Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir milletin en büyük hazinesi, en büyük güç kaynağı, ruhen, zihnen ve bedenen sağlıklı nesillere sahip olmasıdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir milletin en büyük hazinesi, en büyük güç kaynağı, ruhen, zihnen ve bedenen sağlıklı nesillere sahip olmasıdır. Evlatlarımız ne kadar zinde, ne derece sağlıklı olursa ülkemizin geleceği o kadar parlak, o kadar aydınlık olur. Gençlerini alkol, içki, uyuşturucu, sigara, kumar, terör gibi dehlizlerde kaybeden ülkelerin istikbali karanlıktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Reşit Rey Konser Salonunda düzenlenen Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreninde yaptığı konuşmada, ödül töreni dolayısıyla Yeşilay gönüllüleriyle bir arada olmaktan ve hasret gidermekten memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Yeşilay Başkanı ve yönetim kuruluna teşekkür eden Erdoğan, 1920 yılından bu yana sağlıklı nesiller yetiştirmek için emek veren, mücadele yürüten tüm Yeşilay mensuplarına şükranlarını sundu.
Bugün hayatta olmayan Yeşilay emektarlarına da Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, şöyle devam etti:
" Eşref Edip'ten Süheyl Ünver'e, Ordinaryüs Prof. Dr. Mazhar Osman'dan Prof. Dr. Ayhan Songar'a, Şeyhülislam İbrahim Haydari Efendi'den Said Nursi hazretlerine kadar, Enver Baytan hocamıza kadar Yeşilayımızın gelişmesi, güçlenmesi, dertlere deva olması için ter dökmüş herkesi şükranla yadediyorum. Bu yıl 98. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Yeşilayımızı yürekten tebrik ediyor, çalışmalarınızda Rabbimden muvaffakiyetler diliyorum. Yeşilayımızın alkol, tütün, uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklar yanında giderek yaygınlaşan teknoloji bağımlılığıyla da mücadeleye öncülük etmesini, takdirle karşıladığımızı belirtmek istiyorum."
"Yeşilay 41 ülkede öncülük yapıyor"
Yeşilay'ın başarılarıyla sadece Türkiye'de isminden söz ettirmekle kalmadığını, bilgi birikimi ve tecrübesiyle dünyanın 41 ülkesindeki muadil kuruluşlara da öncülük yaptığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin bağımlılık ve kötü alışkanlıklarla mücadele alanındaki bir asırlık kurumsal hafızasını dost ve kardeşlerimizle de paylaşıyor. Yeşilay'ın yurtiçinde olduğu gibi, yurtdışında da hizmetleri birbirinden kıymetli projeleri, birbirinden değerli faaliyetleri bulunuyor. Sizlere uluslararası iş birliklerinizde de özellikle başarılar diliyor, dünyanın dört bir tarafında ülkemizi iftiharla temsil edeceğinize inanıyorum." ifadelerini kullandı.
5. Zümrüdüanka Ödüllerinin de Türkiye, millet ve bağımlılıkla mücadele eden vatandaşlar için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Titiz bir çalışma sonucunda ödüle layık görülen sanatçılarımıza, medya mensuplarımıza, akademisyen, sporcu ve siyasetçilerimize tebriklerimi, takdirlerimi iletiyorum. Yeşilay'ın Zümrüdüanka Ödülleri, takdim edilenler için şüphesiz çok önemli, çok kıymetli bir payedir. Bu paye aynı zamanda sorumluluk ve mesuliyet demektir. Bu ödül, son nefesine kadar sürecek bir gönül görevine adeta nefer yazmaktır. Ben buradaki her bir kardeşimin bu payeyi iş ve özel hayatında onurla, gururla ama aynı zamanda bir vazife şuuruyla taşıyacağına inanıyorum."
İnsan faktörünü dikkate almayan, insana gerekli özeni göstermeyen her teşebbüs ve her politikanın akim kalmaya mahkum olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnsanı dışlayan veya insanı sadece maddi yönden değerlendiren bir anlayışın başarı şansı da yoktur. Bir ülkenin asıl zenginliği, yeraltı ve yerüstü kaynakları değildir. Güçlü ülke, sanayisi, ekonomisi, ticareti, ordusu güçlü devlet manasına gelmez. Elbette bunların tamamı gereklidir, önemlidir. Her biri kendi başına bir değerdir. Ancak bize göre bir milletin en büyük hazinesi, en büyük güç kaynağı, ruhen, zihnen ve bedenen sağlıklı nesillere sahip olmasıdır. Evlatlarımız ne kadar zinde, ne derece sağlıklı olursa ülkemizin geleceği o kadar parlak, o kadar aydınlık olur. Gençlerini alkol, içki, uyuşturucu, sigara, kumar, terör gibi dehlizlerde kaybeden ülkelerin istikbali karanlıktır."
Evladını uyuşturucuya kaptırmış bir anne veya babanın durumunun düşünülmesini isteyen Erdoğan, "Adeta evladını Kandil'e kaçıranlar karşısında Diyarbakır Belediyesinin önünde günlerce hüngür hüngür ağlayan annelerin akıbetini düşünün. O neyse o da aynısıdır. Ne ekonomileri ne sanayileri ne paraları bu ülkeleri hızla yaklaştıkları karanlık akıbetten kurtarmaya yetmez." ifadelerini kullandı.
"Yeşilay, işgal kuvvetlerinin önünde adeta set kurdu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilay'ın kuruluşuna vesile olan hadisenin de büyük bir ibret vesikası olduğuna inandığını dile getirdi. Sorumluluk sahipleri olarak bu hadisenin tekrar tekrar gündeme getirilmesi ve unutulmasına asla fırsat verilmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları anlattı:
"İstanbul 1920 yılında işgal kuvvetlerinin eline düşüyor. İngilizler, Osmanlı gençliğini ifsat etmek, gençlerin direniş azimlerini kırarak zihnen köleleştirmek için, gemilerle getirdikleri binlerce kasa içkiyi bedava dağıtıyorlar. Bunu gören millet sevdalısı, sorumluluk ve şuur sahibi bir avuç insan, Şeyhülislam İbrahim Haydarizade'nin himayesinde Hilal-i Ahmer Cemiyeti'ni yani bugünkü adıyla Yeşilay'ı kuruyorlar. Yeşilay çalışmalarıyla gençlere milli mücadele bilinci aşılarken, işgal güçlerinin önünde adeta bir set kuruyor. Bundan bir asır önce, işgal ve istiklal mücadelesinin gençler üzerinden verilmesi gerçekten çok anlamlıdır. Kurtuluş Savaşımızın cephelerinden biri de gençlerimizi ifsat girişimlerine karşı, muhafaza ve müdafaa etmek olmuştur. Merhum Eşref Edip gibi Yeşilay'ı kuran kadrodan bir ismin Kuvayı Milliye ruhunun Anadolu'da dirilmesine öncülük etmesinin bir sebebi de budur. Çünkü onların nazarında nesilleri korumakla ülkeyi kurtarmak arasında hiçbir fark yoktur. Milletin gerçek bağımsızlığına giden yol, aynı zamanda sağlıklı, şuurlu, milli manevi değerlerle mücehhez gençlere sahip olmaktan geçer. İşgal kuvvetlerinin de aynı saiklerle genç kuşakların zihin ruh ve beden sağlığını hedef almaları bu yüzdendir. Uyuşturucu ve içki müptelası olmuş, ahlaksızlık batağındaki bir gencin ne kendisine ne ailesine ne de ülkesine bir faydası yoktur."
(Sürecek)