İmamoğlu sahte diploma davasında neler oldu? İddianamelerde neler var?

İmamoğlu sahte diploma davasında neler oldu? İddianamelerde neler var?
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sahte diploma iddialarına yönelik dava devam ediyor. İddianamelerde yer alan bilgiler ve son durum hakkında detaylar haberimizde.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, üniversite diplomasına ilişkin "resmi belgede sahtecilik" suçlamasıyla hazırlanan iddianame kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. 2024 yılında yapılan bir şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonucunda düzenlenen iddianamede, İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı üniversitenin Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınıp tanınmadığı ve süreçte kullanılan belgelerin geçerliliği sorgulanıyor. 2025 yılında mahkemeye taşınan dava, hem hukuki boyutuyla hem de siyasi etkileri nedeniyle yakından takip ediliyor. Davanın ilk duruşması 12Eylül 2025'te görüldü. Peki, İmamoğlu sahte diploma davasında neler oldu? İddianamelerde neler var?

İMAMOĞLU HAKKINDAKİ 'SAHTE DİPLOMA' İDDİANAMESİNDE NELER VAR?

SÜRECİN BAŞLANGICI VE TEMEL İDDİALAR

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianame, 2024 yılı Eylül ayında CİMER'e yapılan bir başvuruya dayanıyor. 18 Eylül 2024 tarihinde yapılan bu başvuruda, İmamoğlu'nun üniversite diplomasının sahte olduğu iddia edildi. Aynı iddia 1 Ekim 2024'te savcılığa da yazılı şikayet olarak sunuldu. Bu başvurular üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir soruşturma başlatıldı.

İddianamenin temelini, İmamoğlu'nun Kıbrıs'ta faaliyet gösteren bir üniversiteden İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş yaparken sunduğu belgelerin geçerliliği ve bu belgelerin sahte olup olmadığı tartışması oluşturuyor.

ÜNİVERSİTE TANINIRLIĞI VE YÖK KARARLARI

İddianamede öne çıkan bir diğer unsur, İmamoğlu'nun eğitim aldığı belirtilen University College of Northern Cyprus (UCNC) adlı kurumun, yatay geçiş yaptığı dönemde Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınan üniversiteler arasında yer almaması. YÖK'ün 1988, 1991 ve 1992 tarihli resmi yazılarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yalnızca Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin tanındığı ifade ediliyor.

Bu çerçevede, UCNC'den İstanbul Üniversitesi'ne yapılan geçişin yasal zemine dayanmadığı ve eğitim eşdeğerliği taşımadığı iddiası, savcılığın değerlendirmesinde önemli bir yer tutuyor.

İmamoğlu sahte diploma davasında neler oldu? İddianamelerde neler var?



YATAY GEÇİŞTE USULSÜZLÜK İDDİALARI

İddianamede, İmamoğlu'nun yatay geçiş sürecinde usulsüzlük yapıldığı ve mevcut mevzuata aykırı şekilde işlem yürütüldüğü iddia ediliyor. Özellikle yatay geçiş için belirlenen kontenjanlarda usulsüz artış yapıldığı, bazı öğrencilerin listeden çıkarılıp yerlerine yeni kişilerin eklendiği belirtiliyor. Örneğin, yalnızca 3 kişilik kontenjan bulunan bir bölüme 54 öğrencinin alındığı ifade ediliyor.

Ayrıca, transkriptlerdeki kredi eksiklikleri, başarısız dersler ve yabancı dil seviye tespitinin yapılmamış olması gibi detaylar da iddianameye yansıtılmış durumda.

ÖĞRENCİ KÜTÜKLERİNDE MANİPÜLASYON VE BELGE SAHTECİLİĞİ

En dikkat çeken iddialardan biri ise İmamoğlu'nun öğrenci kütük defterine "Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi" olarak kaydedildiği. Oysa belgelerin incelenmesi sonucu, gerçekte University College of Northern Cyprus'a kayıtlı olduğu tespit edildi.

