Yasin Börü Davası
Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te, Kobani (Ayn el-Arap) bahanesiyle gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un öldürülmesiyle ilgili 21'i tutuklu 41 sanığın yargılandığı davaya, avukat beyanlarının alınmasıyla devam edildi.
Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te, Kobani (Ayn el-Arap) bahanesiyle gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un öldürülmesiyle ilgili 21'i tutuklu 41 sanığın yargılandığı davaya, avukat beyanlarının alınmasıyla devam edildi.
Güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'dan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine nakledilen davanın duruşmasına, şikayetçiler ve tarafların avukatları katıldı. Sanıklar, Hasan Aldemir, Cihan Yıldız ve Rıdvan Baş, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla duruşmada hazır edildi. Duruşmaya, müdahil Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının avukatı Serpil Penez Şahin de katıldı.
Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu'nun önceki celsede alınan ara kararların sonuçlarını bildirmesinden sonra avukatların beyanına geçildi.
Sanık Cevher Türk'ün avukatı Mehmet Baki Aksoy, müvekkili aleyhine sanık Sedat Çoban'ın ilk teşhis beyanının dışında başka bir delil bulunmadığını öne sürerek, "Söz konusu sanık, bu sırada askerde olan veya tutuklu bulunan kişilerin dahi olaya karıştığını belirtmiştir. Beyanının doğru olmadığı ortadadır. Siyasi bir kişiliği bulunmayan müvekkilim, sabıkalı bir hırsızdır. Bu tür siyasi olaylarla ilişkisi bulunmayan müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum." dedi.
Sanık Ahmet Tanrıverdi'nin avukatı Harun Reşit Birbilen ise suçlamaları kabul etmediklerini, müvekkilinin 6-7 Ekim'de askerde bulunduğunu belirterek, beraatını istedi.
"Müvekkilimde adrenalin bozukluğu var"
Suça sürüklenen çocuk A.S'nin avukatı Muhammet Emin Çoban, müvekkilinde adrenalin bozukluğu rahatsızlığı bulunduğunu, bu nedenle böyle bir olaya karışmasının mümkün olmadığını söyledi. Çoban, "Müvekkilimin rahatsızlığı göz önünde bulundurularak bu hususta bir rapor alınmasını talep ediyoruz. Adli sorun olmadığı için talebi reddettiğinizi gördük. Müvekkilimizin bu fiili gerçekleştiremeyeceği için bu raporu talep ediyoruz." diye konuştu.
Sanık Ali Güven'in avukatı Sinan Tanrıkulu da müvekkili aleyhinde daha sonradan dönülen atfı cürüm niteliğindeki Sedat Çoban ve Mecnun Akkoyun'un hazırlık beyanından başka aleyhe delil bulunmadığını savunarak tahliye istedi.
Firari sanık Ersin Filizer'in avukatı Şiraz Baran ise müvekkili hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını istedi. Baran, tutuklanmama garantisi verilirse müvekkilini mahkemede hazır edebileceğini söyledi.
Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin tahliye ve beraatlerini talep etti.
Mağdur ve katılanların avukatları Hasan Bozdaş, Mehmet Karadağ, Şaban Dalgın, Abdulgani Orhan, Gülden Sönmez ve Mehmet Ener, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını ve cezalandırılmalarını istedi.
Savcı Abdurrahman Yalçın, tutuklu sanıkların üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, kaçma şüphesi, suçu işlediklerine dair kuvvetli şüpheyi gösterir somut deliller ve adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağını değerlendirerek tutukluluk halinin devamı talebinde bulundu.
Kısa bir mütalaanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına, firari sanıklar Ersin Filizer, Burhan Ay ve İsa Özel hakkında çıkarılan yakalama emrinin devamı ve infazların beklenmesine hükmedip, duruşmayı 25 Ocak 2017'ye erteledi.
İddianame
İddianamede Yusuf Er, Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un 7 Ekim 2014'te, Diyarbakır'da terör örgütü PKK/KCK mensuplarınca, "DEAŞ üyesi oldukları" iddiasıyla saldırıya uğradığı belirtiliyor.
Maktuller ile olayda yaralanan Er'in, saldırı üzerine Bağlar semtinde bir daireye sığındıkları, eylemi gerçekleştiren grubun binanın çevresini sardığı ve bu kişileri aramaya başladığı aktarılan iddianamede, eylemcilerin, Er ile maktullerin 5 numaralı dairede olduğunu anlamaları üzerine bir kişinin mutfak balkonundan daireye girdiği ve içeridekilere silahla ateş etmeye başladığı kaydediliyor.
Silahlı kişinin kapıyı açarak, grubun diğer üyelerini de eve aldığı, eylemcilerin ikametgaha sığınanları linç ederek, ateşli ve delici silahlarla yaralayıp üçüncü kattaki camdan aşağı attıkları, birini de sürükleyerek binadan dışarı çıkardıkları anlatılan iddianamede, aşağı atılan ve can çekişen maktullere sopa, taş ve tekmeyle saldırıya devam edildiği aktarılıyor.
Olayda Er dışındakilerin öldüğü, ikametgahın tuvaletine sığınan ve bir süre fark edilmeyen Er'in daha sonra bulunduğu, darbedilerek ve kesici aletle yaralanarak buradan çıkarıldığı ancak Er'in sanıkların elinden kaçmayı başardığı ve 500 metre kadar gittikten sonra bayıldığı da iddianamede yer alıyor.
Sanıkların, dört maktulü "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan dörder, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçundan birer olmak üzere, beşer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor. İddianamede sanıkların, Er'in yaralanmasına ilişkin de ayrıca cezalandırılmaları talep ediliyor.
Diyarbakır'daki izinsiz gösterilerde Börü, Dakak, Güneş ve Gökguz'un öldürülmesiyle ilgili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 17'si tutuklu 34 sanık yargılanırken, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, aynı suçlamalarla ilgili suça sürüklenen 7 çocuk hakkında, çocuk ağır ceza mahkemesinde açılan iki davanın bu davayla birleştirilmesine karar verdi. Böylece davada toplam yargılanan kişi sayısı 21'i tutuklu olmak üzere 41'e yükseldi.