İstanbul Barosu'nda Seçim Heyecanı....

* Başkanlık seçimi için oy verme işlemi başladı.

İstanbul Barosu Başkanlığı'na tekrar adaylığını koyan mevcut Başkan Ümit Kocasakal, 18 numaralı sandıkta oyunu kullandı.

Oy verme işlemi sırasında, 'Kime oy vereceğimi söylemiyorum" diyerek espri yapan Kocasakal, 'Meslektaşlarımız bugün kararını verecek. Takdir artık genel kurulun" dedi.

Haber-Kamera: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA

32 bin 200 üyesiyle dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu'nda başkanlık seçimi heyecanı yaşanıyor. Sütlüce'de bulunan Haliç Kongre Merkezi'nde İstanbul Barosu Genel Kurulu kapsamında gerçekleştirilen seçimlerde Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu'ndan mevcut baro başkanı Ümit Kocasakal, Hukukun Üstünlüğü Platformu'nun adayı Abdullah Arar, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu'nun eşbaşkan adayları Ercan Kanar ve Yıldız İmrek, İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu'nun adayı Ali Rıza Kaplan ve Çağdaş Avukatlar Grubu'nun adayı Ayhan Erdoğan yarışıyor. 32 bin 200 avukatın 81 sandıkta oy kullancağı seçimlerde, Baro Başkanlığı, yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyeliklerinin yanı sıra Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu delegeliği de belirlenecek. Sabah saat 09.00'da başlayan oy verme işlemi akşam 17.00'de sona erecek. Seçilecek başkan İstanbul Barosu'nu 2 yıl süre ile yönetecek.

KOCASAKAL 18 NO'LU SANDIKTA OYUNU KULLANDI

Sabah saatlerinde oy kullanmak için gelen İstanbul Barosu'nun mevcut başkanı Ümit Kocasakal 18 numaralı sandıkta oyunu kullandı. Oy verme işlemi sırasında, 'Kime oy vereceğimi söylemiyorum" diyerek espri yapan Kocasakal, 'Meslektaşlarımız bugün kararını verecek. Takdir artık genel kurulun" dedi. Oyunu kullandıktan sonra yanına gelen 60 yıldır avukatlık yaptığı öğrenilen 90 yaşındaki Zaliha Mativan'ın elini öpen Kocasakal, ardından basın mensuplarına kısa bir açıklama yaptı.

"BU BİR DEMOKRASİ ŞÖLENİ"

Kocasakal, "Bu bir demokrasi şöleni. İstanbul Barosu çok büyük bir güç. Bugün geldiğimiz noktada İstanbul Barosu bir baro olmanın çok ötesinde. Niye; hukukun ayaklar altına alındığı, sistemin bütün mekanizmalarının çöküğü, yargının bağımlı hale geldiği bir ortamda ayakta kalan en büyük güç barolar, avukatlar ve özellikle İstanbul Barosu. İstanbul Barosu etnik kökeni, mezhebi, inancı, siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin hakkının güvencesi. Bu dönemde İstanbul Barosu bunu kanıtladı, her yerde hak mücadelesi verdi, herkesin hakkının koruyucusu oldu. Meslektaşlarımız bugün kararını verecekler, ben olursam bu mücadeleyi aynen sürdürürüm. Ben olmazsam diğer arkadaşlarımıza da her şekilde yardımcı olurum. Takdir artık genel kurulumuzun."