Enes Kanter kimdir? Enes Kanter kaç yaşında ve nerede?
Enes Kanter kimdir? Teröristbaşı Fethullah Gülen'in "manevi oğlum" dediği basketbolcu Enes Kanter kimdir, kaç yaşında ve Enes Kanter basketbolu bıraktı mı soruları gündeme geliyor. Peki, Enes Kanter kaç yaşında ve nerede?
Enes Kanter kaç yaşında ve şu an nerede yaşıyor soruları gündeme geliyor. Enes Kanter kimdir ve basketbolu bıraktı mı soruları araştırılıyor. ABD'ye kaçan FETÖ firarisi Hakan Şükür'ün ardından bu kez teröristbaşının "manevi oğlum" dediği basketbolcu Enes Kanter'den paylaşım geldi. Enes Kanter kimdir? Detaylar haberimizdedir…
ENES KANTER KİMDİR?
Enes Kanter Freedom, 20 Mayıs 1992 yılında Zürih'te doğdu. İsviçre doğumlu Amerikalı-Türk basketbolcudur. 2.11 m boyundaki Enes, Pivot pozisyonunda görev alsa da gerektiğinde uzun forvet olarak da oynayabilmektedir.
FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in ölümünün ardından spor dünyasının FETÖ'cü isimleri art arda paylaşımlarda bulundu. 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası ABD'ye kaçan FETÖ firarisi Hakan Şükür'ün ardından bu kez teröristbaşının "manevi oğlum" dediği basketbolcu Enes Kanter'den paylaşım geldi. Rüyasında elebaşı Gülen'i gördüğünü belirterek fotoğraflarını paylaşan Kanter, "O kutsal emanetini yerde bırakmayacağım" ifadesini kullandı.
HAİNLERDEN ART ARDA PAYLAŞIMLAR
Elebaşı Gülen'in ölümü sonrası gözlerin çevrildiği FETÖ'cü hainlerden art arda paylaşımlar gelirken, Hakan Şükür'ün ardından basketbolcu Enes Kanter de sahneye çıktı.
FETÖ elebaşının "manevi oğlum" dediği basketbolcu Enes Kanter, teröristbaşı Gülen ile birlikte çekilen fotoğraflarını paylaşarak "Emanetin emanetimizdir ey yiğit Hocam" notunu düştü.
FETÖ'cü Kanter şu ifadeleri kullandı: "Emanetin Emanetimizdir Ey Yiğit Hocam! O kutsal emanetini yerde bırakmayacağım! Bırakmayacağız! Bıraktırmayacağız! Devam… Vallahi de Billahide Tallahide DEVAM…"
Sen, bana bir babadan, bir aileden, bir Hocadan daha yakındın. Sana daha söylemediğim, paylaşmadığım, anlatmadığım, soramadığım o kadar çok duygularım, hayallerim vardı ki. Artık bu dünya da her şeyini kaybettin ey Enes, bana daha ne ihtiyaç var derken bile yine gelip girdin rüyama daha bir kaç saat önce.
Seni her ziyaretimdeki tebessümünü , dokunmadık gönül, girilmedik ev, tutulmadık el bırakma diyişini, ulaşılmadık Hizmet eri, ziyaret edilmedik okul-yurt-müessese bırakma diyişini, yüzüne tebessüm koymadığın minik bırakma diyişini, Selamımı ulaştırmadık belde bırakma diyişini ve tam yanından ayrılırken "Devam Enes bey" diyip tekrar son bir tebessümünü unutmayacağım, unutturmayacağım. 1938-.. Devam…"