"Zirve Yayınevi Davası"nda yetkisiz işlem yapan eski hakim ve savcılara iddianame
Malatya'da görülen "Zirve Yayınevi Davası"nda yargılanan 13 kişi hakkında yetkisiz olmalarına rağmen işlem yapan İstanbul'daki görevli eski hakim ve savcılar Zekeriya Öz, Cihan Kansız, Mehmet Karababa, Hadi Çağdır ve Birol Bilen hakkında 8 yıldan 42 yıla kadar değişen oranlarda hapis...
Malatya'da görülen "Zirve Yayınevi Davası"nda yargılanan 13 kişi hakkında yetkisiz olmalarına rağmen işlem yapan İstanbul'daki görevli eski hakim ve savcılar Zekeriya Öz, Cihan Kansız, Mehmet Karababa, Hadi Çağdır ve Birol Bilen hakkında 8 yıldan 42 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları istemiyle iddianame hazırlandı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 29 sayfalık iddianamede, müşteki olarak emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, astsubaylar Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, İlker Çınar ile Levent Kağan Türk, Rüştü Yeşil, Salim Cöhce ve Serdar Yeşil yer aldı.
Eski hakim Birol Bilen ile eski hakim ve savcı olan firari şüpheliler Zekeriya Öz, Cihan Kansız, Mehmet Karababa ve Hadi Çağdır'a şüpheli olarak iddianamede yer verildi.
İddianamede, FETÖ/PDY'nin kuruluşu, amacı, hiyerarşik yapısı, istihbarat ağı ve illegal yapılanması, haberleşmede kullandığı yöntemler, baskı oluşturma, eğitim alanı, mali yapısı, yargı ayağındaki yapılanması anlatıldı.
İddianamede, 18 Nisan 2007'de Malatya'da gerçekleştirilen ve kamuoyunda "Zirve Yayınevi Katliamı" olarak bilinen cinayetin (sözde) Ergenekon Terör Örgütü tarafından planlandığını iddia eden gizli tanık İlker Çınar'ın 24 Aralık 2010'da Zekeriya Öz'e verdiği ifade sonrasında müştekiler hakkında (sözde) Ergenekon Terör Örgütüne bağlı faaliyette bulundukları şüphesi ile Malatya'da görülen Zirve Yayınevi cinayeti davasını, Ergenekon davası ile ilişkilendirmek amacıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı anlatıldı.
Yasa dışı vaatlerle temin edilen tanıklardan alınan ifadeler ile başlatılan söz konusu soruşturmada görev alan şüphelilerin pek çok sayıda hukuk ihlallerine imza atarak müştekiler aleyhine arama, el koyma, iletişimin tespiti ve dinlenmesi, gözaltı, tutuklama kararlarıyla mağduriyetlerine neden olduklarını tespitine yer verilen iddianamede, şüphelilerin mensubu oldukları Fetullahçı Silahlı Terör Örgütünün nihai amacı ve hedefi doğrultusunda faaliyet yürüttükleri belirtildi.
Eski savcı olan şüpheliler Zekeriya Öz, Cihan Kansız ile eski hakimler Mehmet Karababa, Birol Bilen, ve Hadi Çağdır'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından hazırlanan sahte belgeler, raporlar ve yasa dışı vaatlerle ürettikleri yalancı gizli tanıklarla 18 Nisan 2007 tarihinde Malatya'da gerçekleşen cinayeti ve cinayet sanıklarını Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumları ve görevlileri ile ilişkilendirmek için kumpas kurdukları belirtildi.
"Sahte delilleri, ihbar mektuplarına dönüştürdüler"
İddianamede, "Şüphelilerin kumpasın içerisinde olan ve soruşturmanın gizliliğini açık bir şekilde ihlal eden yazarlar hakkında herhangi bir işlem yapmadıkları belirlenmiştir. Şüpheliler aynı amaç doğrultusunda hareket eden polislerle iş birliği yaparak, FETÖ/PDY ile mücadele eden müştekileri bir şekilde dosyaya dahil etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyet Hükümetine karşı darbe girişiminin ilk adımını atmaya yönelmişlerdir. Şüphelilerin, Türkiye Cumhuriyetinin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroları ele geçirip etkisiz hale getirerek, Türk Devletinin varlığını tehlikeye düşüren FETÖ'ye üye oldukları tespit edilmiştir." ifadeleri yer aldı.
Eski hakim Birol Bilen'in haksız yere gözaltı, arama ve el koyma gibi güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına yönelik kararlar verdiği, kamuoyunda "Zirve Yayınevi" davası olarak bilinen ve Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yetkisiz olduğunu dikkate almadan 3 aylık dinleme sonunda gizli tanık Deniz Uygar'ın soyut beyanları doğrultusunda müştekilerin adreslerinde hiçbir somut delil ve gerekçe göstermeden arama yaptığı, el koyma kararı verdiği anlatıldı.
