Yerinde Tarih Projesi" Katılımcıları İstanbul'da

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Öğrencilerin ziyaretinden detaylar

Yunus Emre Enstitüsü Yerinde Tarih Projesi Koordinatörü Gökhan Kahraman'ın konuşması

HÜ Barış Çalışmaları Anabili Dalı Başkanı Doç. Dr. Havva Kök Arslan'ın konuşması "Yerinde Tarih Projesi" katılımcıları İstanbul'da

Yunus Emre Enstitüsü, Hacettepe Üniversitesi ve Innsbruck Üniversitesi'nin iş birliğiyle yürütülen "Yerinde Tarih Projesi" kapsamında 20 ülkeden 25 öğrenci, İstanbul'un tarihi ve turistik mekanlarını gezdi

Proje Koordinatörü Kahraman:

"Burada farklı dinlere mensup bir coğrafyada nasıl farklılıklara rağmen huzur ve barış içinde yaşadığımızı katılımcı arkadaşlara göstermek istiyoruz"

Yunus Emre Enstitüsü, Hacettepe Üniversitesi (HÜ) ve Innsbruck Üniversitesi'nin iş birliğinde yürütülen "Yerinde Tarih Projesi" kapsamında üniversitenin Barış Çalışmaları Bölümü'nce belirlenen 20 ülkeden 25 yüksek lisans ve doktora öğrencisi, İstanbul'un tarihi ve turistik mekanlarını gezdi.

HÜ Barış Çalışmaları Anabili Dalı Başkanı Doç. Dr. Havva Kök Arslan ve Yunus Emre Enstitüsü Yerinde Tarih Projesi Koordinatörü Gökhan Kahraman'ın yönetimindeki grup, ilk olarak Küçük Ayasofya Camisi'ni gezdi. Sultanahmet Camisi, Ayasofya Müzesi ve Fener Rum Patrikhanesi'ni gezen katılımcılara, tarihi mekanlar hakkında bilgi verildi.

Proje Koordinatörü Kahraman, enstitü olarak dünyada Türkiye'nin dilini, kültürünü, sanatını ve tarihi derinliğini tanıtan bir çalışma yürütüklerini ifade ederek, bu kapsamda Yerinde Tarih Projesi adı altında 20 ülkeden 25 katılımcıya Türkiye'nin tarihi mekanlarını gösterme imkanına sahip olduklarını söyledi. Projeyi HÜ Barış Çalışmaları Bölümü ile ortaklaşa yürüttüklerini anlatan Kahraman, öğrencilerin üniversitede teorik dersleri tamamlamasının ardından İstanbul'da yaklaşık bir hafta tarihi mekanlarda yerinde gözlem yapma imkanı bulacaklarını ifade etti.

Kahraman, "Öğrenci arkadaşlarımızla burada tabiri caizse tarihi dokunuş yapıyoruz. Fener Rum Patrikhanesi, Rum Ortodoks Kilisesi, Neva Şalom Sinagogu da programımız içerisinde. Burada farklı dinlere mensup bir coğrafyada nasıl farklılıklara rağmen huzur ve barış içinde yaşadığımızı katılımcı arkadaşlara göstermek istiyoruz" dedi.

"Dünyanın her yerinden öğrencileri davet ediyoruz"

HÜ Barış Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Havva Kök Arslan da Barış Çalışmaları bölümünü 4 yıl önce kurmaya karar verdiklerini söyledi.

Bölümü açmakla Türkiye'de ve Türkiye'nin çevresinde devam eden çatışmalara son vermeyi amaçladıklarını dile getiren Arslan, şunları kaydetti:

"Ne kadar son verebiliriz bilmiyoruz ama bu konuda şiddet nedir, nasıl önlenir, çatışma nedir gibi konulara bilimsel bir katkı yapmak istedik ve bu şekilde Türkiye'de ilk defa bir yüksek lisans programı kurduk. Programımıza dünyanın her yerinden öğrencileri davet ediyoruz. Yine öğretim üyeleri olarak yurt dışından hocalar çağırıyoruz ve yoğun bir ders programıyla eğitime devam ediyoruz. Şu anda burada bulunan öğrencilerimiz 'Barış ve Din' dersinin teorik kısmını tamamladı. Teorik kısmına geçen hafta Ankara'da yaptık. Bu hafta da Yunus Emre Enstitüsü ile sahada inceleme yapmak istedik."

