Zaman Gazetesinde Darbe Çağrışımı ve Usulsüzlükler İddianamede
Kayyuma devredildikten sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarından oluşan 30 şüpheliye yönelik "darbe girişimi" ve "FETÖ/PDY üyeliği" suçlarından hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY medyasında darbe çağrışımı yapacak yayınlar yapıldığı, önceki darbelere destek...
Kayyuma devredildikten sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarından oluşan 30 şüpheliye yönelik "darbe girişimi" ve "FETÖ/PDY üyeliği" suçlarından hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY medyasında darbe çağrışımı yapacak yayınlar yapıldığı, önceki darbelere destek olunduğu belirtilerek, şüphelilerin kayyum atanmasından önce sahip oldukları malvarlıklarını usulsu¨z devrettikleri vurgulandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından İsmet Bozkurt tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Sızıntı dergisi ile başlayan ve Zaman gazetesi ile birlikte hızla bu¨yu¨yen FETÖ-PDY medyasının, örgu¨tu¨n gayrimeşru faaliyet, beklenti ve hedeflerinin meşrulaştırılarak geniş kitlelere ulaştırılması noktasında son derece önemli misyona sahip olduğu,
ilkesel bir yayıncılık yerine tamamen stratejik olarak örgu¨t amacı doğrultusunda yayın politikası izlediği kaydedildi.
İddianamede, 2012 yılı sonlarına doğru özel dershanelerin kapatılmasına dair du¨şu¨ncelerin gu¨ndeme gelmesiyle bu kurumlardan yu¨ksek gelir elde eden ve insan kaynağını devşiren FETÖ/PDY medyasının, elebaşı Fetullah Gu¨len'in talimatları doğrultusunda devlet adamlarına basın yayın özgu¨rlu¨ğu¨nu¨n sınırlarını aşacak şekilde hakaret ve saldırılar yönelttiği, akabinde örgütün komplo ve kumpaslarla Tu¨rkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, hu¨ku¨metini ve anayasal kurumlarını ortadan kaldırmayı hedeflediği, örgu¨t medyasının da bu amaçlar doğrultusunda asli bir işlev gördüğü anlatıldı.
Tu¨rkiye Cumhuriyeti Hu¨ku¨meti'nin örgu¨t menfaatleri aleyhine aldığı kararlar karşısında rövanşist bir tavır sergileyen FETÖ/PDY ve medyasının harekete geçtiği; eş zamanlı, sistematik, planlı ve programlı bir biçimde yu¨ru¨tu¨len komplo, kumpas ve kurgu u¨ru¨nu¨ "MİT tırları operasyonu", sözde "Selam Tevhid-Kudu¨s Ordusu" ve "17-25 Aralık soruşturmaları" ile Tu¨rkiye Cumhuriyeti hu¨ku¨metine ve anayasal du¨zene karşı darbe gerçekleştirmeyi planladığı aktarılan iddianamede, bu noktada örgu¨t medyasının, hedefe yönelik fonksiyonel bir araç olarak kullanıldığı, örgu¨tle iltisaklı gazeteci ve yazarların başlattıkları toplumsal mu¨hendislik çalışmasının özellikle Zaman gazetesi ve yazar kadrosunun desteğiyle yu¨ru¨tu¨ldu¨ğu¨ kaydedildi.
"Eziyet kumpas yalanı"
FETÖ/PDY medyası aracılığıyla ters algı operasyonlarının yapıldığı, televizyon dizileri de dahil olmak u¨zere muhtelif yayınlarda "örgu¨t mensuplarına karşı eziyet ve kumpas yapılıyormuş" gibi bir algı hedeflendiği belirtilen iddianamede, örgu¨t liderinin talimatı üzerine "örgu¨t u¨yeliği" suçlaması kapsamında tutuklu şu¨pheliler hakkında örgu¨tu¨n yargıdaki u¨yeleri tarafından "sözde tahliye kararı" alındığı belirtildi. İddianamede, örgu¨tu¨n deşifre olan etkili u¨yelerine örgu¨t lideri tarafından yurt dışına çıkma talimatı verildiği ve bu talimatın da bu¨yu¨k ölçu¨de uygulandığı anlatıldı.
Koza Holding AŞ bu¨nyesinde kayyum atanan Bugu¨n ve Millet gazetelerinin kanuna aykırı olarak Feza Gazetecilik AŞ tesislerinde "Özgu¨r Bugu¨n" ve "Özgu¨r Millet" adı altında basıldığı ve dağıtıma hazırlandığı hatırlatılan iddianamede, bunun, örgu¨tu¨n farklı ticari kuruluşları bu¨nyesinde faaliyette bulunan medya organları arasındaki organik bağı gösterdiği ve bu kuruluşların eşgu¨du¨mlu¨ hareket ederek kanunları çiğnediklerini kanıtladığı aktarıldı.