Şüpheli Bilen'in bir kısım şikayetçilere ait yüzlerce sayfa ifade ve soruşturmaya ait tüm belgeleri incelemeden, hiçbir suç unsuruna rastlanılmadığına dair ön inceleme tutanaklarına rağmen 5 dakikalık sorgu sonrasında hiçbir somut ve delil veya gerekçe göstermeden, her konuda yetkisiz olmasına rağmen bir kısım müştekiler hakkında haksız yere tutuklama kararı verdiği ifade edildi.
İddianamede, şüpheliler Zekeriya Öz ve Cihan Kansız'ın gizli tanığın ifade tutanağının birebir aynı olan "Bi Ermeni var" isimli kitabın yayınlanmasıyla soruşturmanın gizliliğini ihlal edilmesi ve müştekilerin bu konuyla ilgili şikayetlerine rağmen "gerçeği gizledikleri, gizli tanığın ifadesini sızdıranları korudukları, bu gizliliği ihlal edenler hakkında herhangi bir işlem yapmayarak masumiyet karinesini gözardı ettikleri" kaydedildi.
İddianamede şüpheli Öz'ün savunma haklarını kısıtladığı, keyfi suçlamalarda bulunarak müştekilerin mağduriyetlerine sebebiyet verdiği, görevi ihmal ettiği, yetkisiz olduğu halde iletişimin dinlenilmesi ile kayda alınması taleplerinde bulunduğu, müştekiler hakkında haksız soruşturma başlattığı değerlendirilmesine yer verildi.
"Yetkisiz olmalarına rağmen kararlar verdiler"
Şüpheli Hadi Çağdır ile Mehmet Karababa'nın Malatya'da işlenen Zirve Yayınevi cinayeti ile müştekileri sözde Ergenekon Terör Örgütü ile bağlantılı gibi göstererek, haksız şekilde ve koşulları gerçekleşmeden yetkisiz olduklarını bildikleri halde, iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması kararları verdiği anlatıldı.
İddianamede, "şüphelilerin FETÖ/PDY ile mücadele eden çoğunluğu Jandarma Teşkilatına mensup müştekileri, Malatya'da görülen "Zirve Yayınevi Cinayeti" davasına dahil etmek amacıyla hazırlanan kumpasın hayata geçirilmesi için FETÖ/PDY örgütüne mensup kolluk görevlileri ve kişiler ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, planlı ve sistematik şekilde yürütülen bir organizasyonun parçası olarak mesleğin şeref ve onurunu, memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte eylemlerde bulunup pek çok hukuk ihlalleri yaparak, FETÖ'nün nihai amacına ulaşması doğrultusunda hareket ettikleri ve bu şekilde yargı yetkisini kötüye kullanmışlardır." denildi.
İddianamede, şüpheliler Zekeriya Öz, Zekeriya Öz, Cihan Kansız, Mehmet Karababa ve Hadi Çağdır ve Birol Bilen hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak", "görevi kötüye kullanmak", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 8 yıldan 42 yıla değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Hazırlanan iddianame Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
-Olayın geçmişi
Malatya'da Niyaz-i Mısri Mahallesi Ağbaba İşhanı'nın üçüncü katındaki Zirve Yayınevinde 18 Nisan 2007'de düzenlenen saldırıda iş yerinde çalışan Alman Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek öldürülmüştü.
Cinayetlerin işlendiği gün yayınevine giden polisler, zanlılar Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım'ı olay yerinde yakalamıştı. Yayınevinin penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralandığı belirtilen Emre Günaydın ise İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde tedavi edildikten sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.
Dava kapsamında hazırlanan ve 22 Haziran 2012'de kabul edilen ikinci iddianamede, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil'in yanı sıra astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat ile Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, İlker Çınar ve yargılanmalarına devam edilen Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aral, Hüseyin Yelki de sanık olarak gösterilmişti.
Yerel mahkeme kararı
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker, Salih Gürler ve Cuma Özdemir'i Zirve Yayınevinde Necati Aydın, Uğur Yüksel ve Tilmann Ekkehart Geske'yi "tasarlayarak öldürme suçundan" üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Bu sanıklara, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçundan 30'ar yıl hapis ve "nitelikli yağmaya teşebbüs" suçundan 9 yıl 9'ar ay hapis cezası verilmişti.
Dava kapsamında yargılanan, aralarında emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un da bulunduğu 16 sanık ise "terör örgütüne üye olmak" suçundan beraat etmişti. Mahkeme bu kararıyla Zirve Yayınevi cinayetinde örgüt olmadığına hükmetmişti.