CUMA NAMAZI SAATLERİ: 2 Mayıs İstanbul, Ankara ve İzmir Cuma namazı saat kaçta? Diyanet il il cuma namazı saatleri!

CUMA NAMAZI SAATLERİ: 2 Mayıs İstanbul, Ankara ve İzmir Cuma namazı saat kaçta? Diyanet il il cuma namazı saatleri!
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

2 Mayıs Cuma günü kılınacak olan cuma namazı saatleri, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere tüm Türkiye'de merak ediliyor. Vatandaşlar, "Cuma namazı saat kaçta?" sorusuna yanıt ararken, Diyanet İşleri Başkanlığı her il için cuma namazı saatleri listesini yayınladı.

Her hafta olduğu gibi bu hafta da cuma namazı saatleri, şehirlerin konumuna göre değişiklik gösteriyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar için "2 Mayıs cuma namazı saatleri ne zaman?" sorusu en çok aratılanlar arasında yer aldı. Diyanet'in takvimine göre il il saatler aşağıda yer alıyor. Peki, 2 Mayıs İstanbul, Ankara ve İzmir Cuma namazı saat kaçta? Diyanet il il cuma namazı saatleri!

CUMA NAMAZI SAAT KAÇTA?

2 Mayıs 2025 Cuma günü, Türkiye genelinde milyonlarca Müslüman, cuma namazı için camilere akın edecek. Cuma namazı, İslam dininde haftalık olarak eda edilen ve farz kabul edilen en önemli toplu ibadetlerden biridir.

CUMA NAMAZI SAATİ İSTANBUL

2 Mayıs İstanbul'da öğle vakti 13:06'da okunacak.

CUMA NAMAZI SAATİ ANKARA

2 Mayıs Ankara'da öğle vakti 12:51'de eda edilecek.

CUMA NAMAZI SAATİ İZMİR

2 Mayıs İzmir'de öğle vakti 13:13'de eda edilecek.

CUMA NAMAZI KAÇ REKAT?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî', I, 269).

İmam Ebû Yusuf'a ve İmam Muhammed'e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali'den rivayet edildiği nakledilmektedir (Kâsânî, Bedâî', I, 285).

Cuma namazı, 4 rekât ilk sünnet, 2 rekât farz, 4 rekât son sünnet, 4 rekât Zühri Ahir (Son öğle) ve 2 rekât vaktin son sünneti olmak üzere toplam 16 rekât namaz kılınır.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Cuma günü gusül abdesti almak sünnettir. Abdest alındıktan sonra cuma namazı kılmak için camiye gidilmelidir. Evde tek başına kılınamaz. Sadece erkeklere farzdır.

Önce, Cuma namazının dört rekatlık ilk sünneti kılınır. Bu kılınan namaz Öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Bu namazı cemaatte yer alan her Müslüman hutbeden önce tek başına olarak kılar ve sessizce Müezzin beklenir.

Sonra, cami içerisinde Müezzin tarafından sadece cami cemaatinin duyabileceği kadar yüksek bir sesle ikinci ezan okunur ve ardından imam minbere çıkarak hutbesini okunur. Hutbe okunduktan sonra, müezzin tarafında kamet getirilir ve cemaat imama uyarak Cuma namazının iki rekât farzı kılınır.

Daha sonra ise dört rekâttan oluşan Cuma namazının dört rekâtlık son sünneti kılınır. Bu son sünnetinde kılınış şekli yine Öğle namazının ilk sünneti gibidir.

Ardından, "Vaktine yetişip kılmadığım son Öğle namazının farzını kılmaya" diye niyet ederek, aynen Öğle namazının farzının kılınışı gibi Zuhr-i Ahir namazı dediğimiz namaz kılınır.

Sonra da, iki rekât sünnet namazı kılınır. Bu namaza niyet ettim Öğle namazının 2 rekât son sünnetini kılmaya denir ve vaktin iki rekât son sünneti kılınır.

Namazlar kılındıktan sonra Müezzinin yönlendirmesi ile Ayet el-kürsi ve tesbih çekilir ve dualar edilir ve cemaat dağılır.

2 MAYIS CUMA HUTBESİ KONUSU NEDİR?

NEFSİ VE NESLİ İFSAT EDEN BÜYÜK GÜNAH: ZİNA

Muhterem Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslam'ın haram kıldığı büyük günahlardan biri de nefsi ve nesli ifsat eden zinadır. Zina; dinen ve hukuken geçerli bir nikâh bağı olmayan erkek ve kadın arasındaki birlikteliktir. Zina; aile kurumuna yapılan en büyük saldırıdır. Yuvaların dağılmasına sebep olan, gençlerin umutlarını karartan, hayallerini yıkan apaçık bir hayâsızlıktır. Zina; toplumun ahlaki değerlerini kökünden sarsan, maddi ve manevi birçok hastalığın yaygınlaşmasına zemin hazırlayan çirkin bir davranıştır.

