Yunanistan AİHM Kararlarına Uymuyor
Türk Dernekleri avukatı İlhan Ahmet: "AB üyesi bir ülke olan Yunanistan, AİHM 'nin Batı Trakya Türk azınlığı ile ilgili bazı kararlarına uymuyor" "Batı Trakya’da ve Yunanistan’ın diğer bölgelerinde çok sayıda vakıf malları devlet mülkiyetine geçirildi ve bazı eski mezarlıklar istimlak edildi.
MEHMET HATİPOĞLU/BERİRE PAKER - Avrupa Birliği üyesi Yunanistan'ın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Batı Trakya Türk Azınlığı ile ilgili bazı kararlarına uymadığı belirtildi.
AİHM'nin, ismindeki "Türk" kelimesi nedeniyle 1986 yılında mahkeme kararıyla kapatılan İskeçe Türk Birliği (İTB) ve aynı nedenle kurulmasına izin verilmeyen Rodop Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (RTKKD) resmiyetinin tanınması yönündeki kararının Yunanistan'da uygulanmadığını belirten Türk azınlık çevreleri, azınlık toplumu içerisinde ciddi rahatsızlık yaratan bu durumun ayni zamanda diğer ülkelere karşı da büyük bir haksızlık ve kabul edilemez bir uygulama olduğunu belirtti.
Türk derneklerinin avukatlarından Gümülcineli eski milletvekili avukat İlhan Ahmet, AA'ya yaptığı açıklamada, AİHM'nin, Yunanistan'ın her iki dernekle ilgili İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesine göre dernek kurma özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vererek İTB ve RTKKD'nin resmiyetlerinin tanınması yönünde görüş bildirdiğini ancak aradan beş yıl geçmesine rağmen bu kararların Yunanistan tarafından hala uygulanmadığını söyledi.
Yunan mahkemelerinin, AİHM'nin kararlarını "iç hukukta öngörülmediği için bağlayıcı niteliği bulunmadığı" gerekçesini öne sürerek uygulamayı reddettiğini ifade eden Ahmet, "Bu çok önemli ve hayret verici bir gerekçe. Hiçbir yasal dayanağı yok. Eğer böyle bir hukuki düzenleme yoksa Yunanistan bunu bir an önce yapmak zorundadır" dedi
.-"Takip Komisyonu çalışmıyor"-
Ahmet, AİHM kararlarının icrasını takip etme görevi bulunan Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu Komitesi'nin (AKBKK) diğer ülkelerle ilgili ortaya koyduğu hassasiyeti Yunanistan'a göstermediğini belirterek, bu durumun Türk azınlık içerisinde olumsuz etki yaratırken AB kurumlarına olan güveni de sarstığını belirtti.
AB üyesi bir ülke olan Yunanistan'ın bu konuda keyfi bir tutum içerisinde olmaya hakkı bulunmadığını ifade eden Ahmet, Takip Komisyonu'nun acilen harekete geçerek bu konuda Yunanistan'a gerekli uyarı ve baskıları sonuna kadar yapması gerektiğini kaydetti.
Ahmet, "Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu Komitesi'nin AİHM'nin karalarının uygulanıp uygulanmadığıyla ilgili bir takip komisyonu var. Bu komisyonun bu davalarla ilgili çalışmadığını görüyoruz. Bu kararlar çıkalı beş yıldan fazla süre geçti. Bu süre içerisinde Yunanistan'a ciddi manada hiçbir ciddi uyarının yapıldığını görmedik. Yunanistan bu konuda gerekli iç düzenlemeleri yapmıyor. Bu durumda, AİHM ile ilgili sözleşmeyi tanıyan ve Avrupa Konseyi ile BM'ye üye olan diğer ülkelerin bir araya gelerek Yunanistan'a baskı yapması lazım. AİHM kararları tüm ülkeler tarafından uygulanırken, Yunanistan'ın bu konuda keyfi bir tutum içerisinde bulunması diğer ülkelere karşı büyük haksızlıktır ve bu kabul edilemez" diye konuştu.
Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin, AİHM tarafından verilen kararları mutlaka uygulama zorunluluğu bulunduğunu, üye ülkelerin bu kararlara tam uyumu için iç hukukta yasal ve idari değişiklikler yapma yükümlülüğü olduğunu belirten Ahmet, kararların uygulanmaması halinde ilgili devletin konsey üyeliğinin askıya alınmasına varan yaptırımlar öngörüldüğünü kaydetti.
-"Başka ihlaller de var"-
Avukat Ahmet, Batı Trakya'da Türk Azınlıkla ilgili olarak İTB ve RTKKD'nin dışında AİHM'ye götürülmesi gereken birçok ihlaller bulunduğunu ancak azınlık toplumunun bu konuda yeterli bilgiye sahip olmaması ve maddi olanaksızlar nedeniyle bunun mümkün olmadığını belirtti.
Batı Trakya'da ve Yunanistan'ın diğer bölgelerinde çok sayıda vakıf mallarının devlet mülkiyetine geçirildiğini, bazı eski mezarlıkların istimlak edildiğini dile getiren Ahmet, şunları kaydetti:
"Bu vakıfların iade edilmesine yönelik bir dava ne Yunan mahkemelerinde ne de AİHM'de açıldı. Örneğin, bugün Gümülcine'de kent merkezinde bulunan ve park alanı olarak kullanılan alan, eski Müslüman mezarlığıdır. Manevi öneminin yanı sıra büyük maddi değeri bulunmaktadır. Yine Gümülcine'de İmaret Tekkesi, Poşpoş Tekkesi gibi birçok tekke de istimlak edilmiş durumdadır. Lozan Antlaşması'na göre, mezarlıkların istimlaki yasaktır. Ayrıca, Batı Trakya'nın dışındaki vakıfların ve camilerin bakımı ve mülkiyeti hakkında çalışmalar yapılmalı".
Ahmet, Batı Trakya'da azınlık ve vatandaşlık haklarıyla ilgili çok sayıda ihlaller bulunduğunu belirterek, "Bizim hukuk anlayışımıza göre, Yunanistan'ın Türkçe ve Yunanca olarak çift dilli anaokulu açma zorunluluğu var. Ayrıca, Batı Trakya'da Türk kimliğiyle ilgili bazı yasaklar bulunuyor. Azınlık mensuplarının polis, subay olması gibi konularda bazı kanunlara dayanılarak dine bağlı kısıtlamalar yapılıyor. Bunlar da önemli ihlallerdir. Tüm bunlar AİHM'ye götürülmesi gereken konular arasındadır. Bunlar bir an önce yapılmalı" diye konuştu.
-"Yunanistan zaman kazanmaya çalışıyor"-
Türk derneklerinin avukatlarından İskeçeli avukat Ahmet Kara da Yunan mahkemelerinin AİHM kararlarının uygulanmamasında öne sürdükleri "bağlayıcı niteliği bulunmadığı" gerekçesinin hukuki açıdan dayanaksız olduğunu belirtti.
Yunan mahkemelerinin kararlarının Yunan Medeni Usul Kanununun 758. Maddesine istinaden AİHM kararı gerekçe gösterilerek iptal edilmesi ya da değiştirilmesinin mümkün olduğunu ifade eden Kara, Yunanistan'ın bu konuda zaman kazanma çabası içerisinde bulunduğunu kaydetti.
Kara, Yunan yetkililerin zaman zaman bu konuda içten ve dıştan gelen baskıları "konunun çözümü için çaba sarf ediyoruz" şeklinde yanıt vererek geçiştirmeye çalıştıklarını belirterek, "Bu ifadelerinin zaman kazanma ve konuyu sürüncemede bırakma taktiği olduğu anlaşılmaktadır. Eğer gerçekten ifade ettikleri gibi bu konunun çözülmesini isteselerdi, içinde bulunduğumuz yılın başında, AİHM'de Yunanistan aleyhine sonuçlanan hukuk davaları ile ilgili dosyaların yeniden yargılamasının yapılabilmesinin önünün açılmasına yönelik Yunan Medeni Usul Kanunu'nda değişiklikler yapılması ile ilgili tasarı parlamentoda kabul edilmiş olurdu" dedi.
