2. Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bedri Gencer, "Yakın bir dönemde Türkiye'de Arapça kitap getirmek korkulan bir şeydi.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bedri Gencer, "Yakın bir dönemde Türkiye'de Arapça kitap getirmek korkulan bir şeydi. Şimdi ise Arapça kitap fuarları yapılıyor." dedi.
Gencer, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi, İstanbul Sultanahmet Vakfı (İSVA) ve Haşimi Yayınevi tarafından düzenlenen "2. Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri"ni AA muhabirine değerlendirdi.
Osmanlı döneminde yazışmaların çoğunun Arapça yapıldığını belirten Gencer, "Abdülhamid Han zamanında Arapçanın resmi dil olması gündeme gelmişti. Yakın bir dönemde Türkiye'ye Arapça kitap getirmek korkulan bir şeydi. Şimdi ise Arapça kitap fuarları yapılıyor. Eskiden kitap bulunamıyordu şimdi Arapça kitap okuyabilecek insan bulunamıyor. Dünyada yabancı dil krizini en derin yaşayan ülke Türkiye'dir." şeklinde konuştu.
Türkiye'de, Türkçeden İngilizceye çeviri yapabilecek insan sayısının az olduğunu savunan Gencer, şunları söyledi:
"Dünyada en yaygın dil İngilizce olmasına rağmen Türkçe klasikleri İngilizce'ye çevirebilecek insan bulmak zor. Yabancı dil krizi, bizim milli sorunumuz. Türkiye özüne dönecekse Arapça ile dönmeli. Bizim geleneğimizde Batı dilleri küçümsenmiştir ama Arapça kutsal dil olarak görülmüştür. Suriye'den Türkiye'ye gelen göçmenlerin en büyük sıkıntısı da bu. Türk halkıyla İngilizce bile anlaşamıyorlar."
Arap Baharı sonrası gelişen olayların Türkiye'deki yetersizlikleri ortaya çıkarttığını iddia eden Gecer, "Osmanlı, İslam dünyasının hem ilim hem kültür hem de siyasi lideriydi. Bugün Türkiye, İslam dünyasının bir nevi siyasi lideri konumunda ama kültürel liderlikten çok uzakta. Bu uçurumun giderilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Afganistan'dan Celalabad Üniversitesi Öğretim Üyesi Seyyid Ahmed Haşimi ise Osmanlı'nın bir dönem ilmin ve bilimin merkezi konumunda olduğunu, İslam dünyasına her şeyin buradan yayıldığını anlattı.
Arapçanın bugün 55 ülkede konuşulduğunu belirten Haşimi, "Yani Arapça bir dünya dili. Bu dilin sadece ilim alanında değil, kültür ve ticaret alanında da önemli olduğunu gösteriyor." vurgusunu yaptı.
Türk halkının ve yöneticilerinin İslam dünyasıyla bağlarının kopmadığını dile getiren Haşimi, fuarda karşılaştığı gençlerin Arapçayı öğrenerek İslam dünyasıyla daha güçlü ilişki kuracağına ve Türkiye'yi daha ileriye taşıyacağına inandığını aktardı.