Papa Kayserili mi, yeni Papa aslen nereli, Türk mü?

Katolik dünyasının yeni lideri Papa 14. Leo'nun soyağacının Kayseri'ye dayandığı yönündeki iddialar, yerel ve ulusal medyada geniş yankı uyandırdı. Peki, Papa Kayserili mi, yeni Papa aslen nereli?
8 Mayıs'ta Katolik Kilisesi'nin 267. papası olarak seçilen Kardinal Robert Francis Prevost, Arjantinli Papa Francesco'dan sonra Amerika kıtasından gelen ikinci, ABD'den ise ilk papa oldu. Peki, yeni Papa aslen nereli? Papa Kayserili mi?
PAPA KAYSERİLİ Mİ?
Tarih araştırmacısı Nurhan Çetinkaya, yaptığı çalışmalarla bazı akrabalarına ulaştı bazılarının ismini değiştirdiği iddiasında bulundu.
Papa 14. LEO'nun isminin farklı olmasını ve isim değişikliğinin ruhanilerde bir gelenek olduğunu söyleyen Çetinkaya şunları söyledi:
" Kayseri'de bir Asadur Sarafyan var. Amerika'ya gitmiş ve ismini değiştirip Oscar Bankır yapmıştı. Şu an ABD'de yaşayan dünyanın en çok patentine sahip Ermeni'si konumunda. O da ismini ve kimliğini babadan sonra değiştirerek Vatikan'da kardinalliğe başlıyor. Biz de bu varsayımdan yola çıkarak Papa'nın akrabamız olduğunu Kayserili ve Everekli olduğunun kanaatine vardık. Ben kendisine bir mektup yazacağım aile ağacımızı teyit eden ve hatta kendisiyle tanışmak için ziyaret etmek istiyorum. Gelen cevaba göre bakacağım çünkü bu uluslararası bir konu. Nasıl bir cevap gelir onu ben bilemem ama en azından bir ülkenin dışişleri bakanlığıyla temasa geçip, buradaki Vatikan Konsolosluğu ya da büyükelçiyle temasa geçip bu konu ile ilgili bir çalışma yapmak istiyorum. Eğer şu an ki Papa bizim akrabamız ise hakikaten bu Türkiye için çok önemli, çok gurur verici bir şey."
Ancak, bu iddiaların resmi bir doğrulaması henüz bulunmuyor. Osmanlı arşivlerinde "Prevost" veya benzeri soyadların varlığı, Kayseri'nin tarihsel olarak Hristiyan ve Ermeni nüfusuna ev sahipliği yapmasıyla ilişkilendiriliyor. Kayseri, 19. yüzyılda Katolik Ermeni cemaatinin yoğun olduğu bölgelerden biriydi ve bu durum, iddialara zemin hazırlamış olabilir. Tarihçiler, bu tür iddiaların doğrulanması için genetik incelemeler ve kapsamlı arşiv araştırmaları gerektiğini vurguluyor.
