Yazarlar Naipaul'süz Toplandı
Avrupa Yazarlar Parlamentosu Tartışmalara Neden Olan Nobel Ödüllü İngiliz Yazar Naipaul'süz Başladı.
Avrupa Yazarlar Parlamentosu tartışmalara neden olan Nobel ödüllü İngiliz yazar Naipaul'süz başladı.
Adalet Ağaoğlu," Naipaul'ün burada olmaması beni üzdü. Çünkü ona soracağım çok sorum vardı"
" Haçlı Seferleri'ni püskürttük anlamına geldi Naipaul'ün gelmemesi. Endişemi de söyleyeyim, ileride dedim, lise veya ortaokul edebiyat kitaplarında inşallah 'Büyük zafer kazandık, Haçlılar'ı püskürttük' diye yazılmaz"
Avrupa Yazarlar Parlamentosu, onur konuğu olarak katılması planlanan Nobel ödüllü Hint asıllı İngiliz yazar Vidiadhar Surajprasad Naipaul'e ilişkin tartışmaların gölgesinde başladı. Hilton Otel'de gerçekleştirilen toplantıdan önce katılımcı yazarlar "Naipaul" katılımına ilişkin tartışmaları değerlendirdi. Toplantının diğer bir onur konuğu olan usta yazar Yaşar Kemal konuya yönelik görüş bildirmezken, yazar Murat Belge, "Gelmemesine üzüldüm. Sanat, edebiyat alanında bundan önce Kusturica bağlamında da benzer birşey yaşandı. Herhangi bir yazar, sanatçı şu, bu düşüncesinden ötürü, herkesin sonsuza kadar eleştiri hakkı vardır, ama bir toplantıda bulunma bulunmama, 'Ben oraya gelirsem acaba ne olur' gibi kaygılar hissettirmek, bir sanatçıya, bir yazara benim onayladığım birşey değil. Dolayısıyla da üzüldüm. Böyle bir imaj yavaş yavaş inşa olmaya başlıyor" dedi.
"HAÇLILARI PÜSKÜRTTÜK"
Yazar Doğan Hızlan da, "Benim kişisel bir bu konuda görüşüm yok. Herkse düşündüğünü, inancını, yargısını söyleyebilir. Ben aslında yazarlara ayrıcalık tanırım, yazarlar herşeyi konuşabilir, söyler, diye" derken, yazar Adalet Ağaoğlu da, "Bence bu salonda olmalıydı. Çünkü aslında ben bu Avrupa Yazarlar Parlamentosu'na katılmayı özellikle istedim. Çünkü çeşitli görüşleri olan ve çeşitli ülkelerde, coğrafyalarda yazan yazarlarla karşılıklı diyalog kurmamızın çok verimli olacağını düşündüm. Baştan beri şunu düşünüyorum, biz AB'ye kabul edilsek dahi Türkiye Cumhuriyeti insanını anlayamayacaklar. Çünkü biz yazarlarla bir diyalog kurabilirsek, o zaman birbirimizi daha anlayışla okuyabileceğiz. Buraya davet edilen ve gelmekten vazgeçen İngiliz yazarı ama Hindistan doğumlu, müslümana çok hakaret ettiği söylenen Naipaul'ün burada olmaması beni üzdü. Çünkü ona soracağım çok sorum vardı. Hilmi Yavuz'un toplantıya ilişkin genele bilgi vermesi iyi oldu. Fakat bunun provokasyon haline gelmesi ve kışkırtıya yaslanması hiç güzel olmadı, en kötü tarafı bu. Haçlı Seferleri'ni püskürttük anlamına geldi Naipaul'ün gelmemesi. Endişemi de söyleyeyim, ileride dedim, lise veya ortaokul edebiyat kitaplarında inşallah 'Büyük zafer kazandık, Haçlılar'ı püskürttük' diye yazılmaz" diye konuştu.
BİREYSEL PROTESTO GÖSTEREBİLİRDİK
Yazar İskender Pala da, "Bahtsızlık olarak değerlendiriyorum bunu. Keşke gelseydi, bu masada otursaydı ve ben ona sorsaydım, 'Müslümanlar hakkıdna 30 yıl önce söylediklerinizi hala ısrarla devam ettiriyor musunuz? Devam ettiriyorsanız, bunun sebepleri nelerdir? Bu konuda bir özür dilemek ister misiniz? Özür dilemeyecekseniz, sizden umuyorum ve bekliyorum bunu. O zaman ben sizinle aynı masada oturmak istemiyorum' deyip, bu platformda sessizce, bireysel bir protesto gösterebilirdik" dedi.
