" Herkesin Kendi Reçetesini Yazması En Sağlıklısı"
Beğenerek okunulan yazarların nasıl yazdığını bilmek ister miydiniz? Hep Kitap “Atölye” serisine bu kez kurmaca üzerine son dönem edebiyatın etkili isimlerine sorulan sorularla oluşturulan bir kitapla devam etti. Uydurmanın İncelikleri: Kurmaca Üzerine Kişisel Yaklaşımlar!
Röportaj: Uğur Ugan ugur.ugan@milliyet.com.tr Beğenerek okunulan yazarların nasıl yazdığını bilmek ister miydiniz? Hep Kitap "Atölye" serisine bu kez kurmaca üzerine son dönem edebiyatın etkili isimlerine sorulan sorularla oluşturulan bir kitapla devam etti. Uydurmanın İncelikleri: Kurmaca Üzerine Kişisel Yaklaşımlar! Kitapta edebiyatımızın etkili kalemlerinden Başar Başarır, Doğu Yücel, Fuat Sevimay, Hakan Günday, İsmail Güzelsoy, Jale Sancak, Mahir Ünsal Eriş, Mario Levi, Mine Söğüt, Murat Özyaşar, Müge İplikçi, Nermin Yıldırım, Seray Şahiner ve Yavuz Ekinci'nin yazma stilleri üzerine bilgiler öğreniyoruz. Bu isimlere soruları yönelten kişi ise Hakan Bıçakçı. Uğur Ugan 'Uydurmanın İncelikleri' kitabını Hakan Bıçakçı ile konuştu: Uğur Ugan: Edebiyatçıların yazma stilleri üzerine bir atölye kitap oluşturma fikri ilk nasıl doğdu? Hakan Bıçakçı: hepkitap'ın devam etmekte olan bir "Atölye" serisi var. İşte bu seriye eklemek üzere, bizim yazarların görüşlerinden oluşan, bir kitap fikirleri vardı. Benden de bu çalışmada yer alacak soruları hazırlamamı istediler. Yani hazıra kondum diyebilirim. Benim dahil olduğum noktada sorular ve birlikte geliştirdiğimiz bazı ayrıntılar dışında içerik genel hatlarıyla hazırdı. - Kitap boyunca her yazarın kendi yazma tarzı üzerine çok özel bilgiler öğreniyoruz. Edebiyat matematik gibi formülize edilebilecek bir şey değil sonuçta. Okurun nasıl yazılması gerektiğiyle ilgili bir reçeteye ihtiyacı var mı? Kitabın en güzel yanı da bu oldu bence. Yanıtlar birbiriyle çelişiyor. Bu durum da bu işin bir formülünün olmadığının sağlamasını yapıyor. Okurun reçeteye ihtiyacı yok. Reçeteler çok tehlikeli. Farklı bakış açılarıyla tanışıp herkesin kendi reçetesini yazması en sağlıklısı. -Kitaptaki isimleri belirlerken neyi ölçüt aldınız. Son dönem yıldızı parlayan edebiyatçıları seçmenizin bir nedeni var mı? Ben dahil olduğumda, yayınevinin hazırlamış olduğu ve aklıma yatan bir liste vardı zaten. Birkaç ek isim önerdim sadece. İçgüdüsel olarak okuyup sevdiğim isimleri önerdim tabii. Sonuçta her liste gibi bu da son derece kişisel seçimlerle dolu oldu. -Siz de bir edebiyatçı olarak meslektaşlarınıza sorular hazırlamak zor oldu mu? Kurmacanın teorisi özel ilgi alanıma giriyor. Bu alanda okuyup araştırırken yazar olduğumu unutuyorum. Bu kitabı hazırlarken de öyle oldu. Defterler dolusu notlarımı karıştırıp kapsamlı, yanıtları farklılaşma potansiyeli taşıyacak, tartışmalı sorulara odaklandım. -Yönelttiğiniz sorular sizin de yazarken üzerine sıkça düşündüğünüz şeyler miydi? Hem düşündüğüm hem bizzat karşılaştığım sorular kitapta sorduklarım. Bir kısmı da bizzat fazla düşünmesem de teorik olarak önemli olduğunu bildiğim konular üzerine. -Son yıllarda yayınevleri bugün 20'li 30'lu yaşlarda olan genç yazarları daha görünür kıldılar. Yeni jenerasyon edebiyatçılarının dili sizce edebiyata ne kazandırdı? Her konuda gidişatı iyi bulanlardan değilim. Ancak çok iyi genç edebiyatçılarımız ve sinemacılarımız var bence. Bu konuda umutluyum. -Eskinin edebi metinlerinde hikaye bütünlüğü ve kurgu ön plana çıkarken şimdinin edebi formunun 'aforizmal' bir söyleme kaydığına katılır mısınız? Günümüzün edebiyat dili aforizmal tabir-i caizse 'tweet atar gibi' hap cümleleri büyütmeye yönelik mi ilerliyor? Bu iyidir bu kötüdür demek istemem. Çünkü her zaman istisnalar ortaya çıkıp sizi utandırırlar. Ama genel olarak bahsettiğiniz aforizma dili sevmediğim, uzak durmaya çalıştığım bir durum. Benim hayranlık duyduğum, örnek aldığım edebiyatçıların kitapları genelde ilginç cümleleriyle değil, okunup bittikten sonra içime çöken bütünlük hissiyle öne çıkıyor. - Edebiyat yazınının gündelik dile yakınlığı sizce nasıl konumlandırılmalı. Özellikle sosyal medya dilinin bugünün romanlarına yansımaları nedir? Bana kalırsa önemli olan kitabın içeriğine uyan dil. Fazlasıyla basit gündelik dil gibi, zorlama edebi dil de rahatsız edici olabiliyor. -Uydurmanın İncelikleri'nde olduğu gibi yine atölye çalışmalarına devam edecek misiniz? Ufukta bu konuda yeni bir çalışma yok. Böyle bir planım da yok şimdilik. Ama yine de büyük konuşmayayım, ilerde Uydurmanın İncelikleri gibi anlamlı bulduğum bir çalışmada yer alırım belki.