Aziz Müminler!

İslam, sadece zinayı değil; zinaya götüren bütün yolları da haram kılar. Nitekim Yüce Rabbimiz, "Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, hayâsızlıktır, çok kötü ve çirkin bir yoldur."1 buyurmaktadır. Dolayısıyla ister gerçek hayatta, ister sanal âlemde, isterse yazılı ve görsel medyada kişiyi zinaya götüren söz, tutum ve davranışların tamamı haramdır. Allah'ın insana bir emanet olarak verdiği bedenin teşhir edilmesi, tesettüre uygun olmayan elbiselerin giyilmesi haramdır. Aralarında dinen evlenme engeli olmayan bir erkek ve bir kadının baş başa kalması ya da ev arkadaşlığı adı altında bir arada bulunması haramdır.

'Flört, dost hayatı, arkadaşlık, kaçamak, aldatma' gibi kavramlarla bu büyük günah asla masum gösterilemez. 'Gönül ilişkisi, yasak aşk, gençlik hevesi, düzeyli birliktelik' gibi sözlerle zinayı meşrulaştırmak, harama giden yola kapı aralamaktır. 'Çapkınlık' denilerek övünülen şey, esasında bir zinakârlıktır, insanın namusuna göz dikmektir, haramdır. Hele hele özgürlük adıyla bütün dünyaya dayatılmaya çalışılan ve Lût (a.s)'ın kavmini helake sürükleyen eşcinsellik ise Allah'ın lanetlediği bir sapkınlıktır, haramdır, büyük bir günahtır.

Kıymetli Müslümanlar!

Akıllı telefonlar, dijital araçlar ve medya aracılığıyla evlerimize ve ceplerimize kadar giren gayr-i meşru görüntüler, zinaya giden yolları kolaylaştırmaktadır. İslami ve insani değerleri hiçe sayan müstehcen reklamlar, sanat adı altında yapılan gayr-i ahlaki tiyatro, sinema ve dizi filmler, zinayı meşru göstermeye çalışmaktadır. Dijital mecralarda yaygınlaşan, evlilik müessesesini istismar eden sohbet ve evlilik siteleri, gençleri evlilikten uzaklaştırmakta, zinaya sürüklemektedir. Dostluk ve dertleşme gibi düşüncelerle başlayan kadın erkek arkadaşlıkları kişileri, zina batağına çekmektedir. Hâsılı, göz, harama baka baka; kulak, günahı dinleye dinleye; dil, kötülüğü konuşa konuşa zinaya alışmakta, sonrasında bu çirkin fiili işlemek sıradan hale gelmektedir.

Değerli Müminler!

Kötülüğün işlenmesi kadar onun yaygınlaşmasına zemin hazırlamak da büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Cenâb-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de, "Müminler arasında ahlâksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır..."2 buyurarak bu hususa dikkatlerimizi çekmektedir. Bu sebepledir ki, insan onurunu ayaklar altına alan zinanın ve ona götüren yolların magazin programlarına malzeme olması asla kabul edilemez. Çok nadir görülen çirkin bir hadisenin, çarpık bir ilişkinin, bazı gündüz kuşağı programlarında, sinema ve dizilerde reyting uğruna haftalarca gündemde tutulması, toplumun dini ve ahlaki değerlerini hiçe sayan büyük bir sorumsuzluktur. Aile birliğine zarar veren zinayı işleyenlerle, bunların yaptığı kötülükleri ekranlara taşıyan ya da sosyal medyada paylaşanlar aynı günahın ortaklarıdır.

Aziz Müslümanlar!

Zinanın panzehri evliliktir. Meşru bir evlilik, insanın bütün kötülüklerden sığınabileceği güçlü bir siper, muhkem bir kaledir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in ifadesiyle evlilik; gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder.3 O halde, gençlerimizi evliliğe teşvik edelim. Dinen ve hukuken evlilik çağına ulaştıklarında onların evlenmelerine yardımcı olalım. Evlilikleri zorlaştırmayalım. Aile kurumumuzu tehdit eden her türlü hayâsızlığı ve çirkinliği ortadan kaldırmak için, bireysel, toplumsal ve kurumsal sorumluluklarımızı ihmal etmeyelim. Başta medya sektörü olmak üzere her birimiz; değerlerimizi hiçe sayan programlar yerine, helal haram hassasiyeti olan, iffet ve hayâ sahibi güzel aile örneklerini daha fazla ekranlara, sosyal medyaya ve dijital mecralara taşıyalım.

Sözümün sonu Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in şu uyarısı olsun: "...Hiçbir erkek, mahremi olmayan bir kadınla yalnız başına kalmasın; zira yanlarındaki üçüncü kişi şeytan olur..."

Haberler.com / Beyza Nur Ergin - Gündem
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title