Bitlis'te Harik Sanatı Geleceğe Aktarılıyor

BİTLİS'te Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Milli Eğitim Müdürlüğünün desteklediği bölgenin yöresel ayakkabısı 'Harik'in son usta temsilcisi Haydar Yılmaz, bütün zorluklara rağmen bu mesleği geleceğe aktarmak istiyor.Bitlis'te yaşayan Haydar Yılmaz, keçi kılı ve kendirden yapılan ve bir dönem yöre halkı ve sanat camiasının gözdesi olan Bitlis'e özgü ve yaklaşık 650 yıllık bir geçmişi bulunan harik sanatını yaşatmaya çalışıyor. Yöre halkının geçmişte ayakkabı olarak kullandığı harik, yazın serin, kışın ise ayakları sıcak tuttuğu çin önerilen bir giyim eşyası olarak biliniyor. Zorlu bir üretim süreci olan harik, ustasının elinde de 12 farklı yapım aşamasından geçerek tamamlanabiliyor. Keçi kılı ve kendir kullanılarak tamamen el işçiliğiyle üretilen harik, çuvaldızla yaklaşık 2 bin 500 dikiş atılarak 5 günde üretilebiliyor.Yılmaz, 27 yıl önce başladığı bugüne kadar onlarca kursunda eğitim verdiği harik sanatını tek başına sürdürüyor. Yapımı uğraş isteyen, malzeme bulmakta güçlük çekilen son yıllarda hediyelik ya da halkoyunları ekipleri tarafından tercih edilen 'Harik' sanatının yaşayan tek ustası Haydar Yılmaz bütün zorluklara rağmen mesleği geleceğe aktarmak istiyor. 1997 yılında başladığı harik sanatını sürdürmenin gayreti içerisinde olan devlet sanatçısı unvanına sahip Haydar Yılmaz, kaybolmaya yüz tutan harik sanatını, gelecek nesillere aktararak bırakmak istiyor. Bugüne kadar açtığı kurslarda yetiştirdiği öğrencilerin mesleğin, pazar sorunu ve malzeme temini konusunda sıkıntı yaşamasından dolayı yapmadığını belirten Haydar Yılmaz, 26 yılda 150'nin üzerinden kursiyer yetiştirdiğini belirterek şöyle konuştu: "Fakat meslek zorlu, malzemeyi bulmak sıkıntılı ve birde pazar sorunu olduğu için maalesef kursiyerler devam ettiremiyorlar. Bu sebepten ötürü de 27 yıldır tek başıma mesleği sürdürmeye çalışıyorum. Günümüzde daha çok hediyelik ve halk oyunları ekiplerinin siparişleri doğrultusunda üretimi yapılıyor ve tamamıyla el işi yaklaşık 5 günde bir çift yapılıyor. Ayakta romatizma ağrısına yardımcı olduğu söylenmektedir. Ayrıca mantar hastalıklarına da iyi geldiği belirtiliyor. Tek başıma kaldığım için mesleği bırakma gibi bir lüksümde kalmadı. Çünkü bıraktığım zaman meslek kaybolacak. Bu sebepten dolayı yeni nesillere aktarmak amacıyla çalışmalarımı yapıyorum. Yeni nesillere aktardığım zaman en azında meslek devam edecek. O zaman gönül rahatlığı ile bırakacağım. Bu verilen kursların desteğiyle geçimimi sağlıyorum. Bu kurslar sayesinde yok olmaya yüz tutan bu sanatı ayakta tutmaya çalışıyorum" (DHA)