Zirve Yayınevi Davasında 66. Duruşma
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde 18 Nisan 2007'de 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili görülen davada sanıklar 66'ncı kez hakim karşısına çıktı.
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde 18 Nisan 2007'de 1'i Alman 3 kişinin boğazlarının kesilerek öldürülmesiyle ilgili görülen davada sanıklar 66'ncı kez hakim karşısına çıkarıldı. Bugünkü duruşmada davanın hem sanığı hem de gizli tanığı olan İlker Çınar'ın dinlenmesi devam etti. Çınar, tutuklu sanık astsubay Abdullah Atılgan'ın 'JİTEM elemanı' olarak tanımlayıp, "Doğuda görev yaptığı esnada Atılgan öldürdüğü kişilerin kulakları keserek bunlardan koleksiyon yapıyordu" iddiasında bulundu. Salonda bulunan Atılgan, Çınar'a tepki gösterdi.
Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma öncesi, Adliye önünde geniş güvenlik önlemleri alındı. Sabah erken saatlerde, Adliye'ye getirilen sanıklar, jandarma ekipleri tarafından tutuklu girişinden içeri alındı. Duruşma, sanık ve müdahil avukatların yerlerini almasıyla başladı. Öldürülen Tilman Geske'nin eşi Suzanna Geske de duruşmayı izledi.
Davanın bugünkü 66. duruşmasında, davanın hem sanığı hem de gizli tanığı olan İlker Çınar'ın görüntüsü net olmadan, sesi salona verilerek dinlenmesine devam edildi. Çınar, davada tutuklu yargılanan astsubay Abdullah Atılgan ile ilgili iddialarda bulundu. Astsubay Atılgan'ı 'JİTEM elemanı' olarak tanıtan Çınar, doğuda görev yaptığı sırada Atılgan'ın öldürdüğü kişilerin kulaklarını keserek bunlardan koleksiyon yaptığını ileri sürdü. Çınar, Mersin Tarsus'ta bir parkta Atılgan'ın arabasının bagajını açarak ipe bağladığı kulakları çıkartarak çalan müzikle birlikte halay çektiğini de iddia etti. Gizli tanık Çınar iddiaları sırasında Atılgan için 'Mosmor' ifadesini kullanınca, sinirlenerek yerinden ayağa kalkan Abdullah Atılgan, "Mosmor olanlar kameranın arkasına gizlenenlerdir" diyerek tepkisini gösterdi.
Faili meçhul cinayetlerle ilgili de konuşan İlker Çınar, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kurulduğu iddia edilen Türkiye Ulusal Strateji ve Harekat Dairesi'nin (TUSHAD) Ergenekon terör örgütünün silahlı kanadı olduğunu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu Muammer Aksoy ve Gaffar Okan suikastlerinin de TUSHAD bünyesindeki 'Siyah Kuvvetler' tarafından yapıldığını iddia etti. TUSHAD'a girdikten sonra bizzat Eşref Bitlis ve Turgut Özal'ın suikast sonucu öldürüldüğünü duyduğunu iddia eden Çınar, "Her Beyaz Kuvvet mensubunun bildiği radyoaktif maddeler Turgut Özal'a verilmiştir. Bunu kim ya da kimler tarafından ne şekilde verildiğini bilmiyorum. TUSHAD görevlileri bana Eşref Bitlis'e yapılan suikastın kim ya da kimler tarafından yapıldığını söylemediler" dedi.
Geçmişte yer alan çok sayıda suikastı ve toplumsal olayları TUSHAD'ın içerisinde bulunduğu yapının gerçekleştirdiğini ileri süren Çınar, bu gizli yapının son olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik düzenlenmek istenen suikast planı ile açığa çıktığını da iddia etti.
6 yıldır süren davada olay anında yakalanan Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir'in yanı sıra sonradan davaya ilişkilendirilen Orgeneral Hurşit Tolon, Varol Bülent Aral, emekli Albay Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Abdullah Atılgan, Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay ve Adem Gedik, Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen ve Hüseyin Yelki halen tutuklu bulunuyor. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon Ergenekon davasında tutuklu olması nedeniyle Silivri'de bulunurken, diğer tutukluların tamamı Malatya'da bulunuyor. - Malatya