Bu durumun, İstanbul Üniversitesi yetkililerinin bilgisi dahilinde ve YÖK'ün kararları hiçe sayılarak yapıldığı, öğrenci dosyasının şeklen doğru fakat içerik bakımından sahte belgelerle oluşturulduğu iddia ediliyor. Yani belgeler resmi formatta hazırlanmış olsa da içeriklerinin gerçeği yansıtmadığı öne sürülüyor.

KAMUOYU ALGISI VE AÇIKLAMALAR

İddianamede, İmamoğlu'nun özgeçmişiyle ilgili çeşitli platformlarda – resmi belediye sitesi, kişisel internet sitesi, kitaplar ve medya organlarında – Doğu Akdeniz Üniversitesi'nden geçiş yaptığı yönünde bilgilere yer verildiği ve bu bilgilendirmelerin kamuoyunda farklı bir algı yaratmaya yönelik olduğu ileri sürülüyor.

Ayrıca, savcılık ifadesinde İmamoğlu'na yöneltilen birçok soruya yanıt vermediği ve açıklama yapmaktan kaçındığı da iddianamede dikkat çekici bir unsur olarak yer alıyor.

SUÇLAMALAR VE CEZA TALEPLERİ

İddianamede İmamoğlu hakkında "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlamasıyla 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Ayrıca, bu suçu kasıtlı olarak işlediği iddiasıyla, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi gereği bazı haklardan yoksun bırakılması (seçilme hakkı, kamu görevi yürütme gibi) ve 54. madde kapsamında sahte olduğu iddia edilen belgelerin müsadere edilmesi talep ediliyor.

İmamoğlu sahte diploma davasında neler oldu? İddianamelerde neler var?

İMAMOĞLU SAHTE DİPLOMA DAVASINDA NELER OLDU? NE KARAR VERİLDİ?

DURUŞMA SÜRECİ VE MAHKEMEDEKİ GELİŞMELER

11 Eylül 2025 tarihinde görülen ilk duruşma, yoğun katılımla başladı. Duruşmaya, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu'nun ailesi, CHP'li üst düzey yöneticiler ve milletvekilleri ile birlikte birçok izleyici katıldı. Duruşma İmamoğlu'nun kimlik tespitiyle başladı. Kimlik tespitinde İmamoğlu, tahsil durumunun "yüksek lisans" olduğunu ve aylık gelirinin 250 bin TL olduğunu beyan etti.

İddianamenin özetinin okunmasıyla devam eden duruşmada, mahkeme heyeti belgelerin geçerliliği, yatay geçişin yasal olup olmadığı ve resmi belgelerde tahrifat yapılıp yapılmadığını değerlendirecek.

MUHTEMEL KARAR SENARYOLARI

Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı bu davada verilebilecek olası kararlar, sunulan belgelerin doğruluğu, YÖK'ün tanıdığı kurumlar listesi, İstanbul Üniversitesi'nin işlemlerinin yasal zemini ve savunmanın gücüne göre şekillenecek. Olası senaryolar şöyle özetlenebilir:

Beraat Kararı: Belgelerin sahte olmadığı, işlemlerin usule uygun yapıldığı ispatlanırsa, mahkeme beraat kararı verebilir. Bu durumda İmamoğlu'nun siyasi kariyeri üzerinde doğrudan olumsuz bir etkisi olmayacaktır.

Hapis Cezası ve Siyasi Yasak: Mahkeme, sahtecilik suçunun işlendiğine kanaat getirirse, 2 yıl 6 ay ila 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası verebilir. Ceza hükmü kesinleşirse, İmamoğlu Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince siyasi yasaklı hale gelebilir.

Alt Sınırdan Ceza ve Erteleme: Mahkeme, suçun işlendiğine karar verse bile hafifletici nedenler göz önünde bulundurularak ceza alt sınırdan verilebilir ve hükmün açıklanması geri bırakılabilir. Bu durumda cezai sorumluluk bulunsa bile siyasi yasak gibi ağır sonuçlar oluşmayabilir.

Haberler.com / Dilara Yıldız - Gündem
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title