Kobani Olaylarından Yaralı Kurtulan Yusuf Er: 'Vahşet Gözümün Önünden Gitmiyor'
DİYARBAKIR'da Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) çağrısı ile 6-7-8 Ekim 2014'te yaşanan, 'Kobani olayları' olarak bilinen terör eylemlerinde Yasin Börü ile arkadaşlarının sığındıkları binadan atılıp, öldürülmesi olayından yaralı kurtulan Yusuf Er (27), "6 Ekim denilince akla ilk gelen...
Terör örgütü DEAŞ'ın Suriye'deki iç savaş sırasında Kobani'ye saldırdıktan sonra Ekim 2014'te HDP Genel Merkezi'nin sosyal medya hesabından ve HDP Merkez Yürütme Kurulu'ndan (MYK) sokağa çıkma çağrısı yapıldı. Terör örgütü PKK yöneticileri de benzer açıklamalarda bulunarak, eylem çağrısında bulundu. 6-7 ve 8 Ekim tarihlerinde Diyarbakır başta olmak üzere birçok kentte sokak eylemleri yapıldı. Çıkan olaylarda 37 kişi, hayatını kaybetti. Bağlar ilçesinde ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtan Yasin Börü (16), Ahmet Dakak (19), Riyat Güneş (26), Hasan Gökguz (25) ve Yusuf Er (24) de terör örgütü PKK yandaşları tarafından hedef alındı. Bir binaya giren Börü ile arkadaşları burada öldüresiye darbedildi. Yusuf Er, yaralı halde saldırganların elinden kaçarken, Börü, Dakak, Güneş ve Gökguz 3'üncü kattan aşağı atıldı. Daha sonra silahla vurulup, defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Saldırıdan yaralı kurtulan Yusuf Er, yaşadıklarını DHA'ya anlattı.
'DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BÖYLE BİR VAHŞET GÖRMEDİK'
Yaşadığı olayı ömrü boyunca unutamayacağını söyleyen Yusuf Er, "2014'teki 6-7-8 Ekim olaylarında 4 arkadaşımız şehit oldu. Ben de onların yanındaydım ve sağ olarak kurtuldum. Bu olaylar, bütün dünyanın gündemindeydi. Olay günü kurban eti dağıtıyorduk. Kurban eti dağıttığımız 3'üncü evi bitirdikten sonra 4'üncü eve giderken önümüzü kesip bize 'İŞİD'ci' dediler. 'İŞİD'ci değiliz' dememize rağmen, bize taşla sopayla üzerimize saldırdılar. Daha sonra kaçmamıza rağmen arkamızdan silah sıktılar. Bir süre sonra kaçacak bir yerimiz kalmayınca bir binaya sığındık ve bir bayan bizi evinin içerisine aldı. Daha sonra bizi buldular. Üst katın balkonundan perdeleri birleştirerek mutfağın penceresinden içeri girdiler. Ev sahibinin eşi kapıyı açarak o vandalların içeriye girmesini sağladı. Kendimi tuvalete attım. 4 şehidimiz de banyoya girmişti. Onlar orada şehit olduktan sonra tuvalette benim olduğumu söylediler. Onlar tuvalete gelip, beni yine darbettikten sonra banyoya gidip şehitleri banyodan çıkartıp, mutfak ve balkondan aşağı attılar. Aşağıdan da üzerlerinden arabayla geçtiler. Benzin döküp yaktılar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir vahşet görmedik" dedi.
'ALLAH'IN YARDIMIYLA KURTULDUM'
Olayın baş aktörlerinin Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın olduğunu söyleyen Er, "Aşağıda PKK'nın üst düzey yöneticilerinden iki kişi yaralı halimle beni sorguya aldılar. 'Biri öldürelim, biri de öldürmeyelim' dedi. En son 'Öldürelim' dediler. Daha sonra bana gitmemi söylediler. Arkama baktığımda Kalaşnikof'lu 3 kişinin namluyu bana doğrulttuklarını gördüm. Beni öyle öldürecektiler. Bana 8-9 el ateş etmelerine rağmen beni vuramadılar ve ben de 2 sokak sonra izimi kaybettirdim. Allah'ın yardımıyla olaydan kurtuldum. 6 Ekim denilince akla ilk gelen Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesidir. 10 yıl geçmesine rağmen o vahşet gözümün önünden gitmiyor. Onlarla beraber yaşadığımız anılar aklıma gelince akşamları rüyama geliyor ve bazen yatamıyorum. Selahattin Demirtaş'ın aldığı ceza, geçerli bir ceza değil. Çünkü olayın baş aktörleri Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'dır. Bunların almış olduğu cezalar, bizi tatmin etmiyor" diye konuştu.