İddianamede, "Buna rağmen Zaman gazetesinin 'basına sansu¨r uygulandığını' iddia ederek, kamuoyunu hu¨ku¨met aleyhine kışkırttığı, Tu¨rkiye ve du¨nya kamuoyunda örgu¨t amaçları doğrultusunda algı oluşturmaya çalıştığı, FETÖ/PDY medyasının iş birlikçi yayın organlarıyla Tu¨rkiye Cumhuriyeti devletini ve hu¨ku¨meti itibarsızlaştırmaya yönelik casusluk faaliyetleri gerçekleştirdiği, örgu¨t amaçları doğrultusunda belirlediği kişi, kurum ya da grupları hedef aldığı, kaynağı belirsiz haberler ve bu haberleri destekleyici köşe yazılarıyla yoğun ve şiddetli bir karalama kampanyası yu¨ru¨ttu¨ğu¨, bilgi kirliliği ve manipu¨lasyon yöntemleri ile hakikatleri gizlediği ya da çarpıttığı" vurgulandı.
Gülen'e atfedilen vasıflar
İddianamede, FETÖ/PDY medyasının "Muhterem Fetullah Gu¨len Hocaefendi" şeklinde takdim ederek kutsiyet ve saygınlık kazandırmak istediği örgu¨t lideri Gu¨len'in, uzun vadeli "parlatma" teknikleri ile "dini bir otorite" haline getirildiği belirtilerek, Gu¨len'in dini, siyasi, toplumsal, ku¨ltu¨rel ve iktisadi meselelerle ilgili göru¨şlerini örgu¨t medyası u¨zerinden u¨stu¨ kapalı mesaj ve göndermeler yoluyla iletmeyi tercih ettiği, du¨şu¨ncelerinin ve örgu¨tu¨n "hizmet" adı verdiği faaliyetlerin örgu¨t medyası tarafından "ilahi du¨şu¨nce ve görevler olarak devamlı surette işlenegeldiği, aksine hareket ettiği halde FETÖ/PDY'nin, milli ve dini değerleri esas alarak bu değerleri du¨nyaya tanıtmakla mu¨kellef bir 'gönu¨llu¨ler hareketi' olduğu şeklinde propaganda kampanya yu¨ru¨ttu¨ğu¨" kaydedildi.
FETÖ/PDY medyasının nu¨vesini oluşturan Sızıntı dergisinden itibaren Tu¨rkiye'de yapılan antidemokratik darbeleri desteklediği, örgu¨te yönelik operasyonların ardından yu¨ru¨ttu¨kleri saldırı kampanyalarının başarısız olması ve kamuoyunda taraftar toplamaktan ziyade tepki çekmesi nedeniyle askeri darbe çağrışımı yapacak bir yayın politikasına yöneldikleri, sembolik darbe mesajlarının medya aracılığıyla tabana iletildiği, orduyu tahrik etmeye ve kamuoyunu baskı altında tutmaya yönelik bir yayın politikası izlendiği anlatılan iddianamede, Zaman gazetesinin 2013 yılı Kasım ayı içerisinde "Kardeşlik Zamanı" başlıklı sloganıyla hazırladığı reklam afişinin, Aksiyon dergisinin 2014 yılı Ocak ayı reklamının, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbu¨su¨nden 9 ay 10 gu¨n önce yayınlanan Zaman gazetesi reklam filminin ve Sızıntı dergisinin 2016 yılı Mayıs sayısı için seçilen kapaktaki görselin darbe çağrışımı yaptığı ya da bu yönde mesaj veremeye yönelik olduğu, ayrıca Gu¨len ve örgu¨tu¨nu¨n bu minvalde medya u¨zerinden u¨stu¨ kapalı tehditler yönelttikleri ifade edildi.
Tiraj hileleri
"FETÖ-PDY u¨st du¨zey u¨yelerinin baskılarıyla örgu¨te kazandırılan şahısların Zaman 53
gazetesine abone yapılması, abone kayıtlarının tutarsız oluşu, gazetenin meccanen abonesi olmayan muhtelif kurumlara, hatta apartmanlara bırakılması dahi tirajların sorgulanması için yeterli nedenlerdi." denilen iddianamede, bu nedenlerle ilk dönemlerde ABC Tiraj Denetleme Kurulu'nun Zaman gazetesine sertifika vermediği ancak örgu¨tün muadil kurumlardan sertifika aldığı kaydedildi.
