Yde Müdür Yardımcısı Erhan Ayaz: "Musul Operasyonu Türk Dış Politikası İçin Yeni Bir Sınav"
Yakın Doğu Üniversitesi(YDÜ), Yakın Doğu Enstitüsü(YDE) Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Erhan Ayaz son yıllarda uluslararası sistemin merkezinde yer alan DEAŞ’ın ilk etapta Musul’dan çıkarılması ve sonrasında mümkün ise yok edilmesini amaçlayan operasyonlardan ilki olan Musul operasyonunu, bölgenin ve DEAŞ’ın geleceğini değerlendirdi.
Yakın Doğu Üniversitesi(YDÜ), Yakın Doğu Enstitüsü(YDE) Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Erhan Ayaz son yıllarda uluslararası sistemin merkezinde yer alan DEAŞ'ın ilk etapta Musul'dan çıkarılması ve sonrasında mümkün ise yok edilmesini amaçlayan operasyonlardan ilki olan Musul operasyonunu, bölgenin ve DEAŞ'ın geleceğini değerlendirdi.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü'ne açıklamalarda bulunan YDE Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Erhan Ayaz, 11 Eylül saldırılarının ardından ABD'nin Irak'ı işgal etmesi ve sonrasında yaşanan süreçte Irak'ta sürdürülebilir bir kurumsallaşma ve devletleşme sürecinin yaşanmadığına değinerek sözlerine başladı. Öğr. Gör. Erhan Ayaz, " Irak'ın yaşadığı sorunlar DEAŞ'ın doğmasına neden olmuş, ardından Suriye ile Libya gibi diğer bölge ülkelerinde terörü yerleşik olarak kullanmasıyla oluşturduğunu iddia ettiği kamu düzeniyle devletimsi bir yapı ortaya çıkmıştır. Kuşkusuz örgütün bu denli güç kazanmasına yol açan faktörlerden biri de ki - Irak Ordusu'nun kaçması sayesinde - Musul'u kolayca ele geçirmesidir. 2014 yılında Musul'u ele geçirmesiyle birlikte örgüt büyük bir ganimet, Irak Ordusu'na ait ağır makineli silahlara ve belki de en önemli gelir kaynağı olan zengin petrol kuyularına sahip olmuştur. Bu anlamda Musul, DEAŞ sorunu için önemli bir kent ve olgudur. Tabi Musul harekatına değinmeden önce kısaca Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonuna değinmekte fayda var. Kuşkusuz objektif kriterleri dikkate alırsak Türkiye askeri, ekonomik ve siyasi anlamda uluslar arası sistemdeki yeri orta büyüklükte bir devlettir. Fırat Kalkanı da ABD ve Rusya'nın rahatsızlık duymadığı hatta eğer Suriye'de DEAŞ ile savaşılacaksa bunu müttefik ve meşru bir aygıtın yapmasını tercih etmelerinden dolayı Türkiye açısından başarılı bir adımdır. Ancak aynı durumun Musul bahsi açıldığında çok yüksek perdeden başlatılan açıklamalarla (Misak-i Milli vurgusu gibi) Türkiye'yi zor durumda bırakacağını söylemem mümkün olabilir" dedi.
"Türkiye'nin Kaygıları Haklı ve Sabit Kaygılardır"
"Musul harekatı ile Türk dış politikası yeni bir sınavdan geçmektedir" diyen YDE Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Erhan Ayaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Musul ile yapılan açıklamaların sonucunda Türkiye uluslararası ilişkilerde anlaşmalarla kazandığı toprak dağılımından ve kurulan düzenden memnun olmayan ve bunları zor yoluyla ya da diplomasi yoluyla değiştirmeye çalışan değişimci bir devlet olarak algılanabilir. Türkiye konuyu bu bağlamdan uzaklaştırarak kendi kapasitesi doğrultusunda müzakere edebileceği zemine çekmelidir. Musul harekatı ile Türk dış politikası yeni bir sınavdan geçmektedir. Türkiye'nin Başika Kampı ve Musul ile ilgili dillendirdiği kaygıları haklı ve sabit kaygılardır. Operasyonun ardından Musul'un demografik yapısının ne şekilde gerçekleşeceği, bölgedeki PKK unsurlarının hareket sırasında ve sonrasında durumları ile Musul'dan kaçmaya çalışacakların oluşturacağı insan hareketi Türkiye'nin güvenliği doğrudan etkileyecek unsurlardır. Bu sorunların çözümü kısa dönemde olmayacaktır. Ortadoğu'nun etnik ve dini-mezhebi açıdan dünyanın en karmaşık coğrafyalarından biri olmasından dolayı bölgenin geleceği için en büyük tehlike mezhep savaşlarıdır. Bu açıdan Musul operasyonunun askeri sonuçlarından ziyade siyasi-sosyal sonuçları çok daha önemlidir. Bu açıdan Musul'da Telafer ve Sincar çok önemli bölgelerdir. Şii Hilali sahada oluşmaya başlıyor ancak bunun panzehirini Cerablus, Rakka ve Musul arasında Türkiye'nin hamilliğinde oluşacak Sünni hattında görmemek gerekir. Mezhebi bagajlar tarihi anlamda çok dolu bunları harekete geçirmek bölgenin felaketi olur. Bir nevi Müslüman dünyanın kendi 30 yıl savaşlarını yaşamaya başlamasına sebebiyet verecektir."
"DEAŞ geleceği temsil eden bir terör örgüt"
Son olarak DEAŞ'ın geleceği ile ilgili değerlendirmelerde bulundan YDE Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Erhan Ayaz, "Kuşkusuz DEAŞ bir gün Musul ve Rakka'dan çıkarılacak fakat bu örgütün yok olacağı anlamına gelmez. DEAŞ sanal dünyayı kendi propaganda stratejisi içinde çok iyi kullanan bir örgüt, bu anlamda DEAŞ sanal dünyada beslenmeye devam ederek, gerçek dünyada ve dünyanın hemen her yerinde varlığını ve eylemlerini sürdürecektir" diye konuştu. - İSTANBUL