YÖK "Sanayi Bursu" Verecek
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, başlattıkları "102 Bin Projesi" ile asgari ücretin üzerinde burs verdiklerini belirterek, "Türkiye'nin öncelikli alanlarında ve özel sektörde de ihtiyaç duyulan alanları seçiyoruz.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, başlattıkları "102 Bin Projesi" ile asgari ücretin üzerinde burs verdiklerini belirterek, " Türkiye'nin öncelikli alanlarında ve özel sektörde de ihtiyaç duyulan alanları seçiyoruz. Bir taraftan akademiyi beslerken diğer taraftan da doktoralı insan ihtiyacı karşılanacak. Bir başka ilke daha imza atıp YÖK Sanayi Bursu vermeye başlayacağız. Hangi alanlarda vereceğimizi de sanayi belirleyecek." dedi.
YÖK tarafından düzenlenen "Darbelerin Toplumsal Maliyeti" konulu panelde konuşan Saraç, darbenin iş ve akademik dünya tarafından ele alınmasının konunun daha iyi kavranmasını sağladığını dile getirdi.
Saraç, YÖK olarak, nitelik bilgi ve insana büyük önem verdiklerini, nitelikli bilginin üretilmesi için yeni düzenlemeler yaptıklarını vurgulayarak, nitelikli iş gücünün üretilmesi ve bunun da sanayiye aktarılması yönünde birtakım girişimleri olduğunu söyledi.
Üniversitelerde üretilen bilginin sanayiye, endüstriye aktarılması noktasında girişimlerine dikkati çeken Saraç, şunları kaydetti:
"102 Bin Projesi adında bir proje başlattık. Asgari ücretin üzerinde bir burs veriyoruz. Türkiye'nin öncelikli alanlarında ve özel sektörde de ihtiyaç duyulan alanları seçiyoruz. Bir taraftan akademiyi beslerken diğer taraftan da doktoralı insan ihtiyacı karşılanacak. Bir başka ilke daha imza atıp YÖK Sanayi Bursu vermeye başlayacağız. Hangi alanlarda vereceğimizi de sanayi belirleyecek. Buhranlı bir dönemden geçsek de ümitsizliğe kapılmamamız gerekiyor. Her bir kurum ve şahıs, üzerine düşen asli görevi yerine getirmelidir. YÖK olarak, bilginin daha nitelikli olmasına ve bilgi üretmeye odaklanmalıyız. Özel sektörün yatırımlarına devam etmesi lazım. Bizim bu iki şeyi nasıl entegre edeceğimize çalışmamız lazım. Türkiye'ye bu şekilde yararlı oluruz."
"Üniversiteler topluma yön verecek, öncülük edecek güce sahiptir"
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, darbelerin aslında bir şok hali olduğunu ve geleceğe dair karamsarlık getirdiğini ifade ederek, bu karamsarlıktan kurtulmak noktasından en çok destek alınacak unsurun akademik dünya olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Ak, darbenin oluşturduğu şok etkisinin azaltılması için akademik dünyanın kendi içindeki öz güvenin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Darbeleri, başarılı olanlar ve girişimler olarak ikiye ayırıyoruz. Başarılı olan darbelere baktığımızda maalesef akademisyenler var. Bunlar bu darbe sayesinde güç kazanıyorlar. Cemal Madanoğlu'nun kendi ağzından dinledim; Adnan Menderes'in idam edilmesini ilk kez onlara söyleyen üniversite profesörleridir. Oysa biz aydınlar olarak, siyasilerin görmediği çözümleri görüp, topluma katkı sunmalıyız. Bu sıkıntıları aşmamızı sağlayacak başlıca güç akademik kadrolardır. Üniversiteler topluma yön verecek, öncülük edecek güce sahiptir. Bunun için deneyimli kadrolar yetiştirmeliyiz. Bunun için de arka arkaya çok sayıda önemli proje de YÖK sayesinde hayata geçiriliyor."
"Darbelerin toplumlar üzerinde karmaşık maliyetleri var"
İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, darbelerin toplumlar üzerinde çok karmaşık maliyetleri olduğunu belirterek, en büyük sorunun ekonomide görüldüğünü, onu sosyal ve kültürel alanın takip ettiğini söyledi.
Prof. Dr. Ekren, darbelerin maddi sonuçlarının uzun vadede çok ciddi sorunlara neden olduğunu vurgulayarak, "Çalışan ve üreten şirketlerin karar verme süreçleri değişmeye başlıyor. Şirketlerin harcama yaparken elbette bir programları var ama içinde bulundukları durumdan etkileniyorlar. Aynı şekilde bireylerin de tüketim alışkanlıkları değişiyor." dedi.
Türk halkının 15 Temmuz'da demokratik seçimle gelen hükümetin yanında yer almasının büyük anlam ifade ettiğini dile getiren Ekren, "Darbelerin maliyeti elbette olacak. Zaten olması için yapılan bir süreç. Devam eden bir süreci bir şekilde başka bir platforma taşıma süreci. Darbelerin olumsuzluklarını önlemek için Türkiye'nin performansı ve kapasitesini artıracak ulusal bir tasarım sürecinin, toplumun tüm paydaşları tarafından inşa edilmesi gerekiyor. Bu hem darbelerin maliyetini azaltacak hem de kültürel ve toplumsal bağı güçlendirecektir." diye konuştu.
"Türkiye 14 yılda bölgesinde parlayan bir güç haline geldi"
Sinpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, 15 Temmuz darbesine kadar Cumhuriyet tarihindeki diğer darbelerin kamu vicdanında az da olsa bir taraftar bulduğunu ancak 15 Temmuz'un çok menfur bir yanı olduğunu ve toplumun hiçbir kesiminden destek görmediğini söyledi.
Türkiye'nin 14 yılda mevcut siyasi yönetim sayesinde bölgesinde parlayan bir güç ve istikrar unsuru haline geldiğini aktaran Çelik, "Bu sağlam coğrafya, 15 Temmuz'da bir parçalanma noktasına geldi." dedi.
İş dünyasının darbe girişiminden olumsuz etkilendiğini anlatan Çelik, "Bunlara rağmen biz hala ayaktayız. Bu kadar kötümserlik içinde işin iyi tarafını görüyor ve geleceğe gülümseyerek bakıyorum. Birlik ve beraberliğimizi korursak, Türk insanının çalışkanlığına güvenirsek ve hedefe kilitlenirsek, bu ülke 15 Temmuz darbe girişiminin etkisinden kurtulup ayağa kalkacaktır." ifadesini kullandı.
Çelik, jeopolitik olarak dünyanın en kritik noktasında yer alan Türkiye'nin, sahip olduğu mozaiği zenginleştirip ileriye taşıyacak moral ve motivasyona sahip olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin sahip olduğu genç neslinin bunun teminatı olduğunu kaydetti.