Sad Suresi Türkçe okunuşu ve anlamı nedir? Sad Suresi okunuşu ve meali nedir? Sad Suresi ayetleri nelerdir?
Sure ismini birinci ayettindeki "Sad" harfinden almıştır. Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Surede başlıca, Allah'ın birliği, paganların inkarları ve sapıklıkları sebebiyle azabı hak etmiş oldukları konu edilmektedir. Birçok kişi tarafından araştırılan Sad Suresi hakkında bilgileri haberimizden ulaşabilirsiniz. Peki, Sad Suresi' Sad Suresi okunuşu ve meali nedir?
Sad Suresi okunuşu ve meali nasıl, sorusunun yanıtı merak edilen konular arasında yer alıyor. Sad suresi 10. ve 32 ayetlerinin mealleri, aslında Arapçasında hiçbir karışıklığa meydan vermeyecek net ve basit ifadeler yer aldığı halde, meal konusuna keyfi yaklaşımlara örnek olarak verilebilecek türden, birbirleriyle tamamen zıt anlamlara gelen meallerin görülebildiği örneklerdendir. Bu meallerde 10 ayette istifhâm-ı inkârî görmezden gelinmekte, 32 ayette ise Süleyman peygambere yakıştırılamayan bir ifade yer almaktadır. Sad Suresi' Sad Suresi okunuşu ve meali nedir? İşte detaylar haberimizde...
SAD SURESİ KONUSU NEDİR?
Sûrenin temel konusu, Resûl-i Ekrem'in hak peygamber olduğu gerçeğinin ispatıdır. Kur'an üzerine yeminle başlayan sûrede Hz. Muhammed'in peygamberliğini inkâr eden müşriklerin iddiaları reddedilmekte; çok tanrıcı inançlarının kısa eleştirisi yapıldıktan sonra onlara, önceki peygamberlere karşı benzer tavırlar sergileyenlerin âkıbetleri hatırlatılmakta, Hz. Peygamber'e de sabır tavsiye edilmektedir. Hz. Dâvûd, oğlu Süleyman ve Eyyûb'un hayatlarından kesitler verilmekte; Hz. İbrâhim, İshak, Ya'kub, İsmâil, Elyesa', Zülkifl'in isimleri sıralanarak bunların yolundan gidenlerin âhiretteki mutlu hayatları, buna karşılık yoldan çıkanların kötü âkıbetleri hakkında kısa ve uyarıcı açıklamalar yapılmaktadır. Sûrenin son bölümünde insanlığın atası olan Hz. Âdem'in yaratılışı anlatıldıktan sonra İblis'in, kendisine rahmet kapılarının kapanmasına sebep olduğunu düşündüğü için Âdem'in soyuna hınç beslediği ve onları doğru yoldan saptırmaya ahdettiği anlatılmakta, Hz. Muhammed'in hak peygamber olduğu gerçeği bir defa daha vurgulanmaktadır.
SAD SURESİ
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. Sâd. Öğüt veren Kur'an'a yemin ederim ki,
2. Küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, birgurur ve tefrika içindedirler.
3. Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. O zaman feryat ettiler. Halbuki artık kurtulma zamanı değildi.
4. Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır!
5. Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler.
6. Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur.
7. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.
8. Kur'an aramızdan Muhammed'e mi indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Belki, bunlar Kur'an'ım hakkında şüphe içine düştüler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar.
9. Yoksa azîz ve lütufkâr olan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mıdır!
10. Yahut göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların hükümranlığı onların elinde midir? Öyleyse (göklerin) yollarında yükselsinler (görelim)!
11. Onlar, çeşitli guruplardan oluşmuş bir ordudur; işte şurada bozguna uğratılacaklardır.
12. Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun da, yalanladılar.
13. Semûd, Lût kavmi ve Eyke halkı da (peygamberleri) yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen topluluklardır.
14. Onların her biri gönderilen peygamberleri yalanladılar da bu yüzden (kendilerine) azabım hak oldu.
15. Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler.
16. Rabbimiz! Bizim payımızı hesap gününden önce ver, dediler.
17. (Resûlüm!) Onların söylediklerine sabret, kulumuz Davud'u, o kuvvet sahibi zatı hatırla. O, hep Allah'a yönelirdi.
