Yeni Sistemde Sınav Notu Tek Ölçüt Olmaktan Çıkıyor
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir söyleşide ders saatlerinin azalmasına yönelik yaptığı açıklama tüm Türkiye'nin dikkatini bir kez daha bu konuya çekti.
Eğitim ve Öğrenmeyi Öğrenme Uzmanı Adil Maviş, yapılan açıklamalar üzerine çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Maviş, sınavlarda notların çok iyi olmasının öğrenci başarısındaki baş kriter olmaktan çıkartılacağını, notlar değil merak ve yeteneklerin geliştirilmesi üzerinde durulacağını ifade etti.
Okul Saatlerinde Azalma Olmayacak
Zorunlu ders saatlerinin düşürülmesinin okul saatlerinde de bir azalma meydana getirmeyeceğini dile getiren Adil Maviş, "Orta öğretimde ders saatleri azalmayacak zorunlu ders saatleri azalacak. Bu durumda Bir öğrenci haftada on saat Türkçe dersi alıyorsa bunun 5 saati zorunlu olacak kalan 5 saati Türkçe kapsamında öğrencinin kendini geliştirmesini hedefleyen ve gönüllü katılabileceği diksiyon, güzel konuşma, hızlı okuma, tiyatro vb. konularda etkinlik sınıfları oluşturulacak. Tüm okullarda tasarım ve beceri atölyeleri kurulacak" dedi. Eğitim Uzmanı Maviş, yeni sistemin üniversite sınavlarına hazırlığı nasıl etkileyeceğine de değinerek şunları söyledi, "Günümüzün dijital ortamında öğrenme kaynakları öğretmen endeksli olmaktan çıkıp öğrenci endeksli olmaya başlamıştır. Yani her öğrencinin kendi öğrenme stilleri çerçevesinde ihtiyaç duyduğu bilgiye (görsel, işitsel, dokunsal) kaynaklardan çok daha verimli ve hızlı bir şekilde ulaşabilmektedir"
Zorunlu Ders Saatleri Yerine Ne Gelecek?
Ders kavramının zihinde yarattığı negatif etkilerin yıkılacağını söyleyen Adil Maviş, öğrenmenin eğlenceli taraflarının öne çıkacağının altını çizdi. Maviş, "eğlenceli ve hayat okulunun ihtiyaç duyduğu becerilerle entegreli bir şekilde yeniden programlanması sağlanacak. Örneğin karakter eğitimi, değerler eğitim, kişisel gelişim eğitimleri zorunlu derslerden daha önemsiz değil. Hâlbuki günümüz eğitim sisteminde çocuğun bu eğitimlere vakit ayırmayı zaman kaybı bile görüyor. 'Sınavda bize kimse hayat amaçlarımızı sormayacak ve bunu düşünmeye çok da vaktim yok' diyebiliyor. Bu sebeple hayatın bu tarafları öğrenci tarafından kaçırılabiliyor" diye konuştu.
Öğrenci Başarılı Olduğu Alanlara Yönlendirilecek
Bireysel farklılıklar ve yeteneklerin ne kadar erken yaşta keşfedilirse öğrencinin hayata o kadar bilinçli hazırlanacağının üzerinde duran Eğitim Uzmanı Adil Maviş, sözlerine şöyle devam etti, "Son sınıfa gelip sınava girecek öğrenci "önce puanlarım çıksın sonra elimdekilerle neler yapabilirim" hem kafası karışık, hem de ne istediğini bilmeden giriyor. Bu yola çıktıktan sonra "önce benzinime ve hava koşullarına bakayım sonra nereye gideceğimi düşünürüm" gibi bir durum. Şu anda Üniversite eğitimine başlamış olanların neredeyse %70'i istedikleri bir bölümü okumuyor daha çok açıkta kalmamak ve "üniversitede okuyorum" durumunun ikincil faydalarından yararlanmak için kayıt yaptırdıkları bölüme devam ediyorlar. Artık gencin tanıması ve yeteneklerine en uygun eğitim hayatını belirleyebilmesi için rehberlik çok önem kazanıyor. Formal eğitimli rehber öğretmenlerin yanı sıra bütün eğitimciler rehberlik ve koçluk becerileriyle geliştirilmesi hedefleniyor. Milli eğitim müdürlüklerine bağlı çalışan RAM (Rehberlik Araştırma Merkezi) Yeniden yapılandırılacak ve bu değişimin entegrasyonunda aktif rol alacak"
Yeni Sistem Takviye Kurslarına Son Verecek
Yeni eğitim sisteminde, dershaneciliğin uzantısı olan kursların kapatılması ailelerin ve çocukların yetersizlik psikolojisi altında kaygıyla hareket etmelerinin önüne geçileceğini dile getiren Adil Maviş, öğrencilerin daha fazla öğrenme isteklerini okullarda karşılayabileceklerini belirtti. Maviş, "Öğrenci ihtiyaçları çerçevesinde daha fazla öğrenme ve pratik yapma ihtiyacını yine okulda, halk eğitim merkezlerinde kendi istekleri doğrultusunda karşılayabilecek. Artık dershane hocası ile okul hocası arasındaki öğrenciyi yetiştirme anlayışındaki farklılıklarda kaldırılıyor. Yani "okuldaki öğretmen çocuğu okul sınavlarına hazırlıyor ama Üniversite sınavlarına hazırlamıyor" anlayışı da bu vesileyle tarihe karıştırılmış olacak. Devlet okulların yetersiz eğitim verdiği ve bunu kurslarla telafi edilmesi gerektiği algısı tamamen bitirilecek" diye konuşarak sistemin getireceği olanakları değerlendirdi.