Biden'ın İsrail'e ayar çekmesinin arka planı ortaya çıktı! Yine kendi çıkarını düşünmüş

İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamına en başından beri destek veren ABD Başkanı Biden, dün şaşırtan bir açıklama yaptı. İsrail'in ayrım gözetmeksizin saldırıları nedeniyle dünyanın desteğini kaybetmeye başladığını ifade eden Biden'ın bu sözlerinin arka planı ise merak konusu oldu. İsrail'e verdiği destek nedeniyle ülkesinde baskı altına alınan ABD Başkanı'nın bu nedenle böyle bir karar aldığı öne sürülüyor. BİDEN, İSRAİL'İ İLK KEZ BU KADAR SERT VE NET UYARDI ABD Başkanı Joe Biden, dün İsrail'in Gazze'deki ayrım gözetmeksizin saldırıları nedeniyle dünyanın desteğini kaybetmeye başladığını ifade etti. Sözlerini sürdüren Biden, İsrail-Filistin sorununun uzun vadeli çözümü noktasında da Netanyahu'nun hükümetini değiştirip güçlendirmesi gerektiğini vurguladı. Mevcut hükümeti "İsrail tarihindeki en muhafazakar hükümet" sözleriyle tanımlayan Biden, bu yönetimin İsrail-Filistin sorununun çözümü için iki devletli çözümü desteklemediğini dile getirdi. BİDEN, ÜLKESİNDE BASKI ALTINDA Biden, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de sivilleri katleden İsrail'e ilk kez eleştiride bulundu. Maddi ve askeri malzeme noktasında İsrail'e destek veren ABD'nin böyle bir yön değişikliğine gitmesi, herkesi şaşkına çevirdi. Peki, Biden ile Netanyahu arasında derin bir çatlağa işaret eden bu açıklamaların arkasında ne var?ABD Başkanı, İsrail'in saldırıları nedeniyle kendi partisi de dahil olmak üzere ülkesinde artan bir baskıyla karşı karşıya. ABD'li üst düzey yetkililer de bu katliamdan rahatsız. Bunun yanı sıra BM Genel Kurulu'nda 153 ülke Gazze'de ateşkes lehinde oy kullandı, 10 ülke karşı çıktı, 23 ülke ise çekimser kaldı... Hayır oyu veren ülkelerden biri de ABD oldu. Büyük tepki çeken veto ve hayır oyu da ABD'nin artık dışlanmaya başlanmasına neden oluyor. Tüm bu sebepler de Biden'ın Netanyahu'ya belki göstermelik de olsa bir ayar vermesine yol açtı.Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da birkaç gün önce yaptığı açıklamada, İsrailli yetkililerin Gazze'deki sivilleri korumaya yönelik taahhütleri ile sahadaki gerçeklik arasında bir "uçurum" olduğunu söylemişti.