18. Biz, dağları onun emrine vermiştik.Akşam sabah onunla beraber tesbih ederlerdi.
19. Kuşları da toplu halde onun emri altına vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.
20. Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş; ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik.
21. (Ey Muhammed!), Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına tırmanmışlardı.
22. Davud'un yanına girmişlerdi de Dâvud onlardan korkmuştu. "Korkma! Biz birbirine hasım iki davacıyız, aramızda adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu göster" dediler.
23. (Onlardan biri şöyle dedi:) Bu, kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Böyle iken "Onu da bana ver" dedi ve tartışmada beni yendi.
24. Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecâvüz ederler. Yalnız iman edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah'a yöneldi.
25. Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır.
26. Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır.
27. Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin ateşteki haline!
28. Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya (Allah'tan) korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız?
29. (Resûlüm!) Sana bu mübarek Kitab'ı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.
30. Biz Davud'a Süleyman'ı verdik. Süleyman ne güzel bir kuldu! Doğrusu o, daima Allah'a yönelirdi.
31. Akşama doğru kendisine, üç ayağının üzerine durup bir ayağını tırnağının üzerine diken çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu.
32. Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.
33. Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.
34. Andolsun biz Süleyman'ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü.
35. Süleyman: Rabbim! Beni bağışla; bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Şüphesiz sen, daima bağışta bulunansın, dedi.
36. Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik.Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
37. Dalgıç ve yapı ustası şeytanları da.
38. Ve daha diğerlerini de zincirlerde bağlı olarak (Onun emrine verdik.)
39. "İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır" dedik.
40. Doğrusu onun, bizim katımızda büyük bir değeri ve güzel bir yeri vardır.
41. (Resûlüm!) Kulumuz Eyyub'u da an. O, Rabbine: Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti.
42. Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su (dedik).
43. Bizden bir rahmet ve olgun akıl sahipleri için de bir ibret olmak üzere ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir mislini bağışladık.
44. Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi.
45. (Ey Muhammed!), Kuvvetli ve basiretli kullarımız İbrahim, İshak ve Ya'kub'u da an.
46. Biz onları özellikle ahiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık.
47. Doğrusu onlar bizim katımızda seçkin iyi kimselerdendir.
48. İsmail'i, Elyesa'yı, Zülkifl'i de an. Hepsi de iyilerdendir.
49. İşte bu, bir hatırlatmadır. Doğrusu Allah'a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır.
50. Kapıları yalnızca kendilerine açılmış Adn cennetleri vardır.
51. Onlar koltuklara yaslanıp kurularak orada bir çok meyveler ve içecekler isterler.
52. Yanlarında, eşlerinden başkasına bakmayan, kendilerine yaşıt güzeller vardır.
53. İşte, hesap günü için size vâdolunan şeyler bunlardır.
54. Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. Ona bitmek ve tükenmek yoktur.
55. Bu böyle; ama azgınlara kötü bir gelecek vardır.
56. Onlar cehenneme girecekler. Orası ne kötü bir kalma yeridir.
57. İşte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar
58. Buna benzer daha türlü türlü başkaları da vardır.
59. (İnkârcıların liderlerine:) İşte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiğin de, liderler:) Onlar rahat yüzü görmesin (derler) Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir.
60 . (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler.
61. Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azabını iki kat artır! derler.
62. (İnkârcılar) derler ki: Kendilerini dünyada iken kötülerden saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz?
63. Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa (buradalar da) onları gözden mi kaçırdık?
64. İşte bu, cehennem ehlinin tartışması, şüphesiz bir gerçektir.
65. (Resûlüm!) De ki: Ben sadece bir uyarıcıyım. Tek ve kahhâr olan Allah'tan başka bir tanrı yoktur.
66. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi (olan Allah) üstündür, çok bağışlayıcıdır.
67. De ki: "Bu büyük bir haberdir."
68. "Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz."
69. Onlar orada tartışırken benim mele-i a'lâ hakkında hiçbir bilgim yoktu.
70. Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyolunuyor.
71. Rabbin meleklere demişti ki: Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım.
72. Onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın!
73. Bütün melekler toptan secde ettiler.
74. Yalnız İblis secde etmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.
75. Allah! Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin? dedi.
76. İblis: Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi.
