Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Külliyesi'nin Açılış Töreni
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sınırların kaybolduğu, mesafelerin anlamını yitirdiği bir çağda üniversitelerimizin kendi sınırlarına hapsolması düşünülemez. Türk üniversitelerinin dünyadaki yükseköğrenim kurumlarıyla rekabet edebilmesi, hatta onlardan üstün olması gerekir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sınırların kaybolduğu, mesafelerin anlamını yitirdiği bir çağda üniversitelerimizin kendi sınırlarına hapsolması düşünülemez. Türk üniversitelerinin dünyadaki yükseköğrenim kurumlarıyla rekabet edebilmesi, hatta onlardan üstün olması gerekir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Külliyesi'nin açılış töreninde konuştu.
Üniversitenin mutat lisans programlarının yanında yüksek lisans ve doktora programlarına öncelik vermesini son derece önemli, kıymetli bulduğunu dile getiren Erdoğan, "Sınırların kaybolduğu, mesafelerin anlamını yitirdiği bir çağda üniversitelerimizin kendi sınırlarına hapsolması düşünülemez. Türk üniversitelerinin dünyadaki yükseköğrenim kurumlarıyla rekabet edebilmesi, hatta onlardan üstün olması gerekir." diye konuştu.
Gerek öğrenci ve hoca değişim programları gerekse ortak çalışmalarla üniversitelerin dışarıya açılmalarına, diğer yükseköğrenim kurumlarıyla iş birliğine gitmelerine çok önem verdiğini ifade eden Erdoğan, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'ni uluslararası kılma yönünde atılan adımlardan dolayı kutladı.
Erdoğan, 10-15 yıl önce bu tabloya ancak ülkedeki bir kaç üniversitede rastlandığını belirterek, o dönem yurt dışına öğrenci gönderen, yurt dışından öğrenci alan üniversite sayısının bir elin parmaklarını dahi geçmediğini söyledi. O yıllarda Ankara ve İstanbul haricinde nitelikli, alt yapısı güçlü, akademik kadrosu yetkin üniversiteler bulmanın zorluğuna işaret eden Erdoğan, "İmkansızlıklara ilaveten terör, yetersiz kaynak gibi sorunlarla boğuşan bu üniversitelerin bir kısmı maalesef tabela üniversitesi durumundaydı. Fakat Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi kendini ilme hapseden bir üniversite olması hasebiyle her türlü takdirin üstündedir." dedi.
Kendi öğrencilik yıllarında üniversitelerde sıkıntılar yaşandığını hatırlatan Erdoğan, "Anarşinin, daha sonra terörize olduğu yıllar, bunlarla geçti. Biz okullarımıza doğru dürüst gidemezdik. Şimdi de maalesef bir kaç yerde bunu kaşıyanlar var. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, inşallah onlara da örnek olacak. Ben inanıyorum ki Yıldırım Beyazıt'ın tüm öğrencileri şu anlayışla okuyor; ilim, ilim bilmektir, ilim, kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır." diye konuştu.
Bu arada Erdoğan, alandakilerin "Başkan Erdoğan" sloganlarına "Hayırlısıyla milletin iradesi neyi istiyorsa o olacaktır diye düşünüyorum." karşılığını verdi.
"Türkiye binlerce yabancı öğrenciye ev sahipliği yapıyor"
Bir çok üniversitenin yeni açılımlara gittiğini, Ortadoğu, Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri ve Afrika gibi kardeş coğrafyadaki muhataplarıyla ortak projeler gerçekleştirdiğini anlatan Erdoğan, "Türkiye, sadece yurt dışına öğrenci göndermiyor, aynı zamanda binlerce yabancı öğrenciye ev sahipliği yapıyor." dedi.
Kalabalık arasında da bu öğrencileri gördüğünü belirten Erdoğan, onlara nerelerden geldiklerini sordu.
Nijer, Mısır, Suriye Filistin, Gine gibi ülkelerden öğrencilerin Türkiye'ye geldiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya Türkiye'de toplanıyor. Elhamdülillah. Ülkemizde halihazırda dünyanın 203 ülkesinden 95 bin uluslararası öğrenci lisans, yüksek lisans ve doktora seviyelerinde eğitim, öğretim alıyor. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinin yakaladığı bu ivmeyi devam ettirerek çok yakında tam anlamıyla bir beynelmilel üniversite haline geleceğine inanıyorum. Sizlerin de bu gayeyle daha kararlı, daha planlı, daha özverili şekilde çalışacağınıza eminim."
Esenboğa Külliyesinin bulunduğu Çubuk Ovası'nın tarihte önemli bir yeri bulunduğunun altını çizen Erdoğan, Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt Han ile Büyük Timur İmparatorluğunun hükümdarı Timur arasında 1402'de yapılan Ankara Savaşı'nın burada yaşandığını hatırlattı.
Dönemin en büyük ve en güçlü iki Müslüman Türk devletinin bu alanda karşı karşıya geldiğini ve çok kanlı bir savaşa tutuştuğunu anlatan Erdoğan, ordusundaki bazı grupların ihanetine uğrayan Yıldırım Beyazıt Han'ın çetin mücadeleler sonucunda teslim olmak zorunda kaldığını aktardı.
Erdoğan, iki hafta önce Özbekistan seyahati sırasında Semerkant'taki İmam Buhari, İmam Maturidi türbeleriyle beraber Gür Emir'in kabrini de ziyaret ettiğini anlatarak, Uluğbey, Şirdar ve Tillekari medreseleri gibi ortak medeniyetin şaheserlerinin bir kısmını da yerinde görme imkanı bulduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnanın, Buhara'yı, Semerkant'ı ziyaret edip de bu şehirlerin her bir köşesine adeta nakşedilmiş eserlere hayran kalmamak, meftun olmamak elinizde değil. Aynı şekilde Buhara'yı Bursa'dan, Semerkant'ı, İstanbul'dan ve Konya'dan ayırmak da mümkün değil. Ben şimdiden rektörümüze özellikle rica ediyorum, diyorum ki 'gelin şöyle uygun bir zamanda öğrencilerimizden belli gruplar halinde buralara gönderelim.' Gitsinler, buraları gezsinler, görsünler. Okuyan mı, gören mi? Biz diyoruz ki 'Hem okuyan hem gören.' Çünkü yerinde tespit çok çok önemli. Onun için de yeri gelir seyyah olmanın da çok büyük faydası var. Hele ilmimizi zenginleştirmek için çok çok önemli."
(Sürecek)