Aysu, Ephesus Yayınlarınca düzenlenen "Polisiye Romanlarının Tarihi" konulu söyleşide konuştu.
Gerilim ve polisiye romanlarıyla tanınan 81 yaşındaki Aysu, konuşmasında polisiye edebiyatının doğuşunun 1841'de Graham's dergisinde Edgar Allan Poe'nun yazılarıyla başladığının bilindiğini dile getirerek, "Bana sorarsanız, ben bir edebiyat tarihçisi değilim ama şahsi kanım, Edgar Allan Poe'dan evvel benim rastladığım birçok hatta klasik diyebileceğimiz yazarlar da mevcut. Bunun en iyi örneği mesela, Hamlet. Hamlet, babasının katilini bulmaya çalışan bir prensin hikayesi. Bunun içinde siz bir polisiye kurgu görmüyor musunuz? Görüyorsunuz. Ne var ki Edgar Allan Poe'nun hikayeleri daha farklı." dedi.
Aysu, Poe tarafından yazılan "Morgue Sokağı Cinayetleri" kitabına da dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Morgue Sokağı'nı çoğunuz okumuştur. Orada daha farklı bir anlatım ve ilk defa polisiye kurgunun en üst noktaya vardığını, muammayla iç içe geçmiş bir çözümü, ayrıca da suç unsurunu görüyorsunuz. Yine de şahsi kanım, Amerika'da mesela James Fenimore Cooper'ın eserlerinden 'Mohikanların Sonu' ile 'Şair' ve 'Kaşif' adlı kitaplar, bence Poe'dan önce yazılmasına rağmen, bayağı tutarlı polisiye romanlarıdır."
Türkiye'deki ilk polisiye romanın 1884'te Ahmet Mithat Efendi tarafından yazıldığını aktaran Aysu, "İlk romanının ismi 'Esrar-ı Cinayat'. 'Cinayat' kelimesinin anlamı ise cinayet kelimesinin çoğuludur. Bu roman Tercüman-ı Hakikat dergisinde 1884'te tefrika ediliyor. O çağın özelliği, muamma türünün yaygın olması." diye konuştu.
Aysu, polisiye romanda bir cinayet işlendiğini ancak katilin bilinmediğini söyleyerek, "Romanın sonuna kadar, o bilinmeyen tempo devam eder. Ancak yazar anlattığı öykünün içinde, birkaç tane delil verir. Onunla, okur sözde katilin kim olduğunu tahmin eder. 'Esrar-ı Cinayat' romanında da aynı yol Ahmet Mithat Efendi tarafından takip edilmiş. Kitabın dili çok ağır bir Osmanlıca." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de polisiye roman tarihini beş devreye ayıran Aysu, birinci devrenin 1884-1908 arası, ikinci devrenin polisiyeye ilgi duyanların sayısının arttığı 1908-1928 arası, üçüncü dönemin 1928-1960 yılları arası, dördüncü dönemin polisiye edebiyat alanında çok fazla yazarın çıkmadığı 1960-1990 arası olduğunu anlattı. Beşinci dönemin ise 1990'dan sonra başladığını ifade eden Aysu, kendisinin de bu dönemde eserler verdiğini anımsattı.
Bu yılki ana teması "Felsefe ve İnsan" olan fuarda, söyleşi, panel, şiir dinletileri ve çocuk aktivitelerinin yer aldığı 300 etkinlik gerçekleştirilecek.