Yeni Zelanda'daki terör saldırısının uluslararası medyada nasıl yer aldığı tez konusu oldu
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü'nde yapılan yüksek lisans tez çalışmasında, Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki 2 camiye düzenlenen ve 51 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısının, uluslararası yayın yapan 14 ülkedeki 19 medya organında nasıl değerlendirildiği ele alındı.
Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki 2 camiye düzenlenen silahlı saldırıda 51 kişiyi şehit eden, 49 kişiyi de yaralayan terörist Brenton Tarrant, şartlı tahliye olmaksızın müebbet hapis cezası aldı.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü'nde yapılan yüksek lisans tez çalışmasında, Christchurch'ta 15 Mart 2019'da cuma namazı kılındığı sırada saat 13.40 ile 13.55 arasında 15 dakika içerisinde birbirinden sadece 6 kilometre mesafede olan iki camiye terörist Brenton Tarrant tarafından düzenlenen silahlı saldırının İngilizce olarak uluslararası yayın yapan, okuma sayıları yüksek, çevrimiçi medya kaynaklarında ele alınış biçimi incelendi.
" Yeni Zelanda'da İki Camiye Düzenlenen Terör Saldırısının Uluslararası Yayın Yapan Online Medya Organlarında Yer Alış Biçiminin Analizi" çalışmasında, ülkelerin Yeni Zelanda'ya olan coğrafi yakınlık ya da uzaklıkları, terör konusunda sıkıntı yaşayıp yaşamamaları, etnik açıdan benzerlik gösterip göstermemeleri, dini olarak aynı ya da farklı olmaları gibi etkenlere göre 14 ülkeden 19 yayın organı seçildi.
Çalışma sonuçlarını AA muhabiriyle paylaşan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu, Yeni Zelanda'da A sınıfı ateşli silah lisansının alınmasının çok kolay olduğunu ve bireyler tarafından sınırsız sayıda alınabildiğini, Tarrant'ın da bu saldırıyı A sınıfı lisans kapsamında satın aldığı otomatik iki tüfeği 5 farklı silaha ait parçalarla modifiye ederek gerçekleştirdiğini anlattı.
Saldırganın önce Twitter hesabından 74 sayfalık bir manifesto yayınladığını ifade eden Aşıcıoğlu, ele alınan yayın organlarında bu manifestodan detaylara yer verildiğini söyledi.
Saldırganın silahındaki yazı
Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu, saldırganın olay sırasında kullandığı 12 adet şarjör ve mühimmat üzerinde 32 isim ile geçmişteki bir olayı bazen yerel dilde bazen de İngilizce yazdığını dile getirerek, "Bu isim ve olayların tarihsel süreç içerisinde Hristiyanların Müslümanlara birçoğu da Osmanlı'ya karşı savaşlarda kahramanlık gösteren, zafer kazanan komutanlar ya da Müslüman göçmenleri öldüren bireyler olduğu görülmektedir. Sırt çantasında ise ırkçı gruplar tarafından kara güneş, güneş tekerleği ve Kelt haçı gibi saf beyaz ırkın üstünlüğünü temsil ettiğine inanılan künyeler bulunmuştur." dedi.
Saldırganın olay sırasında kullandığı silahın namlusunda Yunanca "Türk yiyen" anlamına gelen "Turkofagos" sözünün yer aldığını belirten Aşıcıoğlu, şöyle devam etti:
"Yayın organlarının bir kısmı kendi ülkelerini ilgilendiren hususları manşete taşımış. Örneğin, İspanya'dan El Pais, saldırganın silahında İspanyol katilin adının yazdığını, Fransa'dan RFI, katilin manifestosunda Fransa'dan ilham aldığını (Marine Le Pen'in yenilmesi),Endonezya'dan Antaranews da saldırıda iki Endonezya vatandaşının hastaneye kaldırıldığına yer vermiş. Bazı yayın organları magazin yönü olan hususları manşete taşımış. İngiltere'den The Sun, meşhur gazeteci Kate Garraway'in, Christchurch'de olan ailesine ulaşmaya çalıştığını, Sri Lanka'dan Sundaytimes olay sırasında caminin yakınlarında bulunan Bangladeş kriket takımının zarar görmediğini manşet yapmış. İtalyan yayın organı Ansa ise 51 Müslümanın öldüğü bir katliamın manşetinde İtalyan sağ ekstremist politikacı Matteo Salvi'nin 'Dikkat edilmesi gereken tek şeyin İslami aşırıcılık olduğu' şeklindeki beyanını taşıyarak kışkırtıcı bir manşetle çıkmış. Yayın organlarının büyük çoğunluğu gerek manşet gerekse içeriğinde olayı kınayan, katliam, dehşet olarak niteleyen, artan ultra milliyetçiliğin, çevrim içi artan beyaz aşırıcılığın tehlikeli boyutlara ulaştığı belirten ifadelere yer vermiştir."
"Teröristin beklentisine hizmet ettiği söylenebilir"
Prof. Dr. Aşıcıoğlu, bazı yayın organlarında ise saldırının 17 dakika boyunca çevrimiçi yayınlanmasının kopya saldırılara yol açabileceğinden bahsedilerek yetkililerin bu konuda önlem almaları gerektiği üzerinde durduklarını belirterek, bir yayın organında ise failin çocukluk resimlerinin habere dahil edilmesi, saldırıyı gerçekleştirecek karakterde olmadığı, seyahatleri esnasında böyle birine dönüştüğü bilgisi aktarılarak saldırgana karşı bir yumuşama algısı verilmeye çalışıldığını söyledi.
Bir çok yayın organında olaya ilişkin görüntü ve saldırganın bildirilerin yayınlandığı sosyal medya hesaplarının paylaşıldığını ifade eden Aşıcıoğlu, "Bu tür bir paylaşımın terör eylemcisinin beklentisine hizmet etmekte olduğu söylenebilir. Facebook'un içeriği engellemek adına ilk uyarıyı canlı yayın bittikten 12 dakika sonra alması ve hala isteyenlerin bir şekilde bu görüntülere ulaşabilmesi, kontrolsüz çevrimiçi platformlarda yayılan radikal görüşlerin engellenememesi de birçok yayın organında yer alan hususlardan." diye konuştu.