"Yazmaların Peşinde Bir Ömür: Nuri Arlasez" sergisi açıldı

'Yazmaların Peşinde Bir Ömür: Nuri Arlasez' sergisi açıldı
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Yazmaların Peşinde Bir Ömür: Nuri Arlasez" başlıklı sergi açılışı ve kitap tanıtımına katıldı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Yazmaların Peşinde Bir Ömür: Nuri Arlasez" başlıklı sergi açılışı ve kitap tanıtımına katıldı.

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (TÜYEK) ve İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) işbirliğinde hazırlanan etkinlik, Rami Kütüphanesi'nde yapıldı.

Programda konuşan Ersoy, Arlasez'in vefatının 25. yılı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"TÜYEK Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanemize bağışlanan, tarihi ve sanat değeri çok yüksek 329 nadide el yazması, hat sanatımızın büyük ustalarının el emeği göz nuru 350 hat levhası, Topkapı Sarayı'na bağışlanan ve ayrı ayrı her biri sanat eseri olan 232 işleme, IRCICA'ya bağışlanan 11 binden fazla fotoğraftan oluşan bir arşiv ve şahsi mektuplar... İşte bu muazzam rakamların, ilimden sanata uzanan tarihi ve kültürel bu eşsiz hizmetin altında imzası olan isimdir Nuri Arlasez."

Ersoy, medeniyet kavramından bahsederken kültür varlıkları, sanat eserleri, ilmi ve edebi yazmalar gibi o medeniyetin korunup muhafaza edilmiş ve halihazırda yaşayan, sürdürülen bir mirasını ortaya koyabilmek gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Yani geçmişten bugüne bir köprü, bir bağ olmalıdır. Nuri Arlasez ülkemizde bu köprüyü ayakta tutmaya, o bağı koruyup gelecek kuşaklara aktarmaya ömrünü adamıştır. Onun tutkusu kültür hafızamıza nice eser kazandırmış, onu zenginleştirip derinleştirmiştir. Nuri Arlasez bütün bunları büyük bir fedakarlıkla, titizlikle, maddi varlığının tamamını, kendisine bir miktar dahi ayırmadan, bağışlarını sarf ederek yapmıştır. Bizler onu sadece bir koleksiyoner olarak değil, kültür mirasımızı omuzlayıp nesilden nesile ulaştıran bir elçi olarak görüyoruz."

"O, ait olduğu medeniyetin kutlu mirasına sahip çıkıp vefa göstermiştir"

Bakanlığın TÜYEK Başkanlığı aracılığıyla böylesi kültür elçilerinin ve müelliflerin hatırasını çeşitli vesilelerle yaşatmayı ve hayırla anmaya vesile olmayı son derece önemli bir görev olarak gördüğünün altını çizen Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yazmaların Peşinde Bir Ömür: Nuri Arlasez sergi ve kitabı da merhumun kültürel mirasımıza derin sadakatine duyduğumuz vefa borcumuzun bir nişanesidir. IRCICA da arşivindeki fotoğraflardan yaptığı seçkiyi ve merhum Nuri Bey'in ünlü düşünür Arnold Toynbee ile mektuplaşmalarını istifademize sunarak bu sergi ve kitabın vücuda gelmesine çok değerli bir katkı sunmuştur. Kendilerine teşekkür ederken, ifade etmek isterim ki bu çalışmalar Nuri Arlasez'in engin birikiminin, özveri ve fedakarlıkla taçlandırılmış kültür ve medeniyet yolculuğunun mütevazı bir belgesidir. O, ait olduğu medeniyetin kutlu mirasına derin bir tutku duymuş, sahip çıkıp, vefa göstermiştir. Bilinsin ki milletimizin değerlerine vefa gösterenler daima vefa görmüştür, bundan sonra da daima görecektir."

Türkiye'deki yazma eserlerin tek çatı altında toplanması gerektiğini düşündüklerini belirten Ersoy, şu bilgileri verdi:

"O çatının da TÜYEK olması gerektiğine inanıyoruz. Halihazırda Başkanlığımız, koleksiyonundaki yüz binlerce yazma ve nadir eserle İslam ve Türk-İslam tarihinin bütün asırlarının, siyasi, kültürel ve etki coğrafyasının en büyük entelektüel hafızasını muhafaza etmektedir. TÜYEK, eserlerinin sayısı, bu eserlerin temel kaynak olma vasfı ve tarihi değerleri gibi hususların yanı sıra uzmanlarının niteliği ve sayısı itibarıyla da bugün bu alanda hizmet veren dünyadaki en büyük kuruluştur.

