Yurtdaş: Oyundaki Tek Şah 'Öcalan'dır
DEP Eski Milletvekili, yazar ve avukat Sedat Yurtdaş, "Satrançta tek "Şah" vardır. Bu oyundaki "Şah" da bellidir, Öcalan'dır" dedi.
Başbakan Davutoğlu'nun STK'larla Çankaya Köşkü'nde düzenlediği toplantıya katılan Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkan Yardımcısı, DEP Eski Milletvekili, Yazar ve Avukat Sedat Yurtdaş'ın, toplantıda Davutoğlu'na "Satrançta tek "Şah" vardır. Bu oyundaki "Şah" da bellidir, Öcalan'dır ve İmralı'dadır. Şah'la müzakere ile barış içinde çözmek mümkün iken diğerleri ile savaşmak sonuç alıcı olmaz" görüşünü aktardı.
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkan Yardımcısı, DEP Eski Milletvekili, Yazar ve Avukat Sedat Yurtdaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun STK'larla Çankaya Köşkü'nde düzenlediği toplantıyla ilgili Özgür Haber Gazetesi'ndeki köşesinde izlenimlerini ve orada yaptığı değerlendirmesini aktardı.
Köşesinde; Çankaya Köşkü'nde gerçekleşen toplantıya Diyarbakır'dan çağrılı az sayıdaki katılımcılardan biri olduğunu, toplantıya ağırlıklı olarak AKP'ye yakın, İslami niteliği ağır basan bölgeden STK'ların çağrılı olduğunu kaydeden Yurttaş, toplantının basına kapalı bölümünde STK'ların büyük çoğunluğunun savaşın bitirilmesi ile çözüm sürecinin sürdürülmesi, HDP faaliyetlerine sınır getirilmemesini, dokunulmazlıkların gündeme dahi alınmamasını, AKP'nin kendi içinde seçim sonuçlarını sorgulaması yönünde görüş bildirdiklerini yazdı.
"Ortada henüz cevaplanmamış çok sayıda soru var"
"Çözümün, barışın, kardeşliğin, hak ve özgürlüklerin tesisisin, demokrasinin yerleşmesinin, insan hayatının korunmasının, IŞİD'e/DAİŞ'e karşı mücadelenin gerekliliğinin" önemi çok sayıda konuşmacı tarafından dile getirildiğini kaydeden Yurtdaş kendisinin yaptığı konuşma ise şöyle:
"Sayın Başbakan, kritik bir dönemden geçildiği muhakkak. Bu nedenle aklımızın ve vicdanımızın el verdiği ölçüde görüşlerimizi net ve açıklıkla paylaşmalıyız. Öncelikle seçim döneminden bugüne devreden çok sayıda soru henüz cevaplanmamış, çok önemli saldırı ve provokasyonlar henüz aydınlatılmamıştır. HDP'nin Adana ve Mersin il binalarına bomba konulması, 5 Haziran Diyarbakır mitinginde 5 kişinin ölümü ile 100 den fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan bombanın bir zanlı ile sınırlı bir soruşturma evresinde olması, arkasındaki ilişkiler, Suruç bombacısının gerçekte hangi örgütten olduğu ve örgütün Kilis'teki sınır saldırısından sonra neredeyse mutlak bir suskunluğa girmiş olması.. Keza PKK'nin ilk etapta üstlenip simdi üstlenmediği ve güvenlik birimlerinin de teyit ettiği gibi esasında son zamanlardaki çok sayıda eylemin başka örgütler tarafından gerçekleştirilmiş olduğu yönünde dolaşıma giren bilgiler.... Ceylanpınar'da uyurken öldürülen polislere yönelik eylem basta olmak üzere Diyarbakır ve Çınar'daki saldırılar gibi....
