32. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı
Fuara 100 bin eserle katılan sahaflar, nadir kitap, eski kitap, dergi, poster, Osmanlıca belge, berat ve kartpostal meraklılarını bekliyor Sahaflığa 35 yıl önce Beyazıt'taki Sahaflar Çarşıs...
EMRAH GÜNEY - 32. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'na 100 bin eserle katılan sahaflar, nadir kitap, eski kitap, dergi, poster, afiş, Osmanlıca belge, berat ve kartpostal meraklılarını fuara bekliyor.
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve ana teması "Tarih: Geçmişteki Gelecek" olarak belirlenen fuarda, kitapseverlerin ilgilisini çeken alanlardan biri de 4 numaralı salondaki sahaflar çarşısı. Burada, eski kitap, dergi, poster, Osmanlıca belge, berat ve kartpostalların kokusu salona yayılmış. Kalabalık içerisinde, uzaklardan duyulan 45'lik plakların sesi ise adeta tarihin birer şahidi.
Ömründe bir defa bile olsa sahaf dükkanına uğramamış olanlar bile, "burada neler oluyor?" diyerek uğradıkları fuar alanında, ilgilerini çeken bir şeylere mutlaka rastlıyor.
Sahaflar çarşısı müdavimleri ise, Beyazıt'taki eski Sahaflar Çarşısı'ndan, günümüzde Beyoğlu, Kadıköy, Üsküdar ve Ortaköy'de dağınık olarak faaliyet gösteren sahafların çoğunu birarada bulmuş olmanın tadını çıkarıyor. Araştırmacılar, çalışmaları için adeta "can suyu" olan çarşıda keşiflerde bulunmaya devam ediyor.
"100 bin eserle katıldık"
AA muhabirine açıklamalarda bulunan sahaf Emin Nedret İşli, mesleğe 35 yıl önce lisenin ardınan Beyazıt'ta başladığını söyledi.
İşli, fuarda sahaflar olarak yer alma fikrinin ise 2008 yılında Türkiye'nin onur konuğu olduğu Frankfurt Kitap Fuarı'nın ardından oluştuğunu anlattı. İşli, "Fuarda kaliteli eski kitap satıcısı olan sahaflar da bulunsun istedik. O günden beri devam ediyoruz. İlk geldiğimizde çok şaşırıyorlardı. Ancak yıllar içerisinde artık fuarda sahafların olması da bir olgu haline geldi. 'Bu senede var mısınız?' diye soran müşterilerimiz arttı" ifadelerini kullandı.
Bu yıl 690 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katıldığı fuara, Ankara'dan 3 sahaf ve toplam 20 dükkan olarak 100 bin eserle katıldıklarını aktaran İşli, dükkanına gelen müşteri ile fuara gelen müşterinin birbirinden çok farklı olduğunu söyledi.
Fuar ziyaretçilerinin genellikle gençlerden oluştuğunu vurgulayan İşli, "Buraya gelenlerin çoğu bizden ayrı bir dünyadalar. Zaten bizim buraya gelmekteki amacımızda o ayrı dünyalardaki insanları şaşırtmak ve bizim yönümüze döndürmek. 'Sahaf nedir?', 'Ne tür kitaplar satar?', 'Eski kitap, nadir kitap, imzalı kitap nedir?' bunları anlatabilmek" diye konuştu.
Ankara'dan gelen Güven Sahaf'ın sahibi Güven Özgüç ise emekli bir akademisyenden aldığı İstanbul ile ilgili 1906 baskılı, Fransızca kitabı 400 liraya satıyor.
"Pazarlık payı var mı?" diye sorulduğunda da Özgüç, "Ankara'da bulunan kitaplarla İstanbul'da bulunan kitaplar farklıdır. Çoğu zaman Ankara baskılı bir kitabı İstanbulda, İstanbul'da yayınlanmış bir kitabı da Ankara'da bulmak zordur. Farklı bir kente gittiğimizde elimizdeki kitaplar insanlara ilginç geliyor" cevabını verdi.
- "Bu iş çok keyiflidir"
Daha çok Osmanlıca tarih ve edebiyat kitapları satan 48 yaşındaki eczacı Ahmet Nuri Özdoğan da 15 yıldan beri sahaflık yaptığını söyledi.
Bir yıl önce babasının ölümünün ardından Fatih'teki eczanesini kapattığını anlatan Özdoğan, "Bu iş çok keyiflidir. Biraz hayattan tat almaya çalışıyoruz" dedi.
Özdoğan, müşteriler arasında en çok ilgi çeken kitabın ise 10 liraya sattığı, 1949 tarihli "Tarih Boyunca Kadın-Erkek Dedikoduları" isimli kitap olduğunu aktardı.
12 bin kitaplık özel kütüphane oluşturdu
Siyah çerçeve gözlükleriyle hem kitap okumayı hem de gelen müşterilere gülümsemeyi ihmal etmelen aksakallı 60 yaşındaki 40 yıllık sahaf Lütfü Seymen de mesleğe çocukluk yıllarının geçtiği Kastamonu'nun Cide ilçesinde Teksas-Tommiks romanlarını kiralayarak başladığını dile getirdi.
Seymen, "O dönem kiralama vardı. Kitaplarımı hem okur hem kiralar hem de satardım" dedi.
"Neden sahaflık?" sorusuna ise Seymen, "Kitap okumanın ta kendisi... Başka da bir şey yok. Kitap okuyayı sevmek. Kendine ucuz bir kütüphane kurmanın yolu sahaflıktan geçer. İyi kitapları kendine toplarsın. Biriktirir okursun. Gerekirse müşteriye o kitabı vermezsin" şeklinde cevap verdi.
Seymen, dükkanında yaklaşık 30 bin eserinin olduğunu, evinde ise 12 bin kitaptan oluşan özel bir kütüphaneye sahip olduğuna dikkati çekti.
"Bin yıllık kitaplara baka baka sahaf müdavimi oldum"
Fuar ziyaretçisi Yusuf Çağlar'da "bazen 100 bazende bin yıllık kitaplara baka baka" sahaf müdavimi olduğunu söyleyerek, eski kitaplara ilgisinin 27 yıl önce, üniversite eğitimi için geldiği İstanbul'da, Beyazıt Sahaflar Çarşısı'na dayandığını anlattı.
O dönem çarşıda daha çok Osmanlıca yazma kitapların bulunduğunu belirten Çağlar, "Beyazıt, tam bir sahaflık merkeziydi. Pazar günleri dükkanı olmadığı halde sergi açan sahaflar gelirdi. O pazar günleri Beyazıt Meydanı baştan aşağıya kadar eski eşyalar, elbileser, hatıralar içerisinde, eski kitap sevdalılarının buluşma merkezi olurdu" ifadelerini kullandı.
Dönem dönem vefat edenlerin veya dükkanını değiştirenlerin arttığını söyleyen Çağlar, "Biz o arkadaşlara katılarak Beyazıt'tan Beyoğlu'na, Kadıköy'e geçen sahaf arkadaşlarımızla Beyoğlu'ndaki, Kadıköy'deki sahafların müdavimi olduk" dedi. - İstanbul