Etki ajanlığı nedir, kime denir? Etki ajanlığı yasası ne demek?

Etki ajanlığı yasası ne demek ve kime denir soruları gündeme geliyor. Etki ajanlığı, bir ülkenin, örgütün veya bireyin, başka bir ülkenin ya da toplumun düşünce yapısını, karar mekanizmalarını, kamuoyunu veya siyasi yapısını kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmek için dolaylı yöntemlerle gerçekleştirdiği faaliyetleri tanımlar. Etki ajanlığı kime denir? Detaylar haberimizdedir...

ETKİ AJANLIĞI NE DEMEK?

Etki ajanlığı, bir ülke, örgüt ya da bireyin, başka bir ülkenin veya toplumun düşüncelerini, karar mekanizmalarını, kamuoyunu ya da siyasi yapısını kendi çıkarlarına uygun şekilde yönlendirmek amacıyla dolaylı yöntemlerle uyguladığı manipülatif çalışmaları ifade eder.

Bu tür çalışmalar, bilgi savaşı, propaganda, sosyal medya kampanyaları, medya araçlarının kullanımı veya sivil toplum kuruluşları üzerinden farklı stratejilerle hayata geçirilir.

ETKİ AJANLIĞI YASASI NEDİR?

Etki ajanlığı olarak bilinen düzenleme, geçen yıl Mayıs ayında gündeme gelen "Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin 16. maddesindeki taslakları ile kamuoyuna yansımıştı. Ancak düzenleme bu teklifte yer almamıştı. Aynı düzenleme daha sonra casusluk suçları kapsamında yine Kasım ayında TBMM'ye sunulan kanun teklifinde yer almış ve Adalet Komisyonu'nda görüşmeleri tamamlanmıştı. Ancak tepkiler üzerine düzenleme geri çekilerek yasalaştırılmamıştı.

Yasa teklifi, TCK'daki "casusluk" suçunu düzenleyen 339'uncu maddeye "devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme" başlığı altında yeni bir suç ihdası ekleyecekti. Teklif, "casusluk suçu" kapsamı dışında olmak kaydıyla, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası" verilmesini öngörüyordu. Teklif ayrıca, "Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" ifadesiyle çifte cezalandırmanın da yolunu açıyordu. Suçun, savaş sırasında veya savaşa hazırlıklarını tehlikeye sokması halinde, ceza 8 yıldan 12 yıla kadar artırılabilecekti. Söz konusu suçtan kovuşturma yapılması ise Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlanıyordu.