Kripto para dünyasının en uzun davası sonlanıyor

Ripple ve SEC arasındaki beş yıllık hukuk mücadelesi son aşamaya geldi. Mahkemeye sunulan ortak dilekçe, 125 milyon dolarlık para cezasının 50 milyon doları SEC'e, 75 milyon doları Ripple'a gitmesini öngörüyor. Trump yönetiminin kripto politikalarındaki yumuşama, anlaşmanın onaylanması için güçlü gerekçe oluşturuyor. XRP yatırımcıları uzun süren belirsizliğin sona ermesini bekliyor.
Kripto dünyasının en uzun soluklu yasal mücadelelerinden biri olan Ripple-SEC davası, nihai anlaşma aşamasına ulaştı. Her iki taraf da mahkemeye sunduğu ortak metinde, davanın sonlandırılması için yasaklama kararının kaldırılmasını ve para cezasının belirtilen oranlarda paylaştırılmasını talep ediyor. Özellikle SEC'in yeni yönetim altında kripto para politikalarında gösterdiği yumuşama, anlaşmanın onaylanması için istisnai koşullar oluşturduğu vurgulanıyor.
SEC Yeni Dönemde Ripple ile Anlaştı
2020 yılında başlayan ve XRP'nin menkul kıymet statüsü etrafında gelişen yasal süreç, sonuç aşamasına ulaştı. Yargıç Analisa Torres'in XRP'nin programatik satışlarının menkul kıymet olmadığına, ancak kurumsal satışların menkul kıymet kapsamında olduğuna dair kararı sonrası, taraflar 125 milyon dolarlık para cezasının paylaşımı konusunda uzlaştı.
Gary Gensler'in SEC'den ayrılması ve yeni yönetimin kripto dostu yaklaşımı, anlaşmanın onaylanması için uygun ortam yaratıyor. Trump yönetimi döneminde SEC, kripto firmalarına karşı birkaç soruşturma ve suçlamayı düşürmüştür.
Mahkemeye sunulan belgede, her iki taraf da SEC'in kripto para birimlerine bakış açısındaki kapsamlı değişiklikleri öne sürdü. Kurum ayrıca düzenleyici çerçeve oluşturmak için çalışırken birkaç yuvarlak masa toplantısı düzenleyen bir kripto görev gücü kurdu.
Ripple CEO'su Brad Garlinghouse, Mart ayında şirketinin SEC ile yasal mücadelesinin fiilen sona erdiğini söylemiş ve SEC temyizinden geri adım atmıştı. Davadaki son gelişmeler 125 milyon dolarlık para cezasına odaklandı.
Ripple ve SEC'in avukatları, anlaşma sözleşmesinin ötesinde, nihai kararı anlaşmayı kolaylaştıracak şekilde değiştirmeyi haklı çıkaran istisnai koşullar olduğunu belirtiyor.
