Yılmaz Aa Editör Masası'na Konuk Oldu
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, anayasa değişikliğine ilişkin, "Cumhurbaşkanına yeni bir yetki verilmiyor, mevcut yetkisini kullanıyor.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, anayasa değişikliğine ilişkin, "Cumhurbaşkanına yeni bir yetki verilmiyor, mevcut yetkisini kullanıyor. Bunun dışında, cumhurbaşkanına sorumluluk da getiriliyor. Eskisinde sorumluluk var mı? Eskisinde hiçbir sorumluluk yok. Yetki var, sorumluluk yok. Yeni sistemde, yetkisi var ama sorumluluğu da var." dedi.
Bakan Yılmaz, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"Anayasa değişikliği konusunda, CHP'nin 'rejimin değiştiği ve Meclis'in ortadan kaldırıldığı' iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Yılmaz, "Kesinlikle doğru değil. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini getiriyoruz. Anayasayı okusunlar, anayasa ile mevcut düzenlemeyi karşılaştırsınlar, yeni bir yetkinin verilmediğini görecekler." diye konuştu.
Anayasa değişikliğiyle iki başlılığın kalkacağına, daha demokratik bir yönetimin olacağına, halktan daha fazla güç alacak bir yönetimin oluşacağına işaret eden Yılmaz, "Rejim değişecek" iddialarının kesinlikle doğru olmadığını belirtti.
Bakan Yılmaz, Cumhuriyetin kurulmasının üzerinden 94 yıl geçtiğini, bu süre içinde 65 hükümetin göreve geldiğini anımsatarak, 1,5 yıldan daha az süreye bir hükümetin düştüğüne dikkati çekti.
Bu hükümetlere "Güçlü hükümet" denemeyeceğini, bunların vesayet makamlarından güç almaya çalıştığını ifade eden Yılmaz, gerçek gücün halk olduğunu, halkın kendi iradesinden güç verdiğini kaydetti.
Meclisin yasama yetkisinin bulunduğunu değişiklikle bu yetkinin alınmadığını anlatan Bakan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Mevcutta Bakanlar Kurulu'nun tasarı sunma, milletvekilerinin kanun teklifi sunma hakkı var. Ancak düzenlemede tasarı çıkıyor. Cumhurbaşkanının bütçe ve kesin hesap hariç hiçbir kanun sunma yetkisi yok. Eğer bu ülkenin kanuna ihtiyacı varsa kimin sunması lazım? Milletvekilleri sunacak. Kanun çıkarılması konusunda TBMM'den alınmış bir yetki var mı? Hayır. Peki kaygı ne? Kaygı vesayet rejimi. 'Burada güçsüz başbakanlar olsun, güçsüz başbakanlar olunca, kendilerine güç vehmettikleri bazı alanlarla ittifaklar yapabilsin'. İşte bu ittifak ortadan kalkacak."
"Vesayet anlayışının devamını isteyenler var"
Yılmaz, vesayet kurumlarının etkin olmasını isteyenler bulunduğunu belirterek, geçmişte 411 oyla yapılan anayasa değişikliğinin, Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini hatırlattı. Yılmaz, "Nereden bu yetkiyi aldınız? Milli irade. Sizde milli iradenin olduğunu dile getirebilmek için ya milli irade tarafından seçilmiş olmanız lazım ya da halkın seçtiklerinin vasıtasıyla seçilmiş olmak lazım. Anayasa Mahkemesinin böyle bir fonksiyonu var mıydı? Yok." diye konuştu.
Anayasa Mahkemesinin anayasa değişikliklerini şeklen inceleyebileceğini, esasına giremeyeceğini vurgulayan Bakan Yılmaz, esasa giren Anayasa Mahkemesinin anayasa dışına çıkarak, iptal kararı verdiğini anlattı.
Bu vesayet anlayışının devam etmesini isteyenlerin olduğuna dikkati çeken Yılmaz, her kanun ve yönetmeliğin devleti sınırlayarak, keyfiliği önlediğini kaydetti.
Bakan Yılmaz, "Siz yönetmelik çıkaracaksınız, Danıştay iptal ediyor, kanun çıkaracaksınız Anayasa Mahkemesi iptal ediyor. Peki nerede kaldı milli irade? Biz, millete giderken 'Hizmet yapacağız' diyoruz. Hizmet yapabilmek için yasa, yönetmelik çıkartabilmek lazım. İmtiyaz sözleşmelerini de yapabilmek lazım." dedi.