Bir taraftan emanetçisi olduğumuz eserleri en gelişmiş teknolojik imkan ve yöntemlerle muhafaza etmekte, bir taraftan da asırların ihmali sonucu yazmalarda oluşan büyük tahribatları restore etmekteyiz. Nihayetinde yazmalardan en geniş ve en etkili şekilde istifade edilebilmesi için de bu sahanın önde gelen hocalarının danışmanlığında ve 50'ye yakın yetkin uzman kadrosu ile yazmaların kataloğunun hazırlanması ve dijital ortama aktarılması çalışmalarını da yürütmekteyiz."

"2012'den bu yana 251 eser yayınladık"

Mehmet Nuri Ersoy, 455 bin eserin dijitalinin araştırmacıların istifadesine sunulduğu www.yek.gov.tr'nin dünyanın en büyük yazma eser sitesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bu yoğun mesai sayesinde 2012 yılından bu yana, her biri sahasında önemli bir boşluğu dolduran 251 eser yayımladık ki bu eserler toplamda 337 cilt ve 237 bin 629 sayfaya ulaşan bir külliyatı teşkil etmektedir. Bütün bunların yanı sıra ortak hafızamız ile insanımızı buluşturma gayretimiz, son üç senede düzenlediğimiz 30 yazma eser sergisi ile de taçlanmıştır. Sadece 2025'te gerçekleştirdiğimiz panel, sergi, konferans ve çalıştay sayısı 78'e ulaşmıştır. Söz konusu bütün bu program ve sergiler halkımızın ilgi ve teveccühünü kazanmıştır."

Yazma eser koleksiyonunu büyütmeye devam ettiklerini söyleyen Ersoy, haziran sonuna kadar TÜYEK Eser Sağlama Kurulunun 406 yazma eser ve 907 nadir matbu eser satın aldığını, ayrıca aynı dönemde 271 yazma eser ve 1823 nadir matbu eserin ise bağış olarak teslim alındığını anlattı.

Bakan Ersoy, Türkiye'de yazma eserlerin korunup değerlendirilmesinde en doğru tercihin TÜYEK çatısı altında toplanması olduğunun altını çizerek, "Bakanlığımıza bağlı bütün müze kütüphanelerimizdeki yazma eserlerin TÜYEK'e devri ile ilgili kararı imzaladık. Komisyonlar çalışmalarına başladı. En kısa sürede devir işlemleri tamamlanacak. Başkanlığımıza devredilen kitapların, yine kendi alanında dünyanın en önde gelen kurumlarından biri olan Süleymaniye Kütüphanemizde depolanacağını da özellikle belirtmek isterim." diye konuştu.

Özel koleksiyonlardaki yazma eserlerin de TÜYEK'e devredilmesi önerisinde bulunan Ersoy, şöyle devam etti:

"Kendi özel koleksiyonuna sahip bütün kurumlar eğer ki yazma eserlerin en iyi şekilde korunmasını ve onlardan istifade edilmesini istiyorlarsa ellerindeki eserleri TÜYEK'e devretmeli. Açık konuşalım, bazılarının durumu maalesef hiç de iç açıcı değil. Depolama koşulları son derece yetersiz. Ne uzman var ne restoratör. Dolayısıyla bakım ve dijitalleşme çalışmalarından da söz edemiyoruz. Bu sebeple biz diyoruz ki, bir an önce doğru adımı atsınlar ve bu eserleri kurtaralım. Ecdadımızın bizlere mirası olan nadide yazma eserlerimizi gelecek nesillere sağlıklı olarak aktarabilelim."

Mehmet Nuri Ersoy, Konya Büyükşehir Belediyesinin öncülük yaparak dünyaca ünlü Koyunoğlu Yazma ve Nadir Matbu Eser Koleksiyonu'nu TÜYEK'e devrettiğini dile getirdi.

