Nasreddin Hoca'yı kim öldürdü? Nasreddin Hoca kimdir?

Nasreddin Hoca'yı kim öldürdü? Nasreddin Hoca kimdir?
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Nasreddin Hoca, tarihin en ünlü hikaye anlatıcılarından biri olarak biliniyor. Peki, gerçekten Nasrettin Hoca'yı kim öldürdü? İşte tarihî bilgiler ışığında bu sorunun yanıtı ve Nasrettin Hoca'nın yaşam öyküsüne dair detaylar…

Nasreddin Hoca'yı kim öldürdü? sorusunun cevabı merak ediliyor. Nasreddin Hoca'nın hayatı ve kariyerine dair bilgiler araştırılıyor. Peki, Nasreddin Hoca'yı kim öldürdü? Nasreddin Hoca kimdir?

NASREDDİN HOCA'YI KİM ÖLDÜRDÜ?

Nasreddin Hoca, Sivrihisar'ın Hortu köyünde 605 (1208) yılında doğdu. Köyün imamı olan babası Abdullah'tan sonra bu görevi kendisi üstlendi. Ardından Akşehir'e göç etti, burada kadılık yaptı ve 683 (1284) yılında öldü.

Nasreddin Hoca'yı kim öldürdü? Nasreddin Hoca kimdir?

NASREDDİN HOCA KİMDİR?

Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, Hortu ile Akşehir çevresinde yaşamış olan efsanevi kişi ve mizah kahramanıdır.

Çoğunlukla hazırcevap ve mizah anlayışını elinde bulunduran bir bilge olarak yansıtılan fıkralarla tanınan Nasreddin Hoca'nın gerçekte yaşayıp yaşamadığına, yaşadıysa da gerçek kişiliğinin ne olduğuna dair tartışmalar olmakla birlikte, gerçek bir tarihî kişilik olduğuna dair bazı belgeler de bulunmaktadır. Bu belgelerden edinilen bilgilere göre, 1208 yılında Akşehir'in Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca burada temel eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar'da medresede eğitim görmüş ve babasının ölümü üzerine döndüğü memleketinde köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Nasreddin Hoca, bir süre sonra dönemin tasavvufi düşünce merkezlerinden olan Akşehir'e göç ile Mahmûd-ı Hayrânî'nin dervişi olarak Mevlevîlik, Yesevîlik veya Rufâilik yoluna mensup olmuştur. Akşehir'de mülki görevler üstlenen ve aynı zamanda Akşehir çevresindeki yörelerde de kısa süreli bulunduğu düşünülen Nasreddin Hoca, 1284'te yine Akşehir'de ölerek günümüzdeki Nasreddin Hoca Türbesi'ne gömülmüştür.

Nasreddin Hoca'nın, adına anlatılan fıkralar ile gelişen efsanevi kişiliği, onun ölümüyle aynı yüzyıl içerisinde ortaya çıkmış olup Nasreddin Hoca adına addedilen yazılı anlatılar, yüzyıllar içerisinde onlarla ifade edilen sayılardan binlere kadar çıkmıştır. Çoğunlukla hazırcevap bir bilgin olarak aksettirildiği fıkralarının yanı sıra Nasreddin Hoca'nın manasız sözler söyleyen, akıldan noksan birisi olarak sunulduğu ve farklı kişilik özellikleri barındıran fıkralar da bulunmaktadır. Ermiş bir bilginden saçma sözler sarf eden bir deliye kadar birçok farklı kişilik özelliği bulunduran bu fıkra çeşitlenmesinin, anonim anlatıların da zamanla Nasreddin Hoca adına bağlanmış olabileceği ihtimali ile açıklanmaktadır. Günümüzde bibliyografik bir değeri bulunan Nasreddin Hoca yazılı kültürünün bilinen en eski anlatısına, 1480 yılında telif edilen Saltuknâme'de rastlanmakla birlikte, Povest o Hoce Nasreddine serisi 1,5 milyon ile şimdiye dek en fazla satışı yapılan Nasreddin Hoca derlemesidir. Bu eserlerden derlenen fıkralar, içerdiği mesajlar, özellikleri ve mitolojik unsurlar gibi farklı bağlamlarda incelenmiş olup birçok ülkede eğitim ve öğretimde de kullanılmaktadır.

Nasreddin Hoca fıkraları, sadece Anadolu'da değil, Orta Asya ve Rusya'daki özerk Türk Cumhuriyetlerinde de yaygın olarak anlatılmaktadır. Bu durum, Nasreddin Hoca'nın mizah anlayışının ve halk bilgeliklerinin Türk dünyasında ortak bir kültürel miras olduğunu gösterir. Onun esprili ve düşündüren fıkraları, yüzyıllar boyunca nesilden nesile aktarılmış, farklı coğrafyalarda küçük değişikliklerle şekillenmiştir. Bu geniş yayılım, Türk halklarının ortak geçmişi, dil birliği ve kültürel etkileşiminin önemli bir göstergesidir.

Haberler.com / Beyza Nur Ergin - Gündem
title