Arslan, İstanbul'un binlerce yıl her türlü dinden ve etnik gruptan insanın barış içinde yaşadığı bir şehir olduğuna dikkati çekerek, "Bunun nasıl mümkün olduğunu yerinde gezerek görmek istedik. Amerika, Norveç, Hollanda, Afganistan, Pakistan, Gana, Kamerun ve Etiyopya'dan her yerden öğrencilerimiz var" diye konuştu.

"Onlar tecrübelerini bize aktardı biz de onlara"

Barış Çalışmaları Bölümü Öğrencisi Neslihan Yılmaz, Türkiye'de ve dünyada barışa en çok ihtiyaç duyulan zaman olduğunu belirterek, barışın en güzel şekliyle İstanbul'da net bir şekilde görülebildiğini vurguladı. Proje kapsamında farklı kültürlerden birçok insanla tanıştığını anlatan Yılmaz, "Dünyanın her yerinden insanlar var, çatışma bölgelerinden gelen insanlar var. Onlar tecrübelerini bize aktardı biz de onlara" ifadelerini kullandı.

Norveçli Björn Ihler, İstanbul'un farklı dinlerin ve kültürlerin buluşma noktası olduğuna söyledi. Bu gezi sırasında Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin barış içinde yaşayabildiğini gördüğüne dikkati çeken Ihler, "Sultanahmet Camisi gerçekten çok güzel bir yapı. Beni büyüledi. İlk kez gezdim. Yapılış hikayesi beni çok şaşırttı" dedi.

"İstanbul'un farklı düşüncelerin merkezi olduğunu gördüm"

HÜ'de yüksek lisans yapan Hindistanlı Pallavi Kaushal de farklı kültür ve insanları bir araya getiren bu projenin kendileri için önemli bir fırsat olduğuna vurgu yaptı. Kaushal, "Farklı görüş açıları bir araya geldi. Ortak bir anlayış inşa etmeye çalıştık. Bu tür yerler tarihi daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. İstanbul'un farklı düşüncelerin merkezi olduğunu gördüm. Farklılıklar İstanbul'da şaşırtıcı bir şekilde bir araya geliyor" değerlendirmesinde bulundu.

Endonezyalı İntan Qurotul Ain, kültürlerin harmonisini görmek için bu projeye katıldığını ifade ederek, bu projenin önemli bir fırsat olduğunu aktardı. Ain, İstanbul'da kültürlerin barış için yaşadığını vurgulayarak, "Sultanahmet'te derin bir huzur hissettim" görüşünü dile getirdi.

Proje hakkında

Yerinde Tarih Projesi, ilk olarak 12-22 Mart 2015'te 100 Yıllık Barış-Çanakkale Programı kapsamında "Barış Kafilesi" olarak yurt dışından gelen 25 katılımcı genç ile gerçekleşti. Çanakkale Savaşı'nın 100. yılı dolayısıyla geliştirilen proje kapsamında, Çanakkale Savaşları ve Türkiye'nin tarihi yerleri uzman rehberler ve akademisyenler eşliğinde ziyaret edilerek, interaktif şekilde tarihin yerinde öğrenilmesi sağlandı.

Bu yıl ise Innsbruck Üniversitesi ve HÜ Barış Çalışmaları Bölümü ile belirlenen 20 farklı ülkeden 25 yüksek lisans ve doktora öğrencisiyle 22 Şubat-5 Mart tarihleri arasında önce "Barış ve Din" temalı Türkiye'nin ve Türk kültürünün dini farklılıkları nasıl bünyesinde uyum içerisinde yaşattığına dair bir çalıştay ve akabinde "İstanbul'un Kutsal Mekanları" temalı yerinde akademik inceleme ve gezi programı şeklinde yürütülüyor.

Proje kapsamında dünyanın değişik coğrafi bölgelerinde faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü ve üniversiteler aracılığıyla 2016 yılı itibariyle toplam 125 genç katılımcıya ulaşılması planlanıyor. Katılımcı gençlerden günlük tutmaları ve fotoğraf çekmeleri istenen projenin sonunda da elde edilen günlükler, fotoğraflar ve diğer yazılar birleştirilerek, Türkçe-İngilizce-Arapça dillerinde bir kitapçık oluşturulacak. Katılımcıların çektiği fotoğraflar, ülkelerinde gerçekleştirilecek etkinliklerde "Tarihin Karesi" adı altında sergilenecek.