Zemin etüdü ile Elazığ'ın jeolojik röntgeni çekiliyor
Elazığ'daki depremin ardından yıkımı tamamlanan ağır hasarlı binaların yerine inşa edilecek yeni konutlar için gerçekleştirilen zemin etüdü ile kentin jeolojik röntgeni çekiliyor.
Elazığ'daki depremin ardından yıkımı tamamlanan ağır hasarlı binaların yerine inşa edilecek yeni konutlar için gerçekleştirilen zemin etüdü ile kentin jeolojik röntgeni çekiliyor.
Merkezi Sivrice ilçesi olan, 24 Ocak'ta meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından inşa edilecek güvenli konutlar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde başlatılan çalışmalar sürüyor.
Bu kapsamda Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı koordinesinde yeni konutların zemin-temel-yapı etkileşiminin ölçülmesi amacıyla toplu konut alanlarında jeofizik mühendislerince sismik yöntemler, jeoloji mühendislerince sondaj çalışmaları, geoteknik ve inşaat mühendislerince de yapısal olarak sokak sokak incelemeler yapılarak, zemin etüt raporları hazırlanıyor.
Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan Zemin ve Temel Etüdü Uygulama Esasları ve Rapor Formatına uygun olarak hazırlanan zemin etüt raporları doğrultusunda yeni konutların uygun zemin üzerine gerekli mühendislik hizmetleri ile depreme daha dayanıklı inşası sağlanacak.
"Yapılar ona göre tasarlanacak"
Abdullah Paşa Mahallesi'nde çalışma yürüten ekipten jeofizik mühendisi Harun Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TOKİ kontrolünde kentsel dönüşüm amaçlı yaptıkları zemin etüt çalışmasında sismik kırılma yöntemi ile zeminin depreme karşı dayanıklılığını ölçtüklerini söyledi.
Jeofizik etütlerin zeminin dayanıklılığı, üzerine yapılacak binanın depreme karşı davranışı hakkında fikir verdiğini ve bu ölçümleri sondajlarla destekleyerek rapor hazırladıklarını ifade eden Doğan, "Bu ölçümler sonucu zemin gerçekten binayı taşıma yönünden iyi ise yapılar ona göre tasarlanacak. Zemin eğer biraz daha dayanıksız ya da gevşek ise buna göre yeni konutlar yapılmadan önce zemin iyileştirme yöntemleri uygulanacak." diye konuştu.
Bina yapımı öncesinde bu çalışmaların zorunlu olarak gerçekleştirildiğine işaret eden Doğan, binanın deprem esnasında nasıl davranış göstereceğinin, hazırlanan raporlarla tespit edildiğini aktardı.
Doğan, zemin etüdü ile üzerine konulacak bina yükünü zeminin ne oranda taşıyabileceğinin hesaplandığını, hesaplamalar neticesinde zemin güçlendirmesi veya iyileştirmesi gerekmesi durumunda gerekli mühendislik çalışmaları konusunda yetkin inşaat veya geoteknik mühendisleri tarafından tasarlanan yöntemler ile zemin parametrelerinin iyileştirildiğini dile getirdi.
Elazığ'da daha çok eski yapı stokundan dolayı yapıların tahrip olduğuna dikkati çeken Doğan, "Çok ciddi manada zemin açısından problem olmuş olsaydı yapının üzerinde yer aldığı zemin depreme karşı davranış gösteremeyeceğinden gerçek manada sıkıntı olabilirdi. Zemin açısından çalışmalarımızı yapıyoruz. Herhangi bir problemle karşılaştığımızda ona göre önlemlerimizi alıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Bir nevi yer altını kablolarla röntgenliyoruz"
"Zemin açısından bütün çalışmalarımızı en ciddi şekilde yapıyoruz." diyen Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zemin etüdü ile yapılan ölçümler ve hesaplamalar sonucu dayanımsız çıkması halinde zemin 'fore kazık, derin karıştırma, çimento enjeksiyonu' gibi imalatlar ile ya da 'yapay mühendislik dolguları' gibi yöntemlerle daha dayanıklı hale getiriliyor. Sismik kırılma, MASW, resizivite, mikrotrumer ve jeoradar gibi yöntemlerden gerekli olanları yapmaktayız. Sismik kırılma yöntemiyle yaptığımız çalışmada, zemine serdiğimiz jeofonları kablolara bağlayarak, jeofonları kablolarda sayısallaştırıyoruz. Balyozla bir titreşim yaratıyor, yer altına dalga yönlendiriyoruz. Bu dalga sonucunda her jeofona ayrı bir hız dalgası geliyor. Hız dalgaları zeminden yansıyıp geldikten sonra kablolarla sayısallaştırılıyor ve bilgisayar ortamına aktarılıyor. Elde ettiğimiz hızı zemin etüt raporuna işliyoruz."
Görev alan mühendislerin görüşleri dikkate alınarak zemin etütlerinin raporlandığını aktaran Doğan, "Jeofizik yöntemler zemin etüdünün bir parçası. Bunları sondajlarla tolere edip laboratuvar ortamında değerlendirerek, raporumuzu hazırlıyoruz. Bir nevi yer altını kablolarla röntgenliyoruz." şeklinde konuştu.