Haberler
Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Suriye'deki operasyon sonrası Fransızların 102 yıl önce hazırladığı harita yeniden gündem oldu

102 yıl sonra ortaya çıkan harita Orta Doğu'yu karıştıracak

Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu: 14 şüpheli daha gözaltına alındı

Türkiye'nin kilitlendiği soruşturmada yeni gözaltılar var

Sıkıyönetim ilanı Güney Kore'yi karıştırdı! Başkan Yoon'un yardımcıları istifa etti, sokaklar yangın yeri

Üst düzey isimlerin hepsi istifa etti, atılan sloganlar sokakları inletti

"Yenidoğan çetesi" davasında örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen Fırat Sarı savunma yaptı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davada, organize suç örgütü elebaşı olduğu değerlendirilen tutuklu sanık doktor Fırat...

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davada, organize suç örgütü elebaşı olduğu değerlendirilen tutuklu sanık doktor Fırat Sarı'nın savunması alındı.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmanın 6'ncı gününde, tutuklu sanık Sarı savunma yaptı.

Savunmasının ardından çapraz sorguda Fırat Sarı'ya, kendisinin ve diğer sanıkların tape kayıtlarına ilişkin sorular yöneltildi.

Sanık Hakan Doğukan Taşçı'yla olan bir telefon görüşmesinin sorulması üzerine Sarı, "Doğukan'ın klasik tahrik edici konuşmaları. Gıyasettin Mert Özdemir'le herhalde bir tartışması var. Gerçeği yansıtmıyor. Siz Doğukan ve Hasan Basri'nin tapelerini biliyorsunuz. Onların gerçek dışı konuşmaları çoktur. Agresif konuşuyordu. Mizacım gereği sakinleşsin diye bir şey dememişimdir." dedi.

Sarı, bebeğin kuvözden düşmesiyle ilgili arandığı konuşmaya ilişkin, "O bebek kuvözden sarkmış, yakalamışlar çocuğu. Gidip muayenesini yaptım, hiçbir şeyi yoktu. 'Çocuğun ailesine söylemeyelim, panik olmasın.' Doğru prosedür değildi. Şimdi aileye 'Bebeğin düştü.' desek huzursuz olacaklar." ifadelerini kullandı.

Sanık Hasan Basri Gök'ün bazı tape kayıtlarına ilişkin Sarı, "Hasan Basri hemşirelik bile yapmadı. Şoförlüğümü yapıyordu. Hasan Basri epikriz yazmaz, yazamaz. Patavatsızca konuşmaları çoktur. Öyle bir yetkisi yoktur. O her konuda konuşur." savunmasını yaptı.

"Espri yapmış kendince"

Sanık hemşire Bahar Kanık'la olan konuşmasında Sarıkaya bebekle ilgili "Haha dedemin fişi." demesinin sorulması üzerine Sarı, "Sarıkaya orada kötü giden, oksijensiz kalmış bir bebek. Tekirdağ'dan hastaneden aldığım bebek. Onun için çok mücadele ettim. Siz duyunca irite oluyorsunuz ama bunlar muhabbet. Bir hastanın fişini nasıl, niye çekeyim? İnsan olarak mümkün mü? Espri yapıyor, yapılmaması gerekiyor ama. Dinlenmiş yayınlanmış. Keşke yayınlanmasaymış. Siz kendi aranızda hiç konuşmuyor musunuz? 'Birinin kellesini aldım.' gibi. Espri yapmış kendince. Yapmaması gerekirdi." ifadelerini kullandı.

Duruşma savcısı bunun üzerine, "Bizim üzerimizden, en azından benim üzerimden savunmanı verme." dedi.

Sanık Sarı ayrıca, sanık Hakan Doğukan Taşçı'nın kendisini doktor olarak tanıtmasıyla ilgili bilgisinin olmadığını öne sürdü.

İşletmelerini aldığı hastanelerle anlaşmasına ilişkin, tıbbi bütün yükümlülüklerin hastanelerin sorumluluğunda olduğunu dile getiren Sarı, "Biz burada danışman olduğumuz için aracıyız. Bize hastane yöneticileri başvurur genelde. Beni daha çok aksaklık olduğunda hastane yöneticileri arar. Doktor ayrılacaksa yeni bir doktor önermemiz için ararlar. Bizim hastanelerle anlaşmamızda aslında hastalara tıbbi müdahale yok." diye konuştu.