İddianamede, FETÖ/PDY medyasının asimetrik saldırılarına karşı anayasal kurumların harekete geçtikleri, inceleme ve denetimler neticesinde bahsi geçen medya organlarının kendi tabanı dahil olmak u¨zere toplumsal dinamikleri lehlerine yönlendirebilmek maksadıyla geçmişten bu yana basın-yayın organlarının tirajlarını manipu¨le ettikleri ve ilgili organlara kayyumların atanmasından önce sahip oldukları malvarlıklarını usulsu¨z devrettiklerinin ortaya çıktığı belirtildi.
Zaman gazetesinin abonelik sisteminin de FETÖ/PDY politikalarına uygun olarak psikolojik baskı, şantaj, dışlama, iltimas, tehdit gibi yöntemler u¨zerine kurulu olduğunun tanık ifadelerinden anlaşıldığı aktarılan iddianamede, Emniyet Genel Mu¨du¨rlu¨ğu¨ Teftiş Kurulu Başkanlığında yu¨ru¨tu¨len soruşturma kapsamında ifadelerine mu¨racaat edilen emniyet görevlilerinin, "Zaman gazetesine zorla u¨ye yapıldıklarını, kabul etmeyenlerin ise dışlandıklarını ve zor işlerde görevlendirildikleri"ni anlattıkları bildirildi.
İş adamlarının Zaman gazetesinin temsilcilerinin ve yakın arkadaşlarının psikolojik baskıları ve ticaret hayatlarında örgu¨tu¨n gazabına uğramamak için bu gazeteye abone olmayı kabul ettikleri anlatılan iddianamede, gazeteye zorla abone olduklarını beyan eden müştekilerin ifadelerine de yer verildi.
Zorla satılan gazetelerden yumurta kartonu yapılmış
İddianamede, ilgili mevzuat gereği gu¨nlu¨k satışı 200 binden az olmadığını beyan ederek ek gösterge almaya hak kazanan gazetelerin, gu¨nlu¨k asgari fiili satış adedinin dörtte birini bayiler aracılığıyla gerçekleştirmelerinin zorunlu olduğu, gu¨nlu¨k fiili satışa dahil edilecek diğer satışların abonelerle ilgili hususları du¨zenleyen usul ve esaslar dahilinde yapılması gerektiği belirtilerek, "Oysa Zaman gazetesinin gu¨nlu¨k fiili satış adedi ortalamasının sadece 2014 yılı Mart ayında 50 bin-100 bin arasında gerçekleştiği, geriye kalan Ocak 2014-Ağustos 2015 döneminde 10 bin-25 bin arasında kaldığı, abone olduğu iddia edilen kişilerin karşılığının olmadığı, gazetenin gu¨nlu¨k 50 binin altında satıldığının tespit edildiği, Zaman gazetesinin göstergesinin du¨şu¨ru¨ldu¨ğu¨ ve reklam payının buna göre tekrar du¨zenlendiği, Ocak 2014-Temmuz 2015 ayları arasına ait gösterge farkları karşılığının mahsubuna karar verildiği göru¨lmu¨ştu¨r." bilgisine yer verildi.
Zorla satılan gazetelerin, paketler halinde hiç açılmadan kağıt niyetine İstanbul'un çeşitli bölgelerindeki kağıt hurdacılarına (toplayıcılarına) ve geri dönu¨şu¨m firmalarına satıldığı, buralarda işlenerek yumurta kartonu vesaire yapıldığı anlatılan iddianamede, FETÖ/PDY'nin Ataşehir'de bu işlemler için özel bir depo kiraladığı, Amasya'nın merkez ilçesindeki TOKİ konutlarında Zaman gazetesinin ambalajlarının açılmadan depolandığı, belli periyotlarla kamyonetlere yu¨klenerek hurdaya verildiği, abone olduğu iddia edilen kişilerin karşılığının olmadığı vurgulandı.
Kayyum öncesinde malvarlıklarının usulsüz devri
İddianamede, FETÖ/PDY medyasının bağlı olduğu şirketlerin malvarlıkları 2014 yılına kadar olağan şekilde değişme kaydederken, örgu¨tu¨n 2013-2014 yılında hu¨ku¨meti devirmeye yönelik teşebbu¨slerinin başarısız olmasının ardından 2015 yılı içerisinde söz konusu şirketlerin bilançolarında bulunan ve "Maddi Duran Varlık" bölu¨mu¨nde yer alan "bankalar", "binalar", "arsalar", "taşıtlar", "tesis, makine ve cihazlar", "amortismanlar" gibi kalemlerdeki malvarlıklarının olağan dışı ve usulsu¨z bir şekilde devredildiği, el değiştirdiğinin ya da azaltıldığı anlatılarak, "alınan çekler" ve "diğer çeşitli alacak" kalemlerinin ise olağan dışı bir şekilde arttığının MASAK raporları ile tespit edildiği vurgulandı.
