Zirve Yayınevi Davasında 3 Tutuklu Sanığa Tahliye
Zirve Yayınevi Davasında tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Mehmet Ülger, Haydar Yeşil ve Ruhi Abat cezaevinden çıktı.
Cezaevinden ÇIKTILAR
Malatya'da biri Alman uyruklu olmak üzere 3 kişinin boğazlarının kesilerek öldürüldüğü Zirve Yayınevi Davası'nda tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Mehmet Ülger, Haydar Yeşil ve Ruhi Abat cezaevinden çıktı.
Malatya E Tipi Cezaevi'ne akşam saatlerinde mahkeme kararının ulaşması üzerine tutuklu sanıklar emekli binbaşı Mehmet Ülger ile öğretim görevlisi Ruhi Abat tahliye edildi. Aileleri tarafından karşılanan Abat ve Ülger mahkeme çıkışında yaptıkları açıklamalarda kumpas ile tutuklandıklarını savundular. İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Ruhi Abat, 4 yıl boyunca suçsuz yere cezaevinde kalmalarının sindirilebilecek bir durum olmadığını belirterek, "Bizi içeriye atanlar, bugün başımıza örmeye çalıştıkları çorapları kendi başlarına geçirdi. İnşallah ülkemiz biran önce bu kirli beladan ve musibetten kurtulur" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da teşekkür eden Abat, yargılandıkları iddianamenin aynı ekip olduğunu ileri sürdü. Abat, iddianamenin tersine okunması durumunda kimlerin yargılanması gerektiğinin ortaya çıkacağını ifade etti. Konuşmasında cemaate yönelikte eleştirilerde bulunan Abat, "Müslümanların zekatına ve fitresine talip olup dışarıda da milli iradenin temsilcisi olan bir Hükümet'i İslamcı diye satanlardan millet hesap sormalıdır" ifadelerini kullandı.
Zirve Yayınevi davasının hiçbir zaman cinayet davası olmadığını söyleyen Abat, Ak Parti'ye darbe yapma gerekçesiyle tutuklandıklarını ve bunun nedeninin de 1998 yılında yazdığı 'Dinler arası diyalog' makalesi nedeniyle olduğunu söyledi. O yıllarda henüz Ak Parti'nin bile kurulmadığını belirten Abat, "Bizi Ak Parti'yi yıkmakla suçlayanlar aynı zamanda bizleri komünist düşmanı olarak da lanse ettiler. İçeri girişimiz farklı çıkışımız bir farkı oldu" diye konuştu.
Emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger ise davada yargılanan jandarma personellerinin hiçbir zaman Zirve Yayınevi cinayetinin failleri ile bir ilişki içerisinde olmadığını belirterek, "Ortada doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri personeline yönelik bir oyun var" dedi.