Haberler
Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Suriye'deki operasyon sonrası Fransızların 102 yıl önce hazırladığı harita yeniden gündem oldu

102 yıl sonra ortaya çıkan harita Orta Doğu'yu karıştıracak

Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu: 14 şüpheli daha gözaltına alındı

Türkiye'nin kilitlendiği soruşturmada yeni gözaltılar var

Sıkıyönetim ilanı Güney Kore'yi karıştırdı! Başkan Yoon'un yardımcıları istifa etti, sokaklar yangın yeri

Üst düzey isimlerin hepsi istifa etti, atılan sloganlar sokakları inletti

Yeni Zelanda'da İki Camiye Yönelik Terör Saldırısına Tepkiler

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği (AYBİR) Başkanı Talip Küçükcan, Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen terör saldırısına ilişkin, "Uzun süredir, özellikle ana akım Batı medyasında ve aşırı sağ başta olmak üzere bazı siyasi çevrelerde İslam ve Müslümanlara yönelik kullanılan ayrımcı...

İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği (AYBİR) Başkanı Talip Küçükcan, Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen terör saldırısına ilişkin, "Uzun süredir, özellikle ana akım Batı medyasında ve aşırı sağ başta olmak üzere bazı siyasi çevrelerde İslam ve Müslümanlara yönelik kullanılan ayrımcı ve ötekileştirici dil, İslamofobi ve İslam karşıtlığını körüklemiş, bu tür söylemler İslam düşmanı şiddet yanlısı radikal grupların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır." açıklamasında bulundu.

Küçükcan, yaptığı yazılı açıklamada, Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrinde cuma namazı sırasında iki camiye yapılan terör saldırısında çok sayıda Müslümanın hayatını kaybetmesinden dolayı büyük bir üzüntü içinde olduğunu belirtti.

Çarpık bir zihne sahip teröristlerin gerçekleştirdiği bu çirkin eylemi kuvvetli bir şeklide lanetlediklerini vurgulayan Küçükcan, şunları kaydetti:

"Uzun süredir, özellikle ana akım Batı medyasında ve aşırı sağ başta olmak üzere bazı siyasi çevrelerde İslam ve Müslümanlara yönelik kullanılan ayrımcı ve ötekileştirici dil, İslamofobi ve İslam karşıtlığını körüklemiş, bu tür söylemler İslam düşmanı şiddet yanlısı radikal grupların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Siyaset, medya ve seçkinler arasında gittikçe hakim olan İslam karşıtlığı söylemi popülist partiler ve siyasi akımların kullandığı araçlara dönüşmüş; ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve göçmen karşıtlığı sıradanlaşmıştır. Farklı inanç, din ve kültürlere mensup toplulukların bir arada yaşamasının temel ilkesi çoğulculuktur. Dünyanın pek çok ülkesinde Müslümanlara yönelik fiziki ve psikolojik saldırılar bir arada yaşama iradesini ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerdir. Batı ülkeleri başta bütün dünyada siyasi liderler ve kamu kurumlarının din ve vicdan hürriyetini korumaya özen göstermesi; Müslümanlar başta olmak üzere farklı inanç ve etnik kimliği olanlara yönelik saldırıların önlenmesi için gerekli hukuki ve güvenlik tedbirlerini alması gerekir."

İslamofobi, İslam karşıtlığı ve düşmanlığı yasal olarak cezalandırılması gereken suçlar kapsamına alınmadığı sürece Müslümanlara yönelik saldırıların devam etme ihtimali olacağına dikkati çeken Küçükcan, "Bu nedenle Yeni Zelanda'da yaşanan trajedinin tekrar etmemesi için İslamofobi ve Müslümanlara yönelik nefret söylemi suç olarak kabul edilmelidir. Aşırı sağ ve ırkçı siyasi hareketlerin siyaset alanını ve birlikte yaşama iradesini zehirlemesine de izin verilmemelidir." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA / Güncel
title