"Savaşın başlatılması, son derece yanlış ve bir o kadar da tehlikelidir"
Tam da bu alacakaranlık ortamda Hükümetin şahin tutumu ile Diyarbakır'dan havalanan uçakların durmaksızın bomba yağdırmasını... Hele hele Suruç Katliamı üzerine ISID e yönelik savaş ilanı ile yapılıyor olmasını anlamak gerçekten de çok zor. Hükümetin IŞİD'e savaş açması belli ki Türkiye'nin IŞİD'i dolaylı ya da dolaysız olarak desteklediği konusunda basta ABD olmak üzere diğer Batılı müttefikleri ile bölge devletlerinin ortak kanaatleri sonucu, giderek YPG'yi bir partner adeta bir kara gücü haline getirmekte ve önemli kazanımlar sağlamaktaydı. Bu noktada John Alan ve beraberindeki kalabalık heyetin Türkiye ziyareti sırasında varılan anlaşma İncirlik ve Prinçlik üsleri başta olmak üzere havaalanlarının Koalisyon uçaklarına açılması ve birlikte savaş kararının ardından barış surecinin bitmekten beter bir şekilde hırpalanmasına neden olacak bombalamanın, savaşın başlatılması, son derece yanlış ve bir o kadar da tehlikelidir. Yanlıştır! Çünkü 80 yıllık Türkiye Cumhuriyeti pratiği bunun açık kanıtıdır. Tansu Çiller ve Doğan Güreş. Pratiği. Tehlikelidir! Çünkü Ortadoğu'daki Irak ve Suriye'deki savaşın üzülerek ifade edeceğim ama ülkemize sıçraması tehlikesi her zamankinden çok daha fazla artmıştır.
"Demirtaş'ın başarısının rövanşıysa yanlıştır ve sonuç alıcı olmayacaktır"
Bazıları bu sürece ilişkin halkın tepkisinin az olduğundan söz ettiler, içten içe çok büyük tepki olduğunu ve savaşın henüz başlamadığını, inşallah da başlamaz, ama başlamadığını açıklıkla söyleyelim. 7 Haziran seçimlerinde AKP'nin aldığı oy üzerine HDP ve özellikle Eşbaşkan Selahattin Demirtaş'ın başarısının bir tür rövanşı olarak ve muhtemel bir seçime yönelik politikanın bir sonucu olarak mevcut politikalar uygulanıyorsa bu da son derece yanlıştır ve sonuç alıcı da olmayacaktır.
"Bu gidişle tabela partisi olacaksınız"
Dün Diyarbakır'da katılım ve içeriğiyle CHP'nin uzun yıllardır en önemli toplantısı olarak gerçekleşen toplantıda 33 STK temsilcisinin "Bu gidişle AKP'nin önümüzdeki seçimde tabela partisi olacağı" yönündeki ortak kanaatleri son derece önemli ve dikkate alınmalıdır. Ölen her insanımız geride büyük acılar bırakmaktadır. Eğer Çinli olsalardı sadece babaları anneleri söz konusu olacaktı. Ama hemen her birinin amcası, halası, dayısı, teyzesi ve çocukları kuzenleriyle 10 kişiden 40'a 50'ye uzanan sayıda insanın acısına dönüşüyor. Tepki de o denli büyük oluyor.
"Kürdistan'ın hamiliğini İran'a terk etmek"
Tüm bu bombalamaların, şimdiye kadar çok sayıda Kürdü asmaktan imtina etmemiş Batı ile Nükleer anlaşmaya varmış, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin "Erbil, Süleymaniye ve Duhok'u Sinê gibi koruyacağız. Bijî Kürdistan" dediği bir zamanda yapılmaktadır. Herhalde Türkiye bombalamalarla İran'ın Kürtleri sahiplenmesi dili arasındaki uçurumla Kürdistan'ın hamiliğini de İran'a terk etmektedir.
Satrancın diliyle konuyu anlatırsak…
Hükümet Suruç katliamı ve Ceylanpınar'daki polislerin katledilmelerinin ardından, iyi bir hamle ile güçlü bir açılış ve oyun kurmuş olduğuna inanıyor. Hükümet açılışı barışla, hukukla demokrasiyle yapmadığı için oyunun bütünü gibi açılış da oyun da yanlıştır. Kaldı ki satrançta tek "Şah" vardır. Bu oyundaki "Şah" da bellidir, Öcalan'dır ve İmralı'dadır. Şah'la müzakere ile barış içinde çözmek mümkün iken diğerleri ile savaşmak sonuç alıcı olmaz. Emin olun ki çatışma ile savaş ile kazanılacak bir oyun da yok ortada Sizin daha önce Diyarbakır'da ve Urfa'da STK'larla yaptığınız toplantıların özü "Restorasyon" ve "Reentegrasyon"a uygun olarak barışçıl ve kapsayıcı politikalar geliştirmeniz gerektiği düşüncesiyle konuşmamı bitiriyorum."
KAYNAK: ÖZGÜR HABER GAZETESİ