Haberler
Haberler ›› Jül Sezar ›› Biyografi

Jül Sezar Biyografisi

Jül Sezar

Jül Sezar Kimdir ?

Jül Sezar (MÖ 12 Temmuz 100 – MÖ 15 Mart 44), Romalı askerî ve politik lider.

Sezar, soylarının tanrıça Venüs'ün sözde oğlu Troyalı prens Aeneas'ın oğlu Iulus'tan geldiğini iddia eden ve patrici sınıfından bir aile olan Julia gens'ine mensuptur. "Sezar" cognomen'i, Yaşlı Plinius'a göre sezaryenle doğmuş bir atasından gelir (Latince "kesmek" anlamına gelen caedo, caedere, cecidi, caesum fiilinden türemiştir). Historia Augusta'nın bu konu hakkındaki diğer üç iddiası ise sırasıyla şöyledir: İlki Sezar'ın saçının çok sık olması (Latince caesaries); diğeri gözlerinin parlak gri olması (Latince oculis caesiis); ya da savaşta bir fil öldürmüş olması (mağribi dilinde caesai ) nedeniyle bu unvanı almıştır. Sezar'ın bastırdığı sikkeler üzerinde fil bulunması adı geçen son iddiayı destekler niteliktedir.

Sezar adı, sahip olduğu askeri yeteneklerden dolayı tarihçiler tarafından tarihin en önemli askerî taktisyen ve stratejistleri olarak kabul edilen Büyük İskender, Sun Tzu, Halid bin Velid, Hannibal, Cengiz Han ve Napolyon Bonapart'la birlikte anılmıştır. Sezar, gerek Galya savaşları sırasındaki Gergovia savaşında, gerekse iç savaş sırasındaki Dyrrhachium savaşında taktik açıdan göz alıcı zaferler kazanmıştır. Ancak, Sezar'ın taktik dehası kendini Galya Savaşları sırasındaki Alesia kuşatmasında, iç savaş sırasındaki Farsalus savaşında, Pompey'in sayıca fazla birliklerini geri püskürtmesiyle ve Pharnaces'in ordusunu Zela savaşında yok etmesiyle göstermiştir.

Sezar MÖ 63 yılında, görevleri arasında takvimi ayarlamak da bulunan Pontifex Maximus seçilmişti. Bu yetkiyle mevcut takvim sistemi üzerinde gerçekleştirdiği revizyon, yaptığı en etkili ve uzun soluklu reformlardan biri olarak tarihe geçti. Sezar MÖ 46 yılında her dört yılda bir artık yıl hesabına dayalı 365 günlük takvim sistemini geliştirdi (Jülyen takvimi olarak bilinen bu takvim Papa XIII. Gregory tarafından 1582 yılında revize edilerek günümüzde kullanılan Gregoryen takvimi oluşturulmuştur). Bu reformun bir sonucu olarak 455 gün uzunluğundaki standart bir Roma yılı mevsimlere bölünmüş oldu. Gregoryen takviminin 7. ayına Sezar'ın onuruna "July" (Latince Iulius'tan türetilmiştir) adı verilmiştir. Bu dönemde Sezar Forumu ve içinde bulunan Venüs Genetrix Tapınağı ile birlikte pek çok kamu binası inşa edildi.

Plutarch kaynaklı bilgilere göre, Sezar'ın zaman zaman epilepsi nöbetleri geçirdiği düşünülmüştür. Çağdaş yazarlar bu iddia karşısında "keskin bir biçimde bölünmüşlerdir" ve özellikle MÖ 80 yılındaki Sulla dönemi yasaklamaları sırasında sıtmadan rahatsız olduğu yolundaki iddialar daha çok taraftar bulmuştur. Gençliğinde Absans nöbeti geçirmiş olması da bir diğer olasılıktır. Aile tarihine bakıldığında ataları ve soyundan gelenler arasında da aynı hastalık gözlenir. Sezar'ın sara nöbetlerinden ilk bahseden kişi onun ölümünden sonra doğmuş bir biyografi yazarı olan Suetonius'tur. Ancak epilepsi hastası olduğu tezi bazı tarihçiler tarafından reddedilmiş ve Sezar'ın zaman zaman sara ile aynı nöbet belirtilerini veren hipoglisemi'den muzdarip olduğu iddia edilmiştir.

Politik rakipleri ve eşcinsel eylemleri ile ilgili söylentiler
Roma toplumuna göre cinsel ilişki sırasında cinsiyeti ne olursa olsun pasif rolde olmak, boyun eğme ya da bayağılık işareti olarak görülürdü. Gerçekten de, Suetonius Sezar'ın askerlerinin Galya Zaferi için düzenlenen zafer alayı sırasında "Sezar Galya'yı fethetmiş olabilir ama Nikomedes de Sezar'ı fethetmişti" diye şarkı söylediğini aktarır. Cicero, Bibulus, Gaius Memmius ve diğerlerine göre (çoğunluklar Sezar'ın düşmanları) Sezar, Bithynia kralı IV. Nicomedes ile bir ilişki yaşamıştı. Sezar'dan Bithynia kraliçesi olarak bahseden bu hikâye, bazı Romalı politikacılar tarafından onu aşağılamak ve küçük düşürmek için zaman zaman dile getirilmişti. Bu söylentinin yayılmasının nedenlerinden birinin de "kişilik katli" olması muhtemeldir. Cassius Dio'ya göre Sezar bu suçlamaların doğru olmadığını yemin ederek reddetmiştir.

