Zaman Gazetesi Eski Yazar ve Yöneticileri Hakim Karşısında (1)
Kapatılan "Zaman Gazetesi"nin eski yazarları ve yöneticilerine yönelik açılan 22'si tutuklu 31 sanık hakkında açılan davanın 2. duruşması başladı.
Kapatılan "Zaman Gazetesi"nin eski yazarları ve yöneticilerine yönelik açılan 22'si tutuklu 31 sanık hakkında açılan davanın 2. duruşması başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampusü'nün karşısında bulunan binada 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya 22 tutuklu sanık ile 4 tutuksuz sanık hazır bulundu.
"PARDON DENECEĞİNİ BEKLİYORUM"
Tutuklu sanık Mehmet Özdemir, Zaman gazetesinde 9 ay sorumlu müdür olarak görev yaptığını belirterek, "Yanlışlıkla burada olduğumu düşünüyorum, ne zaman 'pardon' deneceğini bekliyorum. Zira iddianamede ismim sadece bir yerde geçiyor o da en son sayfada gazetede çalışanlarının sanık olarak anıldığı isim listesinde geçiyor" ifadelerini kullandı.
"ADİL BİR KARAR VERECEĞİNİZE İNANIYORUM"
Hakkındaki suçlamaları reddeden tutuklu sanık Özdemir, "Emniyete gidip kendim teslim oldum kaçacak halim yok, ikiz çocuklarım var. Onlar bu yıl okula başladı, onları okula götürmeyi hayal ediyordum olmadı, İddianame ve eklerinde somut, kuvvetli delil yoktur. Tutukluluğumun davamı hukuksuzluğun sürmesi anlamına gelir. Tutukluluğumla ilgili adil bir karar vereceğinize inanıyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum" dedi.
KONFETİ BENZETMESİ
Tutuklu sanıklardan Ahmet Turan Alkan Zaman gazetesinin eski yazarlarından olduğunu ve 63 yaşında olduğunu, iddianamede 3 ağırlaştırılmış müebbet hapsinin istendiğini kaydederek, "Müebbetlerin konfetiler gibi etrafa saçıldığını ilk defa bu iddianamede gördüm" diye konuştu.
"BEN TERÖRİST DEĞİLİM, DARBECİ HİÇ DEĞİLİM"
Hakkında gözaltı kararı verildikten sonra evinde oturup polisi beklediğini ve adalete güvendiğini söyleyen sanık Alkan, "Biz ekmek parası için yazı yazan yazarlarız. Zaman gazetesinin yöneticisi değilim, sadece yazarım. Bu örgütün önemli bir mensubu olsam kaçardım. Evimde oturdum, polisi bekledim. Ben terörist değilim, darbeci hiç değilim" dedi.
İDDİANAMEYİ ELEŞTİRDİ
"Cezaevinde 10 ay ne ile suçlanacağız diye bekledim. 10 ay sonra dağ fare doğurdu" diyerek iddianameyi eleştiren sanık Ahmet Turan Alkan, iddianamede suç delili olarak yazdığı yazıların gösterildiğini, hakkında tanık, itirafçı ya da bir raporun bulunmadığını savundu.
"MEŞRU İKTİDARI SAVUNDUM"
Seçilmiş meşru iktidarın meşruluğunu yazılarında savunduğunu ifade eden sanık Ahmet Turan Alkan, "Darbeden sonra evim basıldı. Karış karış evim arandı, gözaltında bana kötü davranmadılar. Gözaltına alınacağımı biliyordum. Çünkü sosyal medya hesaplarında adlarımız çarşaf çarşaf yayınlandı. Kimlerin gözaltına alınacağını sosyal medyadan öğreniyorsunuz ama ne zaman serbest bırakılacağınızı ne yazık ki öğrenemiyorsunuz. Polis memur bana ne sorduysa açık yüreklilikle cevap verdim. Etkinlik pişmanlık yararlanmak ister misin? diye sordu. Bizi tutuklamaya kararlar bizi neyle suçlayacaklarını bilmiyorlar, o yüzden maçı oynayarak değil, laf kalabalığı ve tezahüratla maçı kazanmaya çalışıyorlardı. Bir şey bilsem itiraf ederim çekinmezdim, deli miyim ? 63 yaşındayım kimin ne sırrını saklayacağım. Neyin suç olup olmadığını biliyorum. Ben yazarım, geçimimi emekli olduktan sonra yazı yazarak sağladım. Birilerinin sırrını saklayarak büyük bir mevki gibi bir beklendim de yoktu. Şahit olduğum şeyler hep gazetecilikti" ifadelerini kullandı.
"CEMAAT MENSUBU DEĞİLİM, ASLA DA OLMADIM"
"Ülkücü bir gelenekten geliyorum" diyen Alkan, "Cemaatle aran nasıl diye sorabilirsiniz? Cemaat mensubu değilim asla da olmadım. Cemaate mensup olmak farklı bir şey. Dini bir toplum ya da tarikatın mensubu olmadım" diye konuştu.
"YAZILARIMIN BAŞLIKLARIYLA SUÇLANIYORUM"
Alkan, "Asla haberdar olmadığım darbecilere destek vermekle karşınızdayım. Yazı yazdığım için suçlanıyorum. Hatta sadece yazılarımın başlıklarıyla suçlanıyorum. Darbecilik alçaklıktır. Halkın silahını, halka doğrultmak namertliktir" şeklinde konuştu. Alkan, "Örgüt mensubu değilim, asla asla asla… " diyerek tahliyesini ve beraatini istedi. Duruşmaya öğle arası verildi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı İsmet Bozkurt tarafından hazırlanan 64 sayfalık iddianamede terör örgütü FETÖ yapılanmasının tarihsel gelişimi, amacı ve hedefleri anlatılıyor. Örgütün medyayı ne zaman ve ne şekilde kullandığına da ayrıntılı değinilen iddianamede, örgütün strateji gereği 2013 yılına kadar devlete ve hükümete karşı gizli ve derinden bir mücadele yürüttüğü, 2013 sonrasında ise açıktan saldırıya geçtiği iddia ediliyor. Örgütün, basın ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşarak devlet sırlarını ifşa ettiği, algı oluşturarak meşru hükümetleri çalışamaz hale getirmeyi hedeflediği kaydedilen iddianamede, bunu yapması için de medya gücünü kullandığı, şüphelilerin de haber ve yazılarıyla bu durumu bilerek sürdürdüğü öne sürülüyor. 31 şüpheli hakkında "Darbeye teşebbüs" suçundan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve "Silahı terör örgütüne üye olmak" suçundan da 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor. - İstanbul