Türk derneklerin girişimleri sonucunda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 5 Aralık 2013 tarihli toplantısında alınan bir kararla, Yunanistan'dan 2014'ün Haziran ayına kadar bu konuda somut adım atmasını talep ettiğini belirten Kara, "Kanaatimce bu gelişme, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi üyelerinin de bu konuda artık sabırlarının tükendiğini göstermektedir. Bu, Yunanistan'ın er veya geç bu konuda olumlu adımlar atmasını sağlayacak bir gelişmedir" diye konuştu. Avukat Kara, AİHM kararları uyarınca İTB ve RTTKD'nin resmiyetinin kabulü yönünde Yunan mahkemelerine yapılan başvuruların reddedilmesinin ardından her iki davanın da iç hukuk tüketilerek ikinci kez AİHM'ye götürüldüğünü belirtti.
-"AİHM kararlarının uygulanmaması AB'ye olan güveni sarsıyor" -
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif ise AİHM'nin azınlık konularıyla ilgili kararlarının Yunanistan'da uygulanmamasının, Türk azınlıkta büyük hayal kırıklığına neden olurken, sorunların çözümünde AB kurumlarına olan güveni olumsuz etkilediğini belirtti.
AİHM'nin, ismindeki "Türk" kelimesi nedeniyle kapatılan İTB ve ayni nedenle kurulmasına izin verilmeyen RTKKD'nın resmiyetinin tanınması yönündeki kararlarının, aradan beş yıl geçmesine rağmen hala uygulanmadığını ifade eden Şerif, "Bize, sorunlarınıza çözümü Yunan meclisinde arayın, olmazsa Avrupa'da arayın şeklinde telkinler oluyor. Ancak bunu yaptığımızda da netice alınmadığını görüyoruz. ve bir noktadan sonra, biz ne yaparsak yapalım, nereye müracaat edersek edelim, AİHM'nin verdiği kararlar Yunanistan'da geçerlilik kazanmıyor" dedi.
-"Lozan'dan vazgeçmeyiz"-
Şerif, bu durum karşısında, azınlık toplumunun Avrupa'ya olan güveninin sarsıldığını ve problemlerin orada çözülmeyeceği inancının hasıl olduğunu ifade etti ve şöyle dedi:
"Dolayısıyla yine bizim dönüşümüz, Lozan'a ve anavatanımız Türkiye'ye doğru kayıyor. Biz Lozan'dan vazgeçemeyiz. Bu anlaşmanın uygulanması bakımından Türkiye'den destek istemek mecburiyetindeyiz. Türkiye, mademki bizi burada bıraktı, haklarımızın teminatçısı ve koruyucusu o olacaktır ancak bize o çare bulur mantığı üstün geliyor".
İskeçe'de, İskeçe Valisinin "Batı Trakya'da Türk bulunmadığı" iddiasıyla 1986 yılında açtığı dava sonucunda mahkeme kararıyla kapatılan İTB, yaklaşık 20 yıl süren iç hukuk mücadelesinin aleyhine sonuçlanmasının ardından 2005 yılında davayı AİHM'ye taşımıştı. Öte yandan, 2001 yılında kurulmak istenilen ancak isminde "Türk" kelimesi bulunduğu gerekçesiyle kuruluş izni verilmeyen "Rodop Türk Kadınları Kültür Derneği" de alt mahkemelerin bu konudaki kararının 2005 yılında Yunanistan Yüksek Mahkemesi (Arios Pagos) tarafından onaylanmasının ardından davayı AİHM'ye götürmüştü. Daha önce aynı gerekçelerle Rodop Valisi tarafından kapatılmak istemiyle aleyhlerinde dava açılan Gümülcine Türk Gençler Birliği ile Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği, uzun süren hukuk süreci sonucunda, alt mahkemenin dernekleri kapatma kararının 1988 yılında Yüksek Mahkeme tarafından da onaylanması üzerine, tabelaları sökülerek faaliyetleri durdurulmuştu. - Gümülcine