TÜRKİYE KÜRESEL DÜŞÜNCEYE KAPALI
Yazar Gündüz Vassaf da, "Maalesef Türkiye daha uluslararası toplantılara alışık değil. BM, New York yerine burada toplanıyor olsaydı, İstanbul'da, herhalde hiçbir toplantı yapılamazdı, protestolar yüzünden. Düşünceler tartışılır, dışlanmaz. Türkiye, küresel sermayeye çok açık, fakat küresel düşünceye hala çok kapalı. Kapalıyken de oldukça çifte standartlıyız, kimleri kabul edip, kimleri etmediğimizle, bunun son örneklerini de devlet misafirlerinde de görüyoruz zaten" diye konuştu.
Naipaul'ün gelmesine tepki olarak toplantıya katılmayacağını açıklayan ancak Naipaul gelmediği için toplantıda bulunan Taraf Gazetesi Yazarı Cihan Aktaş da, "Ben sadece yazar olarak belli bir duyarlılığı dile getirme zorunluluğu hissettim. Yeni ırkçılığı destekleyen bir söylemi geliştirmiş bir yazarın açılış konuşmasını yaptığı bir toplantıya katılmama hakkım var diye düşünüyorum" dedi.
"BUGÜN GELMESİN DERSEK, YARIN GİTSİN DE DERİZ"
Yazar Muhsin Kızılkaya da, "Irkçı, sağcı bir yazar, benim fikriyatıma hiç uygun biri değil, ben solcuyum. Ama burada olması gerekiyordu. Çünkü bizim sicilimiz çok temiz bir sicil değil o anlamda. Biz gazete çok yakın bir tarihte 'KerKürt' diye bir manşet attı. Eşek Kürt demek. Bununla ilgili hiçbir yazarın hiçbir tepkisni görmedik. Bugün filan kişi bu ülkeye gelmesin dediğiniz zaman, yarın sevmediğiniz birilerinin de bu ülkeden gitmesini istersiniz."
Toplantının açılışında konuşan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı (AKB) Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Avdagiç, Yaşar Kemal'in sözlerinden alıntı yaparak şunları söyledi: "Dünya onbinlerce çiçekli bir kültür bahçesidir. Her çiçeğin ayrı bir rengi ve kokusu vardır. Bir çiçeğin koparılması, bir rengin, bir kokunun yok olmasıdır. Bu insanları, insanlıktan çıkaran bir durumdur. Tek renge, tek kokuya kalmış bir insanlık, tek dile kalmış bir dünya hapı yutmuştur. Bize göre bu sözler son derece önemlidir ve Yazarlar Parlamentosu çok renkli, çok kokulu, çok kültürlü yapısıyla bize gelecek için büyük bir umut vaad etmetktedir."
ORHAN PAMUK, HRANT DİNK VURGUSU
İngiliz Yazar Hari Kunzru da, "Sayın Naipaul bu toplantıya katılamadı, buna da üzüntü duymaktan başka birşey elimizden gelmiyor. Her türlü eğilimleri, akımları bu çeşit toplantılarda konuşmak gerekirdi. Hepsine açık olunması gerekiyordu. Burada konuk olarak konuşuyorum ve tabi kimsenin gücenmesini istemiyorum. Ama soyut bir şekilde konuşmaktansa, somut bir şekilde konuşmaya daha fazla ağırlık vermek lazım. Nobel yazarı Orhan Pamuk, Hrant Dink gibi iki yazarın da adını burada anmak hakikaten daha somutlaştırıcı. Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesi Türklüğe ve Türk yönetsel kurumlarına hakareti cezalandırmak eğiliminde bir maddedir. Pamuk, bu nedenle, İsviçre dergilerinden bir tanesine sözde Ermeni soykırımıyla ilgili bir röportajdan bahsederken birşeyler söyledi. Örneğin daha sonra da mesela Hrant Dink'in öldürülmesinden sonra katilin bir polis karakolunda etrafında gülümseyen polislerle Türk bayrağı önündeki resmi yayınlandı. Tabiki Türkiye burada tek başına değildir" diye konuşarak, toplantı kapsamında 301'inci maddenin de ele alınacağını söyledi.
Hint asıllı İngiliz Yazar Vikram Seth ise, Naipaul'ün toplantıya katılması durumunda iki kulüplü bir toplantının gerçekleşmiş olacağını söyledi.
Üç gün sürecek olan toplantının ilk gününde katılımcı sayısının oldukça az olması da dikkat çekti.