Yırcalılara Şimdi de "Güvenlikçileri Dövdünüz" Suçlaması
6 bin zeytin ağacının kesildiği Yırca'da, özel güvenlikçiler, kendilerini dövdükleri gerekçesiyle aralarında kadınların da bulunduğu köylülerden şikayetçi oldu
Manisa'nın Soma İlçesi'ne bağlı termik santralin yapılmak istendiği Yırca'da, 6 bin zeytin ağacının kesilmesinin ardından Danıştay'ın verdiği "Yürütmeyi durdurma" kararıyla sevinç yaşayan köylüleri şoke eden bir gelişme oldu. Şirket yetkilileri ve özel güvenlik görevlileri, kendilerini dövdükleri gerekçesiyle aralarında kadınların da bulunduğu köylülerden şikayetçi olduğu ortaya çıktı. Jandarmanın bugün 'şüpheli' olarak ifadesini aldığı köylülerden 46 yaşındaki Münevver Özkılınç, "Bir bana bakın bir de o güvenlik görevlilerine. Ben kimi dövebilecek güçteyim?" dedi.
Kolin Grubu, geçen perşembe saat 20.00 sıralarında, santralin yapılacağı Yırca Mahallesi'ndeki zeytinliklerin bulunduğu bölgeye, ağaç kesimi yapmak üzere iki otobüs dolusu özel güvenlik görevlisi ve iş makinelerini gönderip, ağaç katliamı yaptı. Bölgede zeytinlerin kesilmemesi için 16 gündür nöbet tutan köylülerin direnişine rağmen, arazideki 6 bin zeytin ağacı, iş makinelerince üzerlerindeki ürünüyle birlikte söküldü. Bu sırada özel güvenlik görevlileri, biber gazı da kullandıkları arbede sırasında, mahalle sakinlerinden Mehmet Öksüz, Kamile Çiftçi, Kerem Özkılınç ile Yırca'da zeytinliği bulunan avukat Hasan Namak'ı kelepçelemiş, özel güvenlik görevlilerinin kullandığı ileri sürülen gaz fişeğinin kapsülünün isabet etmesi sonucu köylülerden Emin Özkılınç, başından yaralandı.
ÖZEL GÜVENLİKLER İŞTEN ÇIKARILDI
6 bin zeytin ağacının kesilmesinden 12 saat sonra Danıştay 6'ncı Dairesi'nin aslında çok daha önce verdiği 'yürütmeyi durdurma' kararı ortaya çıktı. Bunun üzerine de araziye çevreleyen tel örgütler köylüler tarafından söküldü. Yeni zeytin fidanları dikildi. Danıştay'ın kararının ardından Kolin şirketi, 50'si özel güvenlik görevlisi, geri kalanı inşaat işçisi olmak üzere toplam 100 kişinin işine son verdi.
YIRCALI KADINLAR, GÜVENLİKÇİLERİ DÖVMÜŞ
Bugün sabah saatlerinde Yırcalılar'ı, şoke eden yeni bir gelişme daha yaşandı. Geçen cuma günü yaşanan arbede sırasında, şirket yetkilileri ve özel güvenlik görevlilerinın, yaralanan, yerlerde sürüklenen köylülerin, kendilerini dövdükleri gerekçesiyle şikayetçi oldukları ortaya çıktı.
Şikayet üzerini harekete geçen jandarma ekipleri de prosüdür gereği, kadınların da bulunduğu köylülerin 'şüpheli' olarak ifadesi almaya başladı.
Şüphelilerden birisi ise 46 yaşındaki Münevver Özkılınç oldu. Kendisinin zeytinlerini savunmaya çalıştığını söyleyen Münevver Özkılınç, "Bir bana bakın bir de o güvenlik görevlilerine. Ben kimi dövebilecek güçteyim? Birisi gelip bana söylesin bakayım. Bu bir anneye yapılan ayıptır" dedi.
Aynı gün başından yaralanıp hastaneye kaldırılan Emin Özkılınç da yine şüpheliler arasında yer aldı. Özkılınç, "Başından yaralanan ben, hastaneye gidip tedavi olan ben. Onları döven de ben. Bu işte bir yanlışlık yok mu?" dedi. Ayrıca bölgedeki zeytin ağaçlarını korurken kafasına gaz fişeği isabet eden Emin Özkılınç, olay sonrası işten çıkarılan güvenlik görevlilerinin kendilerinden özür dilemeye geldiklerini söyledi.Köylülerin avukatı Deniz Bayram ise "Aslında o gün orada neler yaşandığını tüm Türkiye'de herkes biliyor. Ama dayak yiyen meğer köylüler değil, yerlerde sürüklenen köylüler değil, onlarmış. Köylüler şimdi ifade vermek zorunda kalıyor" dedi.
HASAT YAPILAMADI, ZEYTİNLER DALINDA KURUDU
Geçen cuma günü, onlarca iş makinesinin köklerinden söktüğü zeytin ağaçları da kaderine terk edildi. Hasatları yapılamayan ağaçların üzerindeki zeytinler de toplanamadan dallarında kurumaya başladı. Bu durum, sökülen zeytin ağaçlarının arasında dolaşan köylü kadınları da hüzünlendirdi. Gözyaşı döken kadınlar, bir evlat dünyaya getirecekmiş gibi zeytinleri yeniden yetiştireceklerini dile getirdi.
MUHTARDAN YANIT
Bu arada, hem şirket yetkilisinin katıldığı bir televizyon programındaki hem de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Temel atma törenine köylüler de katıldı" açıklamalarına, Yırca Muhtarı Mustafa Akın'dan cevap geldi. Köylülerin yaşanacaklardan habersiz olduğunu söyleyen Akın, "Temel atılan yer, var olan termik santralin atıl olarak duran arazisinin bulunduğu yerdi. Köylüler santralin orada yapılacağını biliyordu. Yoksa kendi arazilerine girileceğinden haberdar değildi. Sonra zeytinliklerinin de gideceği ortaya çıkınca köylüler mücadele başlattı. Soma faciası yaşanınca, itirazları pek duyulmadı ama hep karşı çıktılar. Köylüler için bu söylenenler yalan" dedi.
Termik santralin yanında zeytincilik yapmalarıyla ilgili itirazlara ise Mustafa Akın, "Aynı konuyu şirket yetkilisi de söylüyor. 'Termik santralin, yanında zeytin yetişir mi?' diye. ya bu termik santral 1978 yılında yapıldı. Ama burada yüz yıllık zeytin ağaçları var. Ondan sonra da dikilip yetişen ağaçlar var. Ziraat mühendislerinin de bu konuda açıklamaları var. Termik santral tozuna, dumanına en çok dayanan ürün zeytin. Bizim köyde de zeytinden başka geçim kaynağı olan yok. Ayrıca termik santralin yanındaki bu araziden başka da köylünün ürün yetiştireceği arazi yok" dedi.