77. Allah: Çık oradan (cennetten)! Sen artık kovulmuş birisin.
78. VE ceza gününe kadar lânetim senin üzerindedir! buyurdu.
79. İblis: Ey Rabbim! O halde tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver, dedi.
80. Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin.''
81. "O bilinen güne kadar" buyurdu.
82. İblis: Senin mutlak kudretine andolsun ki, onların hepsini mutlaka azdıracağım."
83. "Ancak onlardan ihlâslı kulların hariç" dedi.
84. Allah buyurdu ki, "O doğru ben hep doğruyu söylerim."
85. "Mutlaka sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım!."
86. (Resûlüm!) De ki: Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduğundan başka türlü görünenlerden de değilim.
87. Bu Kur'an, ancak âlemler için bir öğüttür.
88. Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.
SAD SURESİ OKUNUŞU
1.Sad vel kur'ani ziz zikr
2.Belillezıne keferu fı ızzetiv ve şikkak
3.Kem ehlekna min kablihim min karnin fe nadev ve late hıyne mens
4.Ve cabu en caehüm münzirun minhüm ve kalel kafirune haza sahırun kezzab
5.E cealel alihete ilahev vahıda inne haza le şey'üy ucab
6.Ventalekal melaü minhüm enimşu vasbiru ala alihetiküm inne haza le şey'üy yürad
7.Ma semı'na bihaza fil milletil ahırah in haza illahtilak
8.E ünzile aliyhiz zikru mim beynina bel hüm fı şekkim min zikrı bel lemma yezuku azab
9.Em ındehüm hazinü rahmeti rabbikel azızil vehhab
10.Em lehüm mülküs semavati vel erdı ve ma beynehüma feyerteku fil esbab
11.Cündüm ma hünalike menzumüm minel ahzab
12.Kezzebet kablehüm kavmü nuhıv ve adüv ve fir'avnü zül evtad
13.Ve semudü ve kavmü lutıv ve ashabül eykeh ülaikel ahzab
14.İn küllün illa kezzeber rusüle fe hakka ıkab
15.Ve ma yenzuru haülai illa sayhatev vahıdetem ma leha min fevak
16.Ve kalu rabbena accil lena kıttana kable yevmil hısab
17.Isbir ala ma yekulune veskür abdena davude zel eyd innehu evvab
18.İnna sehharnel cibale meahu yüsebbıhne bil aşiyyi vel işrak
19.Vettayra mahşurah küllül lehu evvab
20.Ve şededna mülehu ve ateynahül hıkmete ve faslel hıtab
21.Ve hel etake nebeül hasm iz tesevverul mıhrab
22.İz dehalu ala davude fe fezia minhüm kalu la tehaf hasmani beğa ba'duna ala ba'dın fahküm beynena bil hakkı ve la tüştıt vehdina ila sevais sırat
23.İnne haza ehıy lehu tis'uv ve tis'une na'cetev ve liye na'cetüv vahıdetün fe kale ekfilnıha ve azzenı fil hıtab
24.Kale le kad zalemeke bi süali na'cetike ila niacih ve inne kesıram minel huletai le yebğıy ba'duhüm ala ba'dın ilellezıne amenu ve amilüs salihati ve kalılüm ma hüm ve zanne davudü ennema fetennahü festağfera rabbehü ve harra rakiav ve enab
25.Fe ğaferna lehu zalik ve inne lehu ındena le zülfa ve husne meab
26.Ya davudü inna cealnake hhalıfeten fil erdı fahküm beynen nasi bil hakkı ve la tettebiıl heva fe yüdılleke an sebılillah innellezıne yedıllune an sebılillahi lehüm azabün şedıdüm bima nesu yevmel hısab (24. Ayet secde ayetidir.)