İzmir Limanı'nın özelleştirme kararını örnek veren Yılmaz, belli bir süre içerisinde görüş vermesi gereken Danıştayın, bunu yapmaması nedeniyle özelleştirmenin gerçekleşemediğini aktardı.
"Sorumsuz tutabilmek mümkün değil"
Yılmaz, mevcut sistemde vatana ihanetin dışında cumhurbaşkanının yargılanamadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sembolik görev olursa, bu çok normal, yerinde ama sembolik değil. Anayasa'daki görevleri sayarsak devleti yönetiyor. Devleti cumhurbaşkanı yönetir. Hemen daha sonraki maddede de sorumsuzluk maddesi var, 105. madde. Bu kadar yetkiyi veriyorsunuz, sorumsuz yapıyorsunuz. Bu sistem, parlamenter sisteme uygun değildir. Türkiye'de illa bir sistem varsa, parlamenter sistem yoktur. Cumhurbaşkanlığı sistemi yetkisini vermişsiniz ama sorumsuz tutmuşsunuz, bu kadar yetkili olanı sorumsuz tutabilmek mümkün değil. Peki niye böyle oldu? Bu makama hiçbir zaman milletin kendi değer yargılarıyla barışık, milletin içinden çıkmış birisinin geleceğini değil de çatık kaş, hükümet dedikleri zat ya buradaki bürokrasinin bazı temsilcilerinin geleceğini, dolayısıyla da zora girdiğinde statükonun muhafızı rolünü üstlenmiş, sıkıntıya girdiğinde de bunu da 28 Şubat'ta gördük, rol biçecek 'sen burada dur, sen onu yap' gibi... İşte bu rolün cumhurbaşkanında devam etmesini istiyorlar. Bunun demokratik olmadığı, Türkiye'nin menfaatine olmadığı açıktır. Türkiye zaman, enerji kaybediyor."
Türkiye'nin yeni dönemde çok daha süratli, etkin karar alması gerektiğini kaydeden Bakan Yılmaz, "Yeni dönemde, milletten başka hiçbir güç olmadığını bilerek, gerçek gücü milletinden alarak milletine hizmet edecek bir cumhurbaşkanlığı sisteminde Türkiye'nin ufkunun, önünün açılacağına, 2023 hedeflerine yaklaşacağına inanıyoruz." diye konuştu.
"CHP inandırıcılığını kaybetti"
CHP'nin "Rejim değişiyor" söyleminin doğru olmadığını ifade eden Yılmaz, "Cumhurbaşkanına yeni bir yetki verilmiyor, mevcut yetkisini kullanıyor. Bunun dışında, cumhurbaşkanına sorumluluk da getiriliyor. Eskisinde sorumluluk var mı? Eskisinde hiçbir sorumluluk yok. Yetki var, sorumluluk yok. Yeni sistemde, yetkisi var ama sorumluluğu da var." dedi.
Bakan Yılmaz, yeni sistemde Meclis'in de cumhurbaşkanının da seçime gitme kararı alabileceğini belirterek, şu değerlendirmeleri yaptı:
"İnşallah bu yapılan değişiklikle milletin önü açılacaktır. Ezanın orijinali Arapça, değişiklik yapılıyor 'Arapça ezan okunmaz' diyerekten. Menderes hükümeti gelince ilk yaptığı şeylerden birisi Türkçe ezan okumak mümkün, Arapça ezan okumak da yasak olmaktan çıkarılıyor. Ceza vardı, o cezayı kaldırıyor. Ezan serbest bırakıldı cümlesi o. Bu yapıldığında, 'rejim elden gidiyor' dedi CHP. 4 artı 4 artı 4'e giderken de 'hukuk devletine aykırıdır' denildi. Başörtüsüyle ilgili konu da... CHP ne zaman olsa bunu çok kullandığı için inandırıcılığını kaybetti. Her zaman dedi. Menderes'e, Özal'a 'Diktatör' dedi. Şu anda ne diyorlar, 'Tek adam yönetimi var' diyorlar. 'Bu anayasa kabul edilirse, tek adam yönetimi gelecek' diyor. O halde ikisi doğru olamaz."
(Sürecek)