Cumhuriyet savcısının, "'Bizim sistemi denetliyor olabilirler' diyorsun, bu sistem nedir ?" sorusu üzerine Sarı, sistemin danışmanlık sistemi olduğunu, hastanelerle anlaştıklarını ve hastanelerden para aldıklarını, burada örgütsel bir sistem olmadığını, ticari ilişkiden bahsettiğini iddia etti.

Sarı, epikrizlerin bebeklere uygun mu, yoksa SGK'den yüksek para almak için farklı şekilde mi doldurulduğu sorusunu ise uygun olduğunu söyleyerek yanıtladı.

Çalışanlarının üstüne neden şirket kurmaya çalıştığının sorulması üzerine ise Sarı, "Çalışan doktorlarımızı ortak edecektim. Medisense benimdi. Oraya ortak almak istemedim. Yani bir şirket kurup oradan ödeme yapmak istedim." dedi.

Sarı, savcının, "Sağlıklı çocuklara ilaç verilip yoğun bakıma alındığı oldu mu?" sorusuna karşılık, "Asla öyle bir şey olmaz. Onu bir insan yapmaz." yanıtını verdi.

Bazı tape kayıtlarında, telefonla konuşulurken Whatsapp'a geçilmesine yönelik sözlerin sorulması üzerine Sarı, "Telefonla ilgilidir. Bir suç işlemedim. Hep telefonda konuştum. En az Whatsapp görüşmesi yapan benim. Whatsapp'a geçmek gizlilik nedeniyle değil." ifadesini kullandı.

Sarı, boş ilaç kutularının evinden çıkmasına ilişkin soruyu ise "Benim haberim yok." şeklinde yanıtladı.

"Ailelerinden özür diliyorum, bu kelimeleri kullandığım için"

Sarı'nın avukatı ise geçmişe dönük hangi tapede ölüm bahsi geçiyorsa suçlama konusu yapıldığını söyledi. Örgüt suçlamasıyla ilgili konuşan sanık avukatı, "Tabii ki bir hekim hemşirelere talimat verecek, normal olan bu." dedi.

İddianamede sanıkların kamuya verdikleri zararın yer almadığını belirten avukat, "Eğer kamuya verilen bir zarar varsa eylem bazlı dosyaya bildirilmesi lazım. Zaten bunu en başta savcının istemesi lazımdı." diye konuştu.

Sanık avukatı, Sarı'nın gelirleriyle ilgili, "Fırat Bey, 'Gelirim 400 bin.' dediği için dışarıdan yanlış anlaşıldı. Evet 400 bin geliri var ama 500 bin lira da gideri var. Bunu nasıl tamamlıyor, ailesinden, ağabeyinden istiyor. Hepimiz insanız, bazen paramız olmayabilir ve arkadaşlarımızdan borç alabiliriz." şeklinde savunma yaptı.

Davayla ilgili bazı hususlar netliğe kavuşmadan sanıkların "örgüt üyesi" ve "bebek katilleri" olarak lanse edildiğini söyleyen avukat, "Sanki hemşire arkadaşlar nöbet tutarken gözlerine bir bebek kestirmişler. Ailelerinden özür diliyorum, bu kelimeleri kullandığım için." ifadelerini kullandı.

Şirketin kuruluş amacı doğrultusunda soruşturmada örgütsel anlamda suç teşkil edecek hiçbir şey olmadığını savunan avukat, "Burada örgütün varlığına ilişkin bir delil olmadığından müvekkillere yöneltilen suçlamanın düşürülmesini talep ediyoruz." dedi.

"Bu iddianamede bir tane somut delil yok"

Sanığın diğer avukatı ise sadece müvekkillerin değil kendilerinin de toplum baskısı yaşadıklarını belirterek, "80 milyon sadece onlara değil, bizlere bile 'bebek katillerini savunan caniler' diye baskı yapıyor. Sadece tapeleri sordunuz. Böyle bir sorgulamayı ilk kez gördüm. Bu iddianamede bir tane somut delil yok." diye konuştu.

Yaklaşık 8 saat süren duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Mahkeme başkanı, gelecek duruşmada savunması alınacak sanıkların sıralamasını okurken, aynı hastanede çalışan sanıkları peş peşe konuşacak şekilde sıralamaya çalıştıklarını söyledi.

Duruşma, tutuksuz sanıkların savunmaları alınmak üzere 26 Kasım Salı günü saat 10.00'a ertelendi.

Bu arada, dava kapsamında 22 tutuklu sanığın savunması alınmış oldu.

Kaynak: AA / Büşra Alakoyun - Güncel
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title