"Arlasez'i örnek bir şahsiyet olarak görüyorum"

İstanbul Valisi Davut Gül, etkinliğin hazırlanmasında katkısı olan kurumlara teşekkür ederek, "İstanbul vefa demek. İstanbul coğrafi güzellik anlamında çok kıymetli bir şehir. Ama daha kıymetli olan İstanbul'daki kültür ve sanat adamları. İstanbul'a değer katan bütün kültür ve sanat adamlarına müteşekkiriz. Bunların kıymetinin bilinmesi, zaman zaman hatırlatılması ve yeni nesillere gösterilmesi vefanın göstergesi." değerlendirmesinde bulundu.

TÜYEK Başkanı Coşkun Yılmaz, düzenlenen pek çok programla koleksiyonerleri ve bağışçıları anmaya gayret ettiklerini belirterek, "Bunun birkaç sebebi var. Bir tanesi şu. Süleymaniye'ye TÜYEK'e emanet edilen eserler hassasiyetle korunuyor. Bağışlayanlar hayırla yad ediliyor. 'Ey yaşayanlar! Raflarımız, dolaplarımız, kütüphanelerimiz... Kurumlarımız ve sizler buyurun.' diye çağrımızı yapmak, diğer yönüyle onlara hürmet, vefa göstermek, bizden sonrakilere güzel örnekler, numuneler bırakmak." ifadelerine yer verdi.

IRCICA Genel Direktörü Mahmud Erol Kılıç ise sergide iki kurumun bir araya gelip ellerindeki malzemeleri paylaşarak bir sinerji yarattığına dikkati çekti.

Arlasez'in hezarfen ve çok enteresan bir kişi olduğunu dile getiren Kılıç, şunları söyledi:

"Topladığı malzemeleri değişik yerlere bağışlamış. Süleymaniye Kütüphanesi'ne bağışladıkları var. Topkapı Sarayı'na, IRCICA'ya ve başka yerlere. Fakat çok önemli bir nokta var. O da milli duruşu. 'Ben bunları Japon'a mı, Fransız'a mı, Alman'a mı satayım?' dememiş ve bunların yurt içinde kalmasını sağlamış. Bu yönüyle örnek bir şahsiyet olarak görüyorum. Şahsen ben IRCICA adına şunu söyleyebilirim. Şu ana kadar biz 9 bin adet fotoğrafının olduğunu zannediyorduk. Ancak IRCICA'daki çalışan arkadaşların çalışmaları neticesinde bu rakam daha da yükseldi. 11 bin küsura ulaştı. Bu fotoğraflardan 90 küsurunu burada, sergide ve katalogda göreceksiniz. Ancak geriye kalanı inşallah en yakın zamanda dijital ortama aktarılarak bila ücret bütün araştırmacıların hizmetine sunulacak. O fotoğraflar 150 yıl evvel çekilmiş fotoğraflar değil. 40 sene, 50 sene evvel çekilmiş fotoğraflar ve hüzünle seyredeceksiniz İstanbul'u. Başta İstanbul olmak üzere biz nasıl mahvettik o güzelim şehri 40 yılda? Çok değil, özellikle ahşap binaların fotoğraflarını çok çekmiş. Belki ileride IRCICA olarak sırf İstanbul'un eski ahşap binaları diye Nuri Bey'in fotoğraflarından bir sergi bile düşünmeye başladım."

Yazar Beşir Ayvazoğlu da etkinliğe katılan isimler arasında yer aldı.

El yazması eser koleksiyonunun önemli bir kısmını Süleymaniye Kütüphanesi'ne bağışlayan Arlasez, kütüphanenin zengin koleksiyonuna paha biçilmez eserler ilave etti. Arlasez'in 1991'de yaptığı bu bağış içinde 329 yazma, 350 hat levhası, murakkalar, belgeler ve nadir matbu eserler yer alıyor.

Bunlar arasında İstanbul'un hızlı dönüşümler yaşadığı bir devirde, sahaflardan ve muhtelif koleksiyonlardan toplanan kıymetli yazma eserler, hat sanatının en büyük üstatlarının kaleminden çıkmış levhalar, icazetnameler, meşkler ve yazı kalıpları, Fars, Arap ve Türk edebiyatının seçkin örnekleri, dua mecmuaları, belge niteliğindeki fotoğraflar bulunuyor.

Kaynak: AA / Hilal Uştuk - Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title