Katip Çelebi Biyografisi
Katip Çelebi Kimdir ?
Kâtip Çelebi ya da Hacı Halife (Şubat 1609, İstanbul - 6 Ekim 1657, İstanbul): tarih, coğrafya, bibliyografya ve biyografya ile ilgili çalışmalar yapmış Türk-Osmanlı bilim insanı ve aydını. Dünya bilim edebiyatında en ünlü ve bilinen eseri; İslam dünyasının en değerli eserlerini içeren 15.000'e yakın kitabı ve 10.000'e yakın müellifi (yazar) alfabetik dizin sistemine göre tanıtan Keşf ez-zunûn 'an esâmî el-kutub ve'l-fünûn ve daha sonra İbrahim Müteferrika tarafından basılan meşhur coğrafya ansiklopedisi Cihannümâ ile tanınır. Kâtip Çelebi, az sayıdaki 17. yüzyıl Osmanlı nesir yazarları arasındadır.
Yaşamı
1609 yılında İstanbul'da doğdu. Babasının adı Abdullah'tı. Babası, Osmanlı devlet ve siyaset adamlarının yetiştirildiği Enderûn kurumunda eğitim görerek yetişmiş bir askerdir. Kâtip Çelebi'nin asıl adı Mustafa bin Abdullah'tır. Ordu kâtipliğinde bulunduğu için ulema ve halk arasında Kâtip Çelebi lakabı ile tanındı. Doğuda Hacı Halife,batıda ise Hacı Kalfa olarak tanınır. Hacca gittiği ve uzman memur (halife) olduğundan ötürü bu lakap ile de anılmıştır.
Eğitimi
6 yaşına geldiğinde ilk eğitimini almak için babası tarafından görevlendirilen İmam İsa Halife El-Kırımî'den Kur'an okumayı, tecvid kurallarından Mukaddime-i Cezeriyye'yi ve namazın şartlarını öğrendi. Devrin adeti üzerine, öğrendiklerini Mesih Paşa Darülkurrâsı'nda ezbere dinletti. Zekeriyya Ali İbrahim Efendi ile Nefes-zâde'den ders gördü, Kur'an'ı yarısına kadar ezberleyerek aynı Darülkurrâ'da okudu. İlyas Hoca'dan tasrif (Arapça kelime bilgisi) ve avâmil (Arapça dilbilgisi üzerine yazılmış eser) öğrendi.
Böğrü Ahmet Çelebi adlı hattattan yazı dersleri aldı. On dört yaşına geldiğinde babasının aylığından 14 dirhem harçlık bağlanılarak babasının yanında Anadolu Muhasebesi Kalemi'nde şakird (stajyer) olarak devlet görevine başladı (1622-23). Kalemdeki halifelerin (uzman memur) birinden hesap-muhasebe sistemini, Erkam adı verilen yazışma kurallarını ve dönemin devlet belgelerinde kullanılan Siyakat yazısını öğrendi.
Memurluk Yılları
1624 yılında Abaza Mehmed Paşa İsyanı'nı bastırmak amacıyla hazırlanan ordunun defterlerini tutan birimde (Silâhdar Alayı) yer alarak babası ile birlikte Tercan Seferi'ne katıldı. Kayseri yakınlarında Abaza Mehmed Paşa birlikleriyle yapılan savaşa (7 Eylül 1624) tanıklık etti. Eseri Fezleke'de bu seferin ayrıntılarını ve anılarını bildirmektedir. Ordu ile birlikte Musul'a geldiklerinde (Ağustos-Eylül 1626) babası öldü ve Camii Kebir Mezarlığı'na defnedildi. Babasının vefatından bir ay sonra, aynı sefer kuvvetinde görev yaptıkları amcası da Nusaybin-Cerahlu bölgesinde öldü. Kâtip Çelebi bunun üzerine orduda görev yapan başka bir akrabasıyla birlikte Diyarbakır'a geldi. Diyarbakır'da kaldığı sırada babasının arkadaşlarından Mehmed Halife adlı bir yüksek bürokrat tarafından Süvari Mukabelesi'ne tayin edilerek İstanbul'a döndü (1627-1628). Burada Kâdızâde'nin derslerini takip etmeye başladı. Aynı yıl içinde Erzurum Kuşatması'na katıldı. Erzurum'dan Tokat'a dönüş yolunda, kış mevsiminin bastırması sebebiyle orduyla birlikte büyük zorluklar yaşadı.
