Yatağan'da Eylemler Üçüncü Gününde
Yatağan Termik Santrali ve santrale kömür temin eden kömür sahalarında çalışan enerji ve maden işçilerinin başlattıkları eylem üçüncü gününe girdi.
Yatağan Termik Santrali ve santrale kömür temin eden kömür sahalarında çalışan enerji ve maden işçilerinin başlattıkları 'işyerlerini terk etmeme' eylemi üçüncü gününe girdi.
Muğla'nın Yatağan ilçesinde bulunan Yatağan Termik Santrali ve bu santrale kömür temin eden linyit sahalarında çalışan TES İş Sendikası ve Maden İş Sendikasında işçilerinin, 30 Kasım Pazar akşamı ihaleyi kazanan firmanın işyerlerini teslim almaya gelecekleri duyumları üzerine başlattıkları 'işyerlerini terk etmeme' eylemleri devam ediyor. Enerji ve maden işçilerine eylemlerinin üçüncü gününde TES İŞ Sendikası Genel Merkezi'nden destek geldi. Yatağan Termik Santrali önünde 444 gündür kurdukları direniş çadırı ile eylemlerini sürdüren işçileri ziyaret eden Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (Tes-İş) Genel Eğitim Sekreteri Ferudun Yükselir, işçilerin daima yanlarında olduklarını ve geçmişte özelleştirme kararından vazgeçildiğini belirtti.
Yükselir, iktidara gelen herkesin santrali satmak istediğini fakat yapılan eylemler ile bu karardan defalarca dönüldüğünü ifade etti. Yükselir, direnişte olan işçilere yaptığını konuşmada, "28 Nisan 1994 yılında şu santralin çatısına çıktık. Santral kapatılmıştı. İki bayan vardı, biri Muğla Valisi, birisi Başbakan. O iki bayan o gece görüştüler, Bakanlar Kurulu kararı alınmadan, alınacakmış gibi gece saat 12.00'de beraber açtık biz. Açmak zorunda kaldılar ama her gelen, 'satacağım' diye geldi. Kabahat bizde, biz çalışanlarda, biz sendikacılarda, kabahatin çoğu bizim. Biz çalışanlar, emekçiler, Türkiye ortalamasının üzerinde oy vererek getirdik bu iktidarı" ifadelerini kullandı.
Yatağan'da enerji ve maden işçilerinin bir bütün olduğu söyleyen TES İş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Feridun Yükselir, "Bu anlamda Yatağan simge oldu. 444 gündür bu eylemler devam ediyor. 30 yıldır devam etmiş olsa bile. Biz iki ay Ankara'da Kurtuluş Parkı'nda suyu, copu, gazı ve sopayı yedik ama dimdik ayaktayız. Diyoruz ki bu iki şubemizin emekçileri, yönetimleri, zorunlu organları, temsilcileri, baş temsilcileri, işyeri komiteleri ne karar alırlarsa o karar uygulanır. Bir başkasının aklına ihtiyacı yok burada çalışanların. Kimisi teslim ol diyor mandacı, kimisi fabrikayı durdur diyor çalışıyor. Biz çalıştırır, biz durdururuz, o bizim bileceğimiz iş. Biz şuna inanmışız, bizim cesetlerimizin üzerinden ezip geçmeden bizi teslim alamayacaklar. Hep böyle devam ettik yola. Onlar da biliyorlar bizim kararlı olduğumuzu, onlar da korkuyorlar. Önceki Başbakan, şimdiki Cumhurbaşkanı, hangi özelleşen yerin şube başkanıyla ya da başkanlarıyla görüştü? Bir tek burasıyla görüştü. Görüşmedi, görüşmek mecburiyetinde kaldı, siz bıraktınız. Gerek kadrolu arkadaşlarım gerekse taşeronda çalışan arkadaşlarım, şunu hiçbir zaman kafanızdan çıkarmayın, kazanan biz olacağız, kaybeden onlar olacak. Sizinle sonuna kadar beraberiz" şeklinde konuştu. - MUĞLA