15. İstanbul Bienali Başladı
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 15. İstanbul Bienali, sanatseverlerle buluştu.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 15. İstanbul Bienali, sanatseverlerle buluştu.
Sanatçı ikilisi Elmgreen & Dragset'in küratörlüğünde "İyi bir komşu" başlıklı bienale ev sahipliği yapan mekanlardan İstanbul Modern'i ziyaret eden sanatseverler, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi 4. sınıf öğrencisi Yalçın Bulut, bienalde insanların sosyal ve siyasi karmaşasının aktarıldığını belirterek, "Bienalde, daha iyi bir komşu anlayışı ve hayat mücadelesinin, hayata dair olan ve içinde bulunduğumuz yaşamın iyi ifade edildiğini düşünüyorum." dedi.
Bulut, bienalin herkesin bir arada huzurlu ve mutlu yaşayabileceğini gösteren bölümlere dikkati çekmesinin önemine işaret ederek, sanata bakış açısı ve duyarlılık kısmına daha çok ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti. Bulut, şöyle devam etti:
"Bugün Bienali, dün de Contemporary İstanbul Çağdaş Sanat Fuarı'nı gezdim ama her ikisinde de gelenekselleşmiş çalışmaların olduğunu gördüm. Olağanın dışına çıkmak gerekiyor. Her iki etkinlikte de biraz basite kaçıldığını düşünüyorum. Zor olanı seçemiyoruz maalesef ve kolay olana yöneliyoruz. Bence akademik olarak yeni çalışmalar yok ve bunun çok büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Biraz daha insan temalı duygular olmalıydı, bunları göremeyince ister istemez bir beklenti çöküşü olabiliyor, ben bienalde aradığımı bu sene bulamadım."
Sanatçı Victor Leguy'un Türkiye'ye göç eden Suriyeli mültecileri konu edindiği "Görünmez sınırlar için yapılar" isimli çalışmasını çok beğendiğini aktaran Bulut, "Victor Leguy, Suriyelilere bakış açısını farklı bir üslupla birleştirip sunmuş. Hem anlatımı hem de üslubuyla gayet başarılı bir çalışmaydı. Bu gibi işlerin biraz daha geliştirilip dünyada duyurulması ve medyada dile getirilmesi gereken hassasiyetler olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
"Leguy'un Suriye ve Türkiye'de yaşananlara duyarsız kalmamasını takdirle karşılıyorum"
Güzel Sanatlar alanında eğitim gördüğünü belirten Zehra Çiçek, bienalin geçen yıllara nazaran daha güzel olduğunu, cam ve kara kalem çalışmalarını, kuş yuvalarından oluşan sergiyi gezdiğini anlattı.
En çok Leguy'un Suriyelileri konu ettiği çalışmayı beğendiğini ve çok etkilendiğini dile getiren Çiçek, şunları söyledi:
"Sergideki terliği görünce yaşanan dramı hissettim ve çok farklı duygular yaşadım. Yabacı bir sanatçının, Suriyelilerin yaşadıklarını böyle etkileyici bir halde sunması çok ilginç geldi. Kullanılmış objelerle resimlerin bir araya gelmesi, Arapça yazılmış pusulaların olması ve hepsinin yarısının beyaz bir boya ile boyanması düşündürücüydü. Bu durumu yarım kalmış bir yaşam olarak yorumladım çünkü mülteciler buraya gelinceye kadar belli bir yaşamdan gelmişler ama buraya geldikten sonra ne olacakları belli değil, beyaz boyalı kısmı 'belirsizlik' diye
İzmir'de yaşadığını ve burada Suriyeli sığınmacı kadınlara hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla dikiş dikmesini ve el sanatlarını öğrettiklerini anlatan Çiçek, "Bizler de onlar gibi olabilirdik, Suriyelilerin kabahati değil, istediği bir şey değil buraya gelmek mecbur kaldılar. Asıl suç onları buna mecbur bırakanlarda. Victor Leguy'un da Suriye ve Türkiye'de yaşananlara duyarsız kalmamasını takdirle karşılıyorum, en güzel çalışma onun çalışmasıydı." ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanı Esin Kaya ise 8 yıldır bienali takip ettiğini anlattı.
Kaya, "İçinde bulunduğumuz bu duvar sergisini de çok beğendim, genel anlamda güzel ama arkadaşlarımla birkaç sergiyi anlamsız bulduk. Sanatçının kişisel duygularını paylaştığı eserler, izleyici tarafından çok etki uyandırmadığı kanaatindeyim. Genel olarak bienalin göç, mültecilik ve yolculuğu anlattığını düşünüyorum. Şu anki çağımızın sorunlarına değindiğini gördüm. Sanatçılar, toplumsal konulara eğildiği ve günümüzün problemi bu olduğu için sürpriz değil ama etki uyandırması açısından güzel buldum." şeklinde konuştu.
Farklı coğrafya ve zaman dilimlerinden hikayelerin anlatıldığı 150 eserin yer aldığı bienal, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, İstanbul Modern, Pera Müzesi, ARK Kültür, Yoğunluk Sanatçı Atölyesi ile Küçük Mustafa Paşa Hamamı'nda sanatseverlerin ziyaretine açıldı.
32 ülkeden 55 sanatçının ev, mahalle ve aidiyet kavramlarını tartışmaya açan işlerin sergilendiği İstanbul Bienali, 12 Kasım'a kadar ücretsiz ziyaret edilebilecek.