Kâtip Çelebi, 1630 yılında Hüsrev Paşa'nın maiyetinde bulunarak Hamedan ve Bağdat Seferi'ne katıldı. Bu seferle ilgili olarak Cihannümâ'da ve Fezleke'de, uğradığı şehir ve bölgeler ile ordu tarafından ele geçirilen şehir, kale ve menzillerin bilgilerini vermektedir. Bağdat Kuşatması'nda ordunun defterini tuttu. Seferden sonra tekrar İstanbul'a dönerek Kâdızâde'nin derslerine katıldı. Bu zaman aralığında, Kâdızâde'den Tefsir, İhya-i Ulûm, Şerh-i Mevakıf, Dûrer ve Tarikat (Tarikat-ı Muhammediyye) okudu. 1633-1635 yılları arasında, Halep Seferi'nde hacca gitme fırsatı buldu.
Çatışma ve sefer olmadığı zamanlarda Halep'te kitapçıları ve kütüphaneleri gezerek ileride yazacağı büyük eseri Keşf ez-Zunûn 'an Esâmî el-Kutub ve'l-Fünûn için biyografik ve bibliyografik temeli teşkil edecek notları hazırlamaya başladı. Halep Seferi yıllarında, sahaflarda kitap toplayıp elde ettiği hazineyi okuyarak kendini geliştirdi. Dönüşte bir kış Diyarbakır'da kalıp oradaki bilgin ve aydınlarla görüştü. 1635 yılında IV. Murad ile Revan Seferine katıldı. On yıl kadar çeşitli savaşlarda bulunduktan sonra İstanbul'a döndü ve çeşitli alanlardaki bilimlerle uğraşır oldu.
A'rec Mustafa Efendi, Ayasofya Dersiâmı (öğretim görevlisi) Abdullah Efendi ve Süleymâniye Dersiâmı Mehmed Efendi'den ders aldı. A'rec Mustafa Efendi'yi kendisine üstad edindi. Bir yandan kendisi öğrenirken diğer yandan birçok öğrenciye ders verdi.
1645 yılında Girit Seferi'ne katılması sayesinde haritaların nasıl yapıldığını inceleme fırsatını buldu ve bu konuyla ilgili eserlerde çizilen haritaları gördü. Bu arada görevinden ayrılarak üç yıl devlette çalışmadı. Bu üç yıl içinde kimi öğrencilerine çeşitli konularda dersler verdi. Bu zaman içinde sık sık hastalandığı için tedavi çareleri bulmak amacıyla çeşitli tıp kitaplarını okudu. Pek çok eserini bu yıllarda yazmıştır. 1648'de Takvimü't-Tevarih adlı eseri nedeniyle dönemin Şeyhülislamı Abdürrahim Efendi aracılığıyla kalemde ikinci halifelik görevine atandı.
Ölümü
Kâtip Çelebi 1657 yılında öldü. Mezarı, Vefa'dan Unkapanı'ndaki Unkapanı Köprüsü'ne inen büyük caddenin sağ kenarındaydı.
Kâtip Çelebi çalışkan, iyi huylu, vakarlı, az konuşan, çok yazan biri olarak bilinir. Arapça, Farsça yanında Latince'yi de bilirdi. Osmanlı Devleti'nde Batı bilimleriyle fazla ilgilenen ve bu bilimleri Doğu bilimleriyle karşılaştırıp sentezini yapan ilk Türk bilim adamlarından biridir. Unesco tarafından doğumunun 400. yılı münasebetiyle 2009 yılı Kâtip Çelebi Yılı ilan edilmiştir.
Eserleri
Coğrafya
Levâmiu'n-Nur fi Zulmeti Atlas Minur
Müntehab-ı Bahriye (Kitab-ı Bahriye)
Cihannümâ