Yoksulluk, Çocuk Suçu ve Mağduriyetlerinin En Büyük Sebebi
Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Altınbaş Üniversitesi Sosyal Hizmetler Programı Bölüm Başkanı Hülya Türk Çataloluk, çocukların suça ve mağduriyete maruz kalmasının en büyük nedenlerinden birisinin yoksulluk olduğuna dikkat çekerek, “Aileler bu...
Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Altınbaş Üniversitesi Sosyal Hizmetler Programı Bölüm Başkanı Hülya Türk Çataloluk, çocukların suça ve mağduriyete maruz kalmasının en büyük nedenlerinden birisinin yoksulluk olduğuna dikkat çekerek, "Aileler bu konuda destek almalı" dedi.
Altınbaş Üniversitesi Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında "Cezaevi ve Çocuk, Aile ve Çocuk ve Devlet Korumasındaki Çocuklar" başlıkları altında panel düzenledi. Altınbaş Üniversitesi Sosyal Hizmet Programı Başkanı Hülya Türk Çataloluk, Sosyal Hizmetler Uzmanı Mansur Seyitoğlu ve Altınbaş Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fulya Giray'ın konuşmacı olarak katıldığı panelde günümüzün en büyük problemlerinden biri olan mağduriyet yaşayan çocukların durumları, devlet korumasında olan çocuklar için yapılması gerekenler ve çocuk istismarı gibi konular masaya yatırıldı.
"Yoksulluk çocukların suça yönelmesine ve mağduriyet yaşamasına sebep oluyor"
Konuşma öncesinde özellikle çocukların suça ve mağduriyete maruz kalmasındaki asıl sorunun yoksulluk olduğuna dikkat çeken Hülya Türk Çataloluk konuyla alakalı olarak ailelerin desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. Çataloluk aynı zamanda, "Yoksulluk Türkiye'nin genel problemi. Yoksulluğa maruz kalan çocuklarımız da oldukça fazla. Bu da hem suça sürüklenme anlamında hem de hak ihlalleri anlamında mağduriyetler yaşamalarına sebep oluyor. Bu konuda aile tutumlarının da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü hak kavramı öncelikle ailede başlar. Çocuğun sosyalleşmesi, hak ve saygı kavramını öğrenmesi aile ortamında öğrenilir. O nedenle de hak hem doğrudan kazanılan bir kavram hem de ailede başlayan bir kavramdır. Bu yüzden çocukların, hak kavramı ile ilgili olarak en iyi yetişeceği ortam olan aile ortamının hem maddi hem de manevi olarak desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
"Çocuklar aile ortamına yakın ortamlarda yetiştirilmeli"
Bunların yanı sıra ailesi ile birlikte yaşayamayan ve devlet koruması altına alınan çocuklar için de yapılması gerekenler konusunda konuşan Çataloluk; aile kavramının çocuklar için çok önemli olduğuna değinerek, "Çocukların aileleri ile birlikte yaşama hakkı, çocuk hakları sözleşmesinde özellikle vurgulanıyor. Fakat devlet korumasına alınan çocuklar aslında bu haktan mahrum oluyorlar. Yani aileleri ile birlikte yaşama hakkı elinden alınmış olunuyor. Dolayısıyla çocuklarımıza orada sunulan hizmetin aile ortamına en yakın hizmet modeli olması gerekiyor. Küçük ortamlarda, az sayıda çocuğun bulunduğu ve aile ortamına en yakın ortamlarda bakılması gerekiyor. Özellikle 0-6 yaş grubu çocukların çok etkilendiğini düşünüyorum. Yetişkin ve ergen çocukların ise daha çok rehberlik hizmetlerine ihtiyaçları oluyor. Psiko-sosyal gelişimlerinin desteklenmesi için kurumlarda çalışan sosyal hizmet çalışanlarına, psikologlara, çocuk gelişimcilere çok büyük görevler düşüyor. Bunun yanı sıra geçtiğimiz günlerde Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde olan devlet korumasındaki çocuklar için de bir bütçe görüşülmesi yapıldı. Çocuklarımızın daha iyi şartlarda olması için gereken ortamların sağlanması ve onlara daha iyi bir gelecek sunmak için sunulan bütçenin kesinlikle artırılması gerekiyor" şeklinde konuştu. - İSTANBUL