Yaşar Büyükanıt sırlarını yazılı olarak kızına bıraktı
Hayatını kaybeden 25. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın '27 Nisan e-muhtırası' ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı Dolmabahçe görüşmesinin 'sırlarını' yazılı olarak kızına bıraktığı ortaya çıktı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 25. Genelkurmay Başkanı olarak görev yapan Yaşar Büyükanıt, hayatını kaybetmesinin ardından Türkiye siyasi tarihine geçen 2007'deki '27 Nisan e-muhtırası' ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı ve hala 'sır' olarak nitelendirilen Dolmabahçe görüşmesinin de aralarında bulunduğu birçok olayla anıldı. Büyükanıt'ın ardından 'sırlarını da beraberinde götürdü' yorumları yapıldı.
Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı ise ' Yaşar Büyükanıt her şeyi yazmış' başlıklı bugünkü yazısında, Büyükanıt'ın 'sırlarını' yazılı olarak çocuğuna bıraktığını öne sürdü.
Ataklı, "Erdoğan, Genelkurmay Başkanı ile yaptığı görüşmenin 'mezara kadar' bir sır olarak kalacağını açıklamıştı. Oysa demokratik bir hukuk devletinde devleti yönetenlerin yapacakları hiçbir görüşme sır olarak kalamaz, mutlaka zapta geçirilir. Anladığım kadarıyla bu görüşmede zabıt da tutulmamıştı. Durum böyle olunca, doğal olarak yıllar süren bir tartışma ortamı da yaratılmış oldu" ifadelerini kullandı.
BÜYÜKANIT, YAZDIKLARINI KIZINA TESLİM ETTİ
"Bu görüşmede Erdoğan'ın, Büyükanıt'a bazı 'şahsi belgeler' gösterdiği, bunun üzerine Büyükanıt'ın, Ergenekon operasyonuna hiç karşı çıkmadığı, ordu üzerinde oynanan oyunların da bu görüşmeden sonra başladığı ileri sürülmüştü" diyen Ataklı şöyle devam etti: Yaşar Büyükanıt, Erdoğan'ın o görüşmede olanların açıklanmamasını istemesine dürüst bir devlet görevlisi olarak uydu. Erdoğan, başbakan olarak üstüydü ve onun söylediğine uymayı, devlet terbiyesi içinde gördü. İyi de bu kadar önemli bir konuda mezara kadar sır saklamak olur mu?' Yaşar Büyükanıt'ın her şeyi dolmakalemle ve kendi el yazısıyla yazdığını biliyorum. Bu yazdıklarını kız evladına teslim etti. Ona ölümünden sonra bunu açıklaması konusunda bir vasiyeti yok. Ama gerek görmesi halinde bunu açıklamasında bir sakınca olmadığını da belirtti. Bakalım evladı bu yazıları kamuoyu ile paylaşacak mı? Üzerinde çok büyük bir baskı olacağını tahmin ediyorum.Ama keşke çekinmese, korkuya kapılmasa ve ölümünden sonra babasının bazı çevrelerde oluşan itibar erozyonunu sona erdirse."