YÖK Başkanı'ndan Türban Açıklaması
Özcan, "Bize Göre Sorun Bitti, Artık Siyasilerin İşi" Dedi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, göreve geldiği dönemde en önemli sorun olarak katsayı ve başörtüsünü gördüğünü belirterek, 'ikisi de hallolmuş durumdadır. Mümkün olduğu kadar insanları tatmin edecek derecede halloldu' dedi.
Anadolu Ajansı'nı ziyaret eden Özcan, görev süresinde yaptığı çalışmaları anlatarak, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Görevinde üç yılı 10 Aralık 2010'da tamamlayacak olan Özcan, soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
'Sizin gözünüzde benim yaptığım iki tane şey çok önemli olabilir; bir tanesi katsayı, bir tanesi başörtüsü ama benim gözümde önemli olan şeyler onlar değil. Benim gözümde önemli olan Danıştay'ın maalesef yürütmeyi durdurma kararı verdiği, öğretim üyeleri dışındaki elemanların üniversiteye alınmasıyla ilgili düzenlemedir. Üniversiteye en iyinin iyisini almak çok önemli bir iştir. Bu, üniversitenin 20-25 yılını garanti eden birşeydir. Ama maalesef Danıştay bu güzel düzenlemeyi durdurdu.
Ayrıca benim için önemli olan şeylerden birisi de öğretim üyelerinin lisan öğrenimi için yurtdışına gönderilmesi. Çünkü çok ciddi bir şekilde yabancı dil problemimiz var üniversitelerde. Hala 7-8 bin yardımcı doçent lisan bilmediği için bir üst kademeye geçemiyor. Neredeyse yaşlı insanlar oldular, memur haline geldiler artık, öğretim üyeliğinden çıktılar.
Getirdiğimiz Farabi Değişim Programı da benim için güzel bir uygulamadır. Öğretim üyelerinin ve öğrencilerin Türkiye sathında mobilitesini sağlıyor. Şimdilerde yapacağımız performansa dayalı ödüllendirme sistemi de fevkalade birşey. Çalışana ödül vermek, çalışmayana vermemek hem rekabetin gelmesi hem de üniversitedeki bilimsel çıktıların artması açısından son derece önemli birşeydir.
12 Eylül mahsulü olan YÖK'ün çok kötü bir ismi var ama 10 yıl sonra baktığınızda sanıyorum insanlar bunu takdir edeceklerdir. 'Her ne kadar biz çok yüklenmişsek de o dönemde böyle böyle iyi işler yapıldı' diyeceklerine inanıyorum. Güzel şeyler yapılıyor. Bunlar hiçbir siyasi amaçla yapılmıyor.
Mesela rektör seçimlerinde rektör adayları açısından, onların gözünde biz hatalı olabiliriz ama bizim de aklımızda 'rektör karnesi' diye birşey var. Bir rektörün 4 yıllık hizmetine bakıp ne kadar başarılı olduğunu değerlendirecek, bizim de bir sistemimiz var. Zaman zaman biz kurul toplantılarında bunları konuşuruz. 'Şunu yapmasaydı iyi olurdu, bunu yapmasaydı iyi olurdu, şu da şöyle davranmadı, kadroları böyle dağıttı' diye bizim de kullanacağımız şeyler var. Diyorlar ki üçüncü sıradaki adayı birinci sıraya koydu. Bunun bir hikmeti var. Bu da karnesi. Şimdiye kadar yaptığı faaliyetlerde ne kadar başarılıdır diye bakıyoruz. Ama bunu dışarda bilmedikleri için diyorlar ki 'üçüncü sıradaki adayı birinci sıraya çıkarttılar.' Biz karnesine bakıyoruz, gazeteciler siyaseten zannediyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün söyledi kimleri atadığını. Çok hak yediğimizi zannetmiyorum.'
"BAŞÖRTÜSÜ SORUNU BiZE GÖRE BiTTi"
'Başörtüsü sorunu bitti mi üniversitelerde?' sorusuna Özcan, 'Bize göre bitti ve biz artık o işe karışmıyoruz. Artık siyasilerin işidir, onlar yapacaklar. Biz üniversiteler tarafını hallettik gibime geliyor. Üniversite zaten istiyor bunu. Herkesin üniversitelerde başörtüsünün serbest olması konusunda konsensüsü var. Bütün partilerin var, halkımızın da var. Bence bitmiştir' yanıtını verdi.
'Rektörler arasında da konsensüs var mı?' sorusu üzerine Özcan, 'Yüzde 98 var. Belki bir-iki tane üniversitemiz vardır, bu konuda farklı görüşe sahip. Bence onlar kendileri hallederler bundan sonra' diye yanıtladı.
'YÖK Başkanlığına geldiğinizde en önemli sorun olarak katsayı ve başörtüsünü mü görüyordunuz?' sorusunu Özcan, 'ikisini görüyordum, ikisi de hallolmuş durumdadır. Mümkün olduğu kadar insanları tatmin edecek derecede halloldu. Yüzde yüz olmadıysa bile katsayıda küçük birşey kaldı. Başörtüsünde de itiraz eden bir tane üniversite bile olsa yüzde yüz bir konsensüsten bahsedilemez ama çok yüksek oranda bir konsensüsle kabul edildi diyebiliri