Bel Fıtığına Manuel Terapi
Bel fıtığı nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan 25 yaşındaki hasta, "manuel terapi" tedavisiyle ağrılarından kurtuldu.
Bel fıtığı nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan 25 yaşındaki hasta, "manuel terapi" tedavisiyle ağrılarından kurtuldu.
Bir yıla yakın zamandır devam eden bel, kalça ve bacak ağrısı nedeniyle doktora gittiğinde bel fıtığı olduğunu öğrenen ve ameliyat yerine fizik tedavi merkezinde "manuel tedavi" ile sağlığına kavuşan Melike Papuçcu, Nişantaşı Romatem Fizik Tedavi Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında hikayesini anlattı.
Hastalığının teşhisinin konulması üzerine ameliyat önerisini ilk etapta değerlendirmek istemediğini ama bu süreçte ağırlarının günlük yaşantısını etkileyecek düzeye ulaştığını belirten Papuçcu, daha sonra merkeze başvurduğunu ve burada fizyoterapist Okan Keleş tarafından "manuel terapi" uygulandığını anlattı.
Bir yıl önce kadar önce ciddi bacak ağrısıyla şikayetlerinin başladığını ifade eden Papuçcu, şunları kaydetti:
"Bacağımı sürümek zorunda kalıyordum. Yürüyemiyordum, oturamıyordum, araba kullanamıyordum. O yüzden bir kaç ameliyat lafı duyduktan sonra 'bir çare daha olabilir' diye buraya başvurdum. 10 seans sonra ciddi olarak etkisini gördüm. 'Bir daha yürüyebilecek miyim ya da spor yapabilecek miyim?' diye düşünürken şu anda rahatlıkla koşabiliyorum. İlk 5 seanstan sonra ciddi şekilde yürümem düzeldi. 8. seanstan sonra merdiven inip çıkmaya başladım. İlk seans bitiminde de araba kullanmaya yeniden başladım."
Papuçcu, tedavi sırasında baskı uygulandığı için anlık bir ağrı duyduğunu dile getirerek, "Ameliyat olmayacağım fikri beni çok mutlu ediyor. İnsanların ameliyatı son seçenek olarak düşünmeleri taraftarıyım. Eski sporcuyum ve bunu yapamama fikri beni çok üzüyordu. Bu rahatsızlığı olan 'manuel terapi' şansını deneyip, ameliyata gitsin. Çünkü ameliyatın kesin çözüm olduğunu kimse söyleyemiyor" diye konuştu.
Uygulama verilecek egzersizlerle destekleniyor
Fizyoterapist Okan Keleş de "manuel terapi"nin elle yapılan tedavi anlamına geldiğini, özellikle yurt dışında çok eski zamanlardan beri kullanılan etkili bir tedavi yöntemi olduğunu ifade ederek, yöntemin, son 10-15 yıl içerisinde Türkiye'de de gelişmeye ve yaygınlaşmaya başladığını ve bütün kas-iskelet sistemi hastalıkları için uygulanabileceğini söyledi.
Tedavinin kişinin özelliklerine göre uygulanabildiğini belirten Keleş, şu bilgileri verdi:
"Sadece belli tekniklerin uygulanmaması açısından önlemler vardır. İleri derecede kemik erimesi olan hastalarımızda, daha önce 'çökme kırığı' dediğimiz omurgadaki kırık durumlarında uygulanmayabilir ya da belli teknikler uygulanabilir. Tedavi sırasında hangi tekniğin uygulanmamasına hasta ve doktorla beraber değerlendirerek, karar veriyoruz. Özellikle görüntüleme yöntemleriyle manuel değerlendirmeyle hastadaki problemlerin birçoğu anlaşılabiliyor. Son zamanlarda fizik tedavide giderek yaygınlaşan manuel terapi, kas-iskelet sisteminin hemen hemen bütün problemlerinde başvurulan bir tedavi yöntemidir. Terapist hastayı değerlendirdikten sonra sorunun ana kaynağını tespit edip, tedaviyi elleriyle uyguluyor."
Keleş, uygulamanın yurt dışında da eğitimli fizyoterapist ve doktorlar tarafından yapıldığını vurgulayarak, "Tedavi için gittiğiniz kişinin sadece doktor ya da fizyoterapist olması yeterli değildir. Ne yazık ki, üniversitelerin içerisinde ayrıntılı olarak gösterilen manuel terapi eğitim olmadığı için sadece fizyoterapist olması yetmez. Bunun eğitimini almış ve tecrübesi olması gerekir. Burada aslında en kritik nokta hangi hastaya neyi uygulamanız gerektiğini bilmektir. Hangi hastada hangi tekniği uygulayacağınızı bilmiyorsanız uygulama kötü sonuçlar doğurabilir. O yüzden hastaların gittikleri kişinin fizyoterapist ve manuel terapi eğitim almış olduğuna dikkat etmeleri gerekir."
Yöntemin en önemli özelliğinin herhangi bir cihaz ve ilaca gerek duyulmaması olduğunu belirten Keleş, ancak doktorun ilaç takviyesi önerdiğinde uygulamaların birlikte devam ettirileceğini söyledi. Keleş, hastanın basit bir bel ve boyun ağrısında 4-6, biraz daha mekanik bir problemde ise 8-10 seansta normal hayatına dönebileceğini ifade etti.
Terapinin ardından hastanın hemen günlük hayatına dönebildiğini ve uygulamanın verilecek egzersizlerle desteklendiğini dile getiren Keleş, "Koruyucu tedaviye devam etmiyorsanız ya da hastalığa yol açan hareketlere devam ediyorsanız mutlaka nüksetme ihtimali vardır" dedi.
Fizyoterapist Okan Keleş, daha sonra tedaviyi uygulamalı olarak gösterdi.