Birleşik Krallık kripto alanında geride kalıyor

Birleşik Krallık, belirsiz kripto politikalarıyla eleştirilerin odağında. Uzmanlar, ülkenin AB ve ABD karşısında rekabet gücünü kaybettiğini belirtiyor.
Birleşik Krallık'ta dijital varlık düzenlemelerindeki kararsız yaklaşımı, finans sektöründen sert tepkilere neden oluyor. Düzenleyici kurumların net bir yol haritası sunmaması, ülkenin Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri'nin gerisinde kalmasına yol açıyor. Uzmanlar, ülkenin sahip olduğu avantajları değerlendiremediğini vurguluyor.
Birleşik Krallık Blockchain Teknolojisinde Rakiplerinin Arkasında Kaldı
Birleşik Krallık, dijital varlıklara yönelik somut bir yasal çerçeve oluşturma konusunda yavaş davranması nedeniyle piyasa uzmanları tarafından eleştiriliyor. Sektör kaynaklarına göre bu "politika ertelemesi" ülkenin bir zamanlar öncüsü olduğu dijital finans alanında hem Avrupa Birliği hem de ABD gibi rakiplerinin gerisine düşmesine neden oldu. Yapılan analizler, Birleşik Krallık'ın dağıtık defter teknolojisi tabanlı finansta sahip olduğu erken başlangıç avantajını kaybettiğini gösteriyor.
Brexit sonrası dönemde kripto para düzenlemeleri için küresel bir standart belirlemesi beklenen ülke, bunun yerine gelecekteki düzenlemelere ilişkin belirsiz vaatlerde bulunmakla yetiniyor. Özellikle Finansal Davranış Otoritesinin (FCA) yayımladığı yol haritasında, yeni rejimin ne zaman devreye gireceğine dair net bir tarih bulunmaması endişeleri artırıyor. Metinde kesin bir başlangıç tarihi yerine 2026 yılından sonrasına işaret edilmesi, belirsizliği daha da derinleştiriyor.
Bu durum, diğer küresel güçlerin attığı adımlarla tam bir tezat oluşturuyor. Avrupa Birliğinin Kripto Varlık Piyasaları (MiCA) yasası halihazırda yürürlüğe girmişken, ABD Senatosu da stablecoinler için federal güvenceler getiren önemli bir yasa tasarısını onayladı. Uygulanabilir bir çerçevenin yokluğu, Birleşik Krallık'ın tüm finansal sistemin Blockchain üzerine taşınması ihtimaline karşı uyum sağlama kabiliyetini zayıflatıyor. Eleştiriler özellikle ülkenin stablecoinlere yaklaşımında yoğunlaşıyor. ABD bu varlıkları ayrı bir ödeme aracı olarak ele alırken, Birleşik Krallık makamlarının bunları diğer kripto yatırım varlıklarıyla aynı kategoride değerlendirmesi piyasada kafa karışıklığına yol açtı.
İngiltere Merkez Bankasının başlangıçtaki katı tutumu da sektörde endişe yaratmıştı. Kurumun ilk taslak metinlerinde, sistemsel öneme sahip stablecoinlerin tamamen merkez bankası parasıyla desteklenmesi şartı koşulmuştu. Sektör temsilcileri ise bu durumun stablecoin ihracını ticari olarak imkânsız kılacağını savunmuştu. Banka bu tutumunu esnetmiş olsa da henüz uygulanabilir yeni bir model sunulmuş değil. Bu esnada Hong Kong ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi merkezler, kendi düzenleyici çerçevelerini oluşturarak ve tokenizasyon ekosistemlerini hızla geliştirerek ilerliyor. Uzmanlar, Birleşik Krallık'ın sahip olduğu dil, hukuk sistemi ve saat dilimi gibi avantajlara rağmen, finans merkezi konumunun tehlikede olduğu ve düzenleyicilerin acilen harekete geçmesi gerektiği uyarısında bulunuyor.
