Yavru caretta cerattalar denizle buluşmaya başladı
Dünyada deniz kaplumbağalarının en önemli üreme alanlarından biri olan Mersin sahillerinde, bu yılda yuva yapan caretta carettaların bıraktığı yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.
Dünyada deniz kaplumbağalarının en önemli üreme alanlarından biri olan Mersin sahillerinde, bu yılda yuva yapan caretta carettaların bıraktığı yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı. Mayıs ayı sonunda anaç kaplumbağalar tarafından bırakılan yumurtalardan çıkan ilk yavru caretta carettalar, denizle buluştu. Yuvalarından çıkan yavrular hızla denize girmeye çalışırken, muhteşem görüntüler oluşturdu. Dünyada deniz kaplumbağalarının önemli üreme alanlarından olan Mersin sahillerinde, bu yılda deniz kaplumbağaları yuvalarını yaptı. Mersin'de 5 üreme merkezi bulunan deniz kaplumbağaları, özellikle Alata, Davultepe ve Kazanlı sahilinde yuva yapıyor. Şimdiye kadar Alata, Davultepe ve Kazanlı sahilinde yuva sayısı 700'ün üzerine çıkarken, bu yuvaların her birinden ortalama yüzde 70 yavrunun denizle buluşması hedefleniyor. Deniz kaplumbağalarının üremesiyle ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Deniz Kaplumbağaları Uygulama Araştırma Merkezi (DEKUYAM) Müdürü Prof. Dr. Serap Ergene, deniz kaplumbağalarının ürüme sezonunun Mayıs sonlarına doğru başladığını söyledi. 20 Mayıs'ta anaç kaplumbağalarının yumurtlamasıyla beraber Davultepe kumsalında 166 yuva meydana geldiğini belirten Ergene, "Bu yine önemli bir sayı. Küçük bir alan olmasına rağmen oldukça iyi bir sayı. Geçen sene 249 yuva vardı. Şu ana kadar ki süreç içerisinde ilk yavru çıkışlarını verdik. Bu bizim her sene çok önemli bulduğumuz ve beklediğimiz bir olay. 20 Temmuz itibarıyla çıkışlar başlamış oldu ve halen devam ediyor. Şu ana kadar 6 yuvanın yavru çıkışını verdik. Yavrular selametle denize kavuştular. Diğerlerinin de yaklaşık Eylül ortalarına kadar tamamlanmasını düşünüyoruz" dedi.
MERSİN'DE 5 ÜREME ALANI VAR Kaplumbağaların belli dönemlerde dalgalanma geçirebileceğini kaydeden Ergene, "Bir yıl az sayıda olur, bir yıl çok sayıda olur. Bu yıl az sayılardan bir tanesi. Geçen yıl biraz daha fazlaydı. Kazanlı'nın durumu fena değil. Şu anda 500'ün üzerinde yuva var. Alata'da sayı hiç fena değil 200 civarında. Tabi anaç çıkışları halen devam ediyor. Hatta hiç çıkmadıkları yerlere de çıkış yapabiliyorlar. Bu nedenle anaç da yavru çıkışları da uzun süre devam edecek. Sayı fena değil ama beklediğimiz, istediğimiz rakamlara henüz ulaşamadık. Çünkü bu hayvanların halen korunmaya ihtiyacı var. Mersin'de 5 üreme alanı bulunuyor. Bunlardan özellikle Kazanlı, Davultepe ve Alata yeşil deniz kaplumbağası açısından çok önemli. Yeşil deniz kaplumbağasının tüm Akdeniz için düşündüğümüzde yüzde 70'ini burası oluşturuyor. Bu nedenle buraları korurken daha çok önem göstermemiz gerekiyor. Özellikle anaçların ve yavruların çıktığı dönemlerde" şeklinde konuştu.
"İNSANLIĞIMIZI KAYBETMEDİĞİMİZ İÇİN KORUYALIM" Deniz kaplumbağaların korunmasıyla ilgili bazı sorunlar olduğunu kaydeden Ergene, "Sadece Davultepe değil birçok yerde sorunlar var ama buradaki sorun başlı başına bir sorun. Buranın yapılaşması demek bu canlıların hayatını sonlandırmamız demek oluyor. Uzun yıllardır bu hayvanları korumak için çok çaba sarf ettiğimiz bir alan burası. Maalesef burayı işgalden kurtaramayız. Sürekli olarak yeni yeni şeyler yapılıyor, alan farklı şekillerde kullanılıyor. En önemli sorunlardan bir tanesi de imar planı. O planın da bugünlerde onaylandı, onaylanacak gibi durumu var. İmar planı onaylandığı taktirde bu alanı yok saymamız lazım. Benim özellikle yetkililerden ricam, bu alana dokunulmasın. Her yer zaten kentleşmiş, her yer betonlaşmış. Şurada bir avuç toprak, bir avuç kum, bir avuç kumun içerisinde kum zambağı kalmış, bir avuç kumun içerisinde kaplumbağa yumurtaları yaşam için mücadele veriyor. Bunlara saygı gösterelim, sevelim, koruyalım. Burayı insanlar da zaten kullanıyor. Birbirimize, doğaya karşı olarak bunu yapmamız gerekiyor. Anamur'da ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Belek'te aynı sıkıntılar yaşanıyor. Bu yıl çok enteresan şekilde kaplumbağa üreme alanlarıyla ilgili büyük sıkıntılar var. Bunun önüne nasıl geçeceğimiz konusunda biz bilim insanları olarak açıkçası çaresiz kaldık ve çok büyük endişe duyuyoruz. O yüzden yetkililerden yardım istiyoruz. Çünkü bizim bu canlıları korumak için vermiş olduğumuz sözler, atmış olduğumuz uluslararası imzalar var. İlla bir sözleşmeye imza attığımız için değil, insanlığımızı kaybetmediğimiz için koruyalım" diye konuştu.
(Koray Ünlü /İHA)