Söz konusu Feza Gazetecilik, Cihan Haber Ajansı, Cihan medya Dağıtım adlı şirketlerin malvarlıklarını sattıkları gerçek ve tu¨zel kişilerin FETÖ/PDY aidiyetleri, iltisakı ve irtibatları bulunduğu, söz konusu şirketlere kayyum atanmadan önce gerçekleşen bu bu¨yu¨k çaplı değişikliklerin şu¨pheli olduğu anlatılan iddianamede, bunların örgu¨tu¨n finansmanında kullanılmasının ve örgu¨t amaçlarına hizmet etmesinin kuvvetle muhtemel olduğunun denetçiler tarafından saptandığı vurgulandı.
İddianamede, kayyumların atanmasıyla FETÖ/PDY mensuplarının harekete geçerek, gazete ve dergi abonelikleri iptal ettirmek ve iade yapmamak suretiyle bir yandan tahsil edilen u¨cretleri örgu¨te aktararak örgu¨te mali kaynak sağlarken, diğer yandan gazete ve dergi tirajlarının du¨şmesini hedefleyerek kayyumda bu medya organlarının zarar ettiği algısını oluşturmaya çalıştırdıkları belirtilerek, "Kayyumların atanmasıyla örgu¨t ile iltisaklı kuruluşların önemli kayıtlarının tutulduğu harddisklerin çalınmış olması da saklanmak istenen bilgiler olduğu yönu¨nde ciddi kuşkulara neden olmaktadır." ifadesine yer verildi.
Şüphelilerin eylemleri
İddianamede, şu¨pheliler Mu¨mtazer Türköne, Ali Bulaç, İbrahim Karayeğen, Ahmet Turan Alkan, Mustafa Ünal, Şahin Alpay, Nuriye Ural, Lalezar Sarıibrahimoğlu, Orhan Kemal Cengiz, İhsan Duran Dağı'nın FETÖ/PDY medya organlarında görev yapan köşe yazarları oldukları, şüphelilerin yazılarında hu¨ku¨mete sadece muhalefet yapılmadığı veya eleştiri yöneltilmediği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Göru¨nu¨rde suç unsuruna rastlanılmayan yazılarında dahi basın ve ifade özgu¨rlu¨ğu¨nu¨n sınırlarını aşarak devlet yetkililerinin ve kurumlarının haklarını ihlal niteliğinde ifadeler kullanarak örgüt amacına hizmet ettikleri ya da ön hazırlık niteliğinde yazılar yazdıkları; ulusal gu¨venliği tehdit edebilecek, toplum huzurunu, toplumsal barışı ve asayişi bozabilecek beyanlarda bulundukları, askeri darbe çağrısında bulunmaktan çekinmedikleri, bu haliyle şu¨pheli yazarların gerek suç unsuru ihtiva ettiği tespit edilen yazılarıyla gerek tek başına suç unsuru olduğu belirlenememekle birlikte örgu¨tsel hedef ve amacı tamamlayan yazılarla FETÖ/PDY terör örgu¨tu¨ hiyerarşisi içerisindeki görevlerini yerine getirdikleri anlaşılmıştır."
Diğer şu¨pheliler Sedat Yetişkin, Hu¨seyin Turan, Ahmet Metin Sekizkardeş, Alaattin Güner, Cuma Kaya, Mehmet Özdemir, Faruk Akkan, Murat Avcıoğlu, Yu¨ksel Durgut, Zafer Özsoy, Şeref Yılmaz, Hakan Taşdelen, Hu¨seyin Belli, Onur Kutlu, İsmail Küçük, Ali Hu¨seyin Çelebi, Ahmet İrem, Su¨leyman Sargın, Osman Nuri Öztürk, Osman Nuri Arslan'ın FETÖ/PDY medya kuruluşları olan Feza Gazetecilik AŞ, Cihan Medya Dağıtım AŞ, Cihan Haber Ajansı, FİA Produ¨ksiyon Radyo ve Televizyon Reklam Organizasyon İletişim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Irmak Radyo TV Hizmetleri AŞ, Du¨nya Dağıtım AŞ bu¨nyesinde yönetici ve çalışan oldukları, FETÖ/PDY terör örgu¨tu¨nu¨n genel amaçlarına ulaşmak için medya gu¨cu¨ne du¨şen görevi yerine getirdikleri anlatılan iddianamede, "Bu şekilde FETÖ/PDY silahlı terör örgu¨tu¨ u¨yesi olduğu anlaşılan şu¨phelilerin, örgütün medya gu¨cu¨nu¨ oluşturdukları, örgütün genel amacı doğrultusunda, anayasal du¨zeni, TBMM'yi ve Tu¨rkiye Cumhuriyeti hu¨ku¨metini ortadan kaldırmak için örgu¨t stratejisi ve hiyerarşisi içerisinde rollerini yerine getirerek u¨zerilerine atılı suçları işledikleri anlaşılmıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.