27.Ve ma halaknes semae vel erda ve ma beynehüma batıla zalike zannüllezıne keferu fe veylül lillezine keferu minen nar
28.Em nec'alüllezıne amenu ve amilus salihati kel müfsidıne fil erdı em nec'alül müttekıyne kel füccar
29.Kitabün enzelnahü ileyke mübarakül li yeddebberu ayatihı ve li yetezekkera ülül elbab
30.Ve vehebna li davude süleyman nı'mel abdinnehu evvab
31.İz urida aleyhi bil aşiyyis safinatül ciyad
32.Fe kale innı ahbebtü hubbel hayri an zikri rabbı hatta tevarat bil hıcab
33.Rudduha aleyy fe tafika mesham bis sukı vel a'nak
34.Ve le kad fetenna süleymane ve elkayna ala kürsiyyihı ceseden sümme enab
35.Kale rabbığfir lı veheb li mülkel la yembeğıy li ehadim mim ba'di inneke entel vehhab
36.Fe sehharna lehür rıha tecrı bi emrihı ruhaen haysü esab
37.Veş şeyatıyne küllü bennaiv ve ğavvas
38.Ve aharıne mükarranıne fil asfad
39.Haza ataüna femnün ev emsik bi ğayri hısab
40.Ve inne lehu ındena le zülfa ve husne meab
41.Vezkür abdena eyyub iz nada rabbehu ennı messeniyeş şeytanü bi nusbiv ve azab
42.Ürkud bi riclik haza muğteselüm baridüv ve şerab
43.Ve vehebna lehu ehlehu ve mislehüm meahüm rahmetem minna ve zikra li ülil elbab
44.Ve huz biyedike dığsen fadrib bihu ve la tahnes inna vecednahü sabira nı' mel abd innehu evvab
45.Vezkür ıbadena ibrahıme ve ishaka ve ya'kube ülil eydı ve ebsar
46.İnna ahlasnahüm bi halisatin zikrad dar
47.Ve innehüm ındena le minel müstefeynel ahyar
48.Vezkür ismaıyle vel yesea ve zel kifl ve küllüm minel ahyar
49.Haza zikr ve inne lil müttekıyne le husne meab
50.Cennati adnim müfettehatel lehümül ebvab
51.Müttekiıne fıha yed'une fıha bi fakihetin kesırativ ve şerab
52.Ve ındehüm kasıratüt türfi etrab
53.Haza ma tuadune li yevmil hısab
54.İnne haza le rizkuna ma lehu min nefad
55.Haza ve inne lit tağıyne le şerra meab
56.Cehennem yaslevneha fe bi'sel mihad
57.Haza fel yezukuhu hamımüv ve ğassak
58.Ve aharu min şeklihı ezvac
59.Haza fevcüm muktehımüm meaküm la merhabem bihim innehüm salün nar
60.Kalu bel entüm la merhabem biküm entüm kaddemtümuhü lena fe bi'sel karar
61.Kalu rabbena men kaddeme lena haza fezidhü azaben dı'fen fin nar
62.Ve kalu ma lena la nera ricalen künna neuddühüm minel eşrar
63.Ettehaznahüm sıhriyyen em zağat anhümül ebsar
64.İnne zalike le hakkun tehasumü ehlin nar
65.Kul innema ene münziruv ve ma min ilahin illellahül vahıdül kahhar
66.Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehümel azızül ğaffar
67.Kul hüve nebün azıym
68.Entüm anhü mu'ridun
69.Ma kane liye min ılmin bil meleil a'la iz yahtesımun
70.İy yuha ileyye illa ennema ene nezırum mübın
71.İz kale rabbüke lil melaiketi innı halikum beşeram min tıyn
72.Fe iza sevveytühu ve nefahtü fıhi mir ruhıy fekau lehu sacidın
73.Fe secedel melaiketü küllühüm ecmeun
74.İlla iblıs istekbera ve kane minel kafirın
75.Kale ya iblısü ma meneake en tescüde li ma halaktü bi yedeyy estekberte em künte minel alın
76.Kale ene hayrum minh halaktenı min nariv ve halaktehu min tıyn
77.Kale fahruc minha fe inneke racım
78.Ve inne aleyke la'netı ila yevmid dın
79.Kale rabbi fe enzırni ila yevmi yüb'asun
80.Kale fe inneke minel münzarın
81.İla yevmil vaktil ma'mum
82.Kale fe bi ızzetike le uğviyennehüm ecmeıyn
83.İlla ıbadeke minhümül muhlesıyn
84.Kale fel hakku vel hakka ekul
85.Le emleenne cehenneme minke ve mimmen tebiake minhüm ecmeıyn
86.Kul ma es'elüküm aleyhi min ecriv ve ma enen minel mütekellifın
87.İn hüve illa zikrul lil alemın
88.Ve le ta'lemünne nebeehu ba'de hıyn