Zafer Partili Aslan'dan "İklim Kanun Teklifi" Tepkisi: "Rant Değil, Çevre Odaklı Bir Yasa İstiyoruz"

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, İklim Kanun Teklifi’ne ilişkin, “Bu yasa iklim değişikliği yasası değil, karbon piyasası yasasıdır. Oysa bizlerin talebi rant odaklı değil, doğa ve çevre odaklı bir iklim yasasıdır. İktidarın bu teklifi ivedi bir şekilde geri çekmesi, bilimsel verilere dayalı ve uluslararası normlara uygun bir iklim politikasına yönelmesi şarttır” dedi.
(ANKARA) - Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, İklim Kanun Teklifi'ne ilişkin, "Bu yasa iklim değişikliği yasası değil, karbon piyasası yasasıdır. Oysa bizlerin talebi rant odaklı değil, doğa ve çevre odaklı bir iklim yasasıdır. İktidarın bu teklifi ivedi bir şekilde geri çekmesi, bilimsel verilere dayalı ve uluslararası normlara uygun bir iklim politikasına yönelmesi şarttır" dedi.
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen İklim Kanun Teklifi'ne tepki göstererek, şunları kaydetti:
"Milliyetçiliğin tek adresi olan Zafer Partisi, küresel sorunlara karşı küresel bir mücadele verilmesi gerektiği fikrine elbette destek vermektedir. Ancak kanun teklifi yandaş medyanın bize sunduğu gibi tarihi, şahane kusursuz bir teklif değildir. Zafer Partisi olarak ilk günden bu yana ifade ettiğimiz gibi, bu yasa iklim değişikliği yasası değil karbon piyasası yasasıdır. Oysa bizlerin talebi, rant odaklı değil doğa ve çevre odaklı bir iklim yasasıdır."
Söz konusu kanun teklifinin "Bağlayıcı Emisyon Azaltma Hedefleri" kapsamında fosil yakıtlardan çıkışa ilişkin bir politikası bulunmadığını belirten Aslan, şöyle devam etti:
"Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, kömür arama projelerine devam etmektedir"
"Teklif Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefini ortaya koysa da kısa ve orta vadeli bağlayıcı emisyon azaltma hedefleri içermiyor. Hükümetin mevcut politikaları da bu hedeflerle çelişiyor. Örneğin Türkiye, 2053 yılına kadar sıfır emisyon taahhüdünde bulundu. Buna göre fosil yakıtları kademeli olarak terk etmek gerekir. Oysa Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, kömür arama projelerine devam etmektedir. Karbon emisyonunu düşürmenin ilk koşulu olan kömür ve kömüre dayalı teknolojiyi terk etmek gerekirken, yeni kömür arama projelerinin yürütülmesi ve buna kaynak ayrılması manidardır.
"Emisyon azaltım yükümlülüklerini ihlal eden şirketler veya sektörler için kesin yaptırımlar belirtilmemiş"
Emisyon azaltım yükümlülüklerini ihlal eden şirketler veya sektörler için kesin yaptırımlar belirtilmemiştir. Sıfır emisyon hedefi için fosil yakıtlı sistemleri, termik santraller, onlara bağlı sanayiler, yan sanayilerin terk edilmesi ve bütün bunların yerine yeşil dönüşüm olması gerekiyor. Ancak teklifte sera gazlarını azaltmak ve başta ormanlar, çayırlar, meralar, tarım alanları, sulak alanlar gibi yutak alanların kuvvetlendirilmesi ve genişletilmesine ilişkin yükümlülükler, hedefler ve politikalara da doğrudan yer verilmiyor.
"Çoğu üretici, AB şirketleri karşısında rekabet edebilme şanslarını kaybedecek"
Emisyon Ticaret Sistemi ve Karbon Piyasası'nın sınırları belirlenmemiş durumdadır. Karbon fiyatlandırması, sektörler arası denge, gelirlerin nasıl kullanılacağı gibi kritik detaylar belirsiz bırakılmıştır. Zafer Partisi olarak bu yasa iklim değişikliği yasası değil, karbon piyasası yasasıdır derken tam da bunlara işaret ediyoruz. Öyle ki, kanunun Meclis'ten geçmesi durumunda sınırları belirlenmemiş karbon piyasası dolayısıyla Türk çiftçisi ve KOBİ'ler başta olmak üzere çoğu üretici, AB şirketleri karşısında rekabet edebilme şanslarını kaybedecektir. Kıymetli yurttaşlar, iklim değişikliği sadece emisyon borsası meselesi değildir, şüphesiz bir dizi eylem planı içermesi gerekir.
Teklifte iklim değişikliği, şiddetli hava ve iklim olaylarının olumsuz etkilerinden en az şekilde etkilenmek için yapılması gerekenler de dahil olmak üzere pek çok konu ayrıntılı şekilde yer almıyor. Vahşi madenciliğin karşısında dahi durulmuyor. Oysa iklim değişikliği ile gerçekten mücadele edilmek isteniyorsa önce vahşi madencilikle mücadele edilmedir. Sonuç olarak teklif, bağlayıcılığı zayıf, fosil yakıtlardan çıkış konusunda kararlı olmayan ve uygulama mekanizmaları net olmayan bir teklif olarak kalmıştır. Kanun teklifinin özellikle AB ile uyum, denetim mekanizmaları ve sektörler üzerindeki etkiler konusunda detaylandırılması gereken pek çok noktası bulunmaktadır.
"Doğayı rant ve talan alanı olarak görenlere 'dur' demesi gerekmektedir"
Zafer Partisi Çevre, Şehir ve Kültür Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak açık bir şekilde ifade etmem gerekirse, bu kanun teklifi ile var olanın ötesine geçilemez. İklim krizi ile mücadeleyi, Ordu'da tüm mücadelelere rağmen fındık bahçelerini yıkıp geçip, dağların ortasına siyanürlü yıkama havuzları kurduran, dünyanın sayılı akciğerlerinden Kaz Dağları'nı yabancı şirketler altın bulabilsin diye talan ettiren, Karadeniz'in yaylalarını Yeşil Yol ile talana açıp sularını da HES'lere boğduran, derin deşarj ile Marmara kirletilirken sessiz kalan, Ergene Havzası için acil eylem planını hayata geçirmekten imtina eden bu iktidardan mı dinleyeceğiz? Türkiye'nin öncelikli olarak toprağımızı, havamızı, suyumuzu zehirleyen ve bunu ekonomik gerekçelerle haklı kılanlara, doğayı rant ve talan alanı olarak görenlere 'dur' demesi gerekmektedir.
"İktidarın bu teklifi ivedi bir şekilde geri çekmesi şarttır"
İktidarın bu teklifi ivedi bir şekilde geri çekmesi, bilimsel verilere dayalı ve uluslararası normlara uygun bir iklim politikasına yönelmesi şarttır. Zafer Partisi olarak ilk günden bu yana doğanın talan edilip rant düzeninin oluşturulmak istendiği Akbelen'de, Çambükü'nde, İliç'te, Develi'de, Kazdağları'nda sahadayız, mücadele içindeyiz. Bölgedeki faaliyetlerimizin yanı sıra milletimizin, çiftçilerimizin ve doğanın akıbetini de düşünerek bu yasanın Meclis'ten geçmemesi için elimizden geleni yapacağız."