Romanın bu döneminde politik rakiplerini aşağılamak ve gözden düşürmek için bu tür iftiralar atmak sık rastlanılan bir durumdu. Rakipler tarafından kullanılan en gözde taktiklerden biri de politik rakibini, köklerini Yunan ve Doğu kültüründen alan ve Roma'nın muhafazakâr yaşam tarzıyla karşılaştırıldığında eşcinselliğe ve müsrif bir hayat tarzına daha hoşgörülü yaklaşan Helenistik yaşam biçine sahip olmakla suçlamaktı. Catullus, Sezar ve mimarı Mamurra'nın sevgili olduklarını iddia eden iki şiir yazmışsa da,sonradan bu iddia için özür dilemiştir. Marcus Antonius, Octavian'ın Sezar tarafından evlat edinilmesinin altında yatan nedenin, onun Sezar'a sunduğu cinsel hizmetlerle ilişkili olduğunu ima etmiştir. Suetonius, Antonius'un bu iddiasını politik bir iftira olarak tanımlamıştır. Genç Octavian, Sezar'ın ölümünden sonra Roma'nın ilk imparatoru olmuştur.

Yazınla ilgili çalışmaları
Sezar, yaşadığı dönemde Roma'nın en ünlü hatiplerinden ve düzyazı yazarlarından biri olarak kabul edilirdi ve retoriği ve tarzı ünlü hatip Cicero tarafından övgüye değer bulunmuştu. En ünlü eserleri arasında halası Julia'nın cenaze konuşması ve Anticato adında, Cato'un şöhretini karalamak ve Cicero'nun Cato abidesine cevap vermek için yazılmış, bir belge sayılabilir. Maalesef eserlerinin ve konuşmalarının çoğu günümüze ulaşmamıştır.

Hatıratları
Commentarii de Bello Gallico (Gallia Savaşı Üstüne Yorumlar), Jül Sezar tarafından yazılmış olan ve Galya'da geçirdiği dokuz yılı anlattığı eseri.
Commentarii de Bello Gallico (Galya Savaşı Üstüne Yorumlar), prokonsül olarak görev yaptığı sırada giriştiği Galya ve Britanya seferleri hakkında, (Türkçe Çev:Hamit Dereli) (1955) Gallia Savaşı, İstanbul:Maarif Basımevi Dünya Edebiyatından Tercümeler
Commentarii de Bello Civili (İç Savaş Üstüne Yorumlar), Pompey'in Mısır'da ölmesine kadar İç savaş'ta meydana gelen olay hakkında.
Tarihsel olarak Sezar'a atfedilen ancak yazarı konusunda tartışmalar bulunan eserler:
De Bello Alexandrino (İskenderiye Savaşı Üstüne), İskenderiye seferi hakkında;
De Bello Africo (Afrika Savaşı Üstüne), Kuzey Afrika seferi hakkında; ve
De Bello Hispaniensi (Hispanya Savaşı Üstüne), İber Yarımadası seferleri hakkında.

Onur payeleri
Jül Sezar ölümünden sonra tanrılaştırılmış ve kendisine Divus ("tanrı") unvanı verilmiştir. Hayatta iken aralarında Pater Patriae, Pontifex Maximus ve Diktatör unvanın da olduğu pek çok onur payesi almıştır. Senato tarafından kendisine verilen bu payelerin, ölümlü bir insana bu kadar onur payesi vermenin yersiz olduğunu düşünen çağdaşları tarafından kendisine düzenlenen suikastin başlıca nedeni olduğu zikredilir.
Henüz genç bir adamken Küçük Asya savaşlarında göstermiş olduğu kahramanlıklardan dolayı kendisine Corona Civica verilmişti. Sezar'ın cognomen'i zaman içerisinde bir unvan haline gelmiş ve bu unvan değişerek Almanca Kaiser ve Slavik dillerde Çar unvanın çıkış noktası olmuştur. Çar unvanı taşıyan son kişi Sezar'ın ölümünden iki bin yıl sonra bile onun adını taşıyan bir devlet başkanı olarak 1946 yılına kadar tahtta kalmış olan Bulgaristan kralı II. Simeon'dur. Bu unvan, ünlü bir deyiş olan "Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını da Tanrı'ya verin" örneğinde görülebileceği gibi Kitab-ı Mukaddeste